Turist Ömer’lerin dış gezi harcırahları
Emin Çölaşan 01 Ocak 1970
Sevgili okuyucularım, Tayyipgillerin son dış gezisi dün gece sona erdi. Altlarında400 milyon dolarlık özel uçak, yanlarında aile bireyleri, bakanlar, sekreterler, korumalar, tercümanlar vesaire…
Son gezi üç ülkeyi kapsadı.
Kolombiya, Küba ve Meksika.
Bu geziden ne elde ettiğimizi soracak olursanız, hiçbir şey!… Tümüyle turistik… Çarşı pazar dolaştılar, yakınlarına armağanlar aldılar, ortalıkta gezindiler…
Küba bir cingözlük yapıp Tayyip’i başkent Havana’daki Atatürk büstünün önüne götürdü. İyi de etti.
Peki başka?.. Üç ülkeden gelen başka bir olumlu haber yok.
Bütün derdi Havana’da cami yaptırmaktı. Sonra ortaya çıktı ki camiyi Suudi Arabistan yaptıracakmış. “O halde bize yer göstersinler, başka yerde yaptıralım”dedi.
Bu gidişle Küba’yı Müslüman yapacaktır!
Yine Havana’da sokakta rastladığı turist bir Türk kadına aynı bıktırıcı, arabesk soruyu sordu.
“Kaç çocuk yapacaksın?”
Ekiptekiler elleriyle gösterip “Üç” deyince kadın da “Üç” dedi.
“Sana ne, benim kaç çocuk yapacağıma ben karar veririm. Yatak odamı merak etme hakkın yok” diyemedi.
Kolombiya, Küba ve Meksika gezileri işte böyle geçti.
Hep birlikte bol bol gezdiler.
Önümüzdeki mart ayında inşallah yine hep birlikte Brezilya, Arjantin, Şili gezisine çıkacaklar.
Ekipte havuz medyasının seçkin yalakaları yine olacak. Onlara uçakta demeçler verecek, çanak sorularını yanıtlayacak.
* * *
Ancak anlamadığım iki husus var.
Meksika gezisini niçin bir gün erken bitirdi?
İlki, yapacak ve söyleyecek bir şeyi olmadığı için mi, yoksa birdenbire çıkan bir sağlık
sorunu mu!
İkincisi, benim bildiğim Tayyip dünyadaki bütün diktatörlere karşıdır ve bunu her zaman dile getirir! Örneğin Mısır’da Sisi ve Suriye’de Esad’ı bu yüzden düşman ilan edip ülkemizin başına yeni belalar açmıştır.
Peki ama kardeşim, Küba’da bire bir muhatap olduğun devlet başkanı Raul Kastrodiktatör mü, değil mi? O göreve özgür seçimle mi seçildi? Küba’da demokrasi var mı?
Hepsinin yanıtı olumsuz.
O halde sen bir “Diktatörle” nasıl ve hangi gerekçeyle muhatap oluyorsun, onu ziyarete nasıl gidiyorsun?
(Burada parantez açıyorum. Çok uzun yıllardan beri ABD ambargosu altında inim inim inletilen devrimci Küba rejimine büyük saygı duyuyorum. Bu eleştirileri bir dediği öbürünü tutmayan Tayyip açısından yazıyorum.)
* * *
Şimdi bunların tam kadro gerçekleştirdiği turistik dış gezilerden söz edince, çok merak ettiğim bir konuyu da gündeme getirmek zorundayım.
Biliyorsunuz, herhangi bir kamu görevlisi bulunduğu il dışına, ya da yurt dışına görevle gittiği takdirde, ona yasalar uyarınca harcırah verilir.
Alt düzeydekiler için bu rakam günde 50 lira gibidir.
Örneğin Ankara’dan İstanbul’a geçici görevle gidecek memura bu para verilir.
Yeme içme, yatma ve yol harcamaları dahil! Bozdur bozdur harca.
* * *
Yurt dışı gezilerde bu rakam doğal olarak artış gösterir.
Örneğin cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar ve birlikte gittikleri kalabalık heyet her yurt dışı gezide çok büyük paralar alır.
Bunların orada cepten hiçbir harcaması yoktur.
Yol, otel, yiyecek içecek masrafları ya bizim devlet, ya da onları konuk eden ülke tarafından karşılanır.
Ama yüksek harcırahlar düzenli verilir.
* * *
Şimdi burada sormak zorundayım.
- Tayyip vesaireye bu yurt dışı gezilerde ödenen günlük harcırah rakamı nedir?
– Örneğin son Latin Amerika gezisinde tüm ekip için ne kadar ödeme yapılmıştır?
– Tayyip bugüne kadar kaç kez yurt dışı gezisine (devlet parasıyla) çıkmıştır?
– Bu gezilerde toplam ne kadar harcırah almıştır?
– Yanında taşıdığı aile bireylerine, örneğin Eminanım’a da harcırah ödenmekte midir?
– Bu harcırah paralarından kendi ceplerine şimdiye kadar kaç para kalmıştır?
Bu soruları hiçbir zaman yanıt gelmeyeceğini bildiğim halde soruyorum.
* * *
Tayyyipgiller işlerine geldiği zaman devlet yönetiminde şeffaflıktan falan dem vururlar. Al işte şeffaflık soruları…
Bunlara yanıt verebildikleri takdirde ortaya çok büyük rakamlar çıkmasından korkarım.
Daha doğrusu onlar korkar!..
Çünkü kendileri için sürekli olarak dış geziler ayarlıyorlar…
Bütün dünyada kulis yapıp, rica minnet bastırıp kendilerini Avustralya hariç dört kıtaya davet ettiriyorlar, ya da oralara gitme arzusunda olduklarını ilgili ülkelere bildiriyorlar.
Dünyada geçerli olan diplomasi kuralları uyarınca hemen hiçbir ülke bu ısrarlı isteklere “Hayır gelmeyin, biz sizi istemiyoruz” demez.
Şu harcırah rakamlarını biraz kurcalamakta fayda var.
Küba’da yanına çağırıp “Kaç çocuk yapacaksın” diye sorduğu Türk kadın “Sen benim çocukları bırak da bu turistik gezilerinde kaç para harcırah alıyorsun, her seferinde cebine ne kadarı kalıyor” deseydi, Tayyip zor durumda kalırdı.
Kadıncağız “Üç” derken ya korkmuş, ya da harcırahlar aklına gelmemiş!