Hakan Fidan'ın İstifası ve Seçime Doğru Türkiye
Sedat Laçiner 01 Ocak 1970
Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarlığı’ndan milletvekilliği adaylığı için istifası Türkiye’yi sarstı. Muhalefet istifaya çok farklı anlamlar yüklerken, Hükümet cenahında da bir mutabakat olmadığı anlaşıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan istifayı onaylamadığını belirtirken “istifasına olumlu bakmıyorum” derken, Hükümet Sözcüsü Arınç, “Süpermen görevi verilmiş bir insanın bir vekil olarak parlamentoya girmesini israf olarak görürüm” dedi.
Erdoğan, Fidan için “sır küpümdü” dedi…
Hakan Fidan’ı TİKA Başkanlığı döneminden beri tanıyorum. Kendisini yetiştirmiş, ‘görev adamı’ olarak tanımlanabilecek bir bürokrattır Hakan Fidan… MİT’de de gerçekten Sayın Erdoğan’ın altını çizdiği gibi bir tür “sır küpü” gibi çalıştı. Eğer Fidan olmasaydı şu anki Hükümet yerinde olur muydu, bilinmez…
Zaten tüm endişe de buradan çıkıyor. Türkiye son derece kritik bir dönemece girerken Hakan Fidan, MİT gibi bir ‘kale’yi bırakırsa Hükümet savunmasız kalır mı? Elbette MİT başsız kalmaz, mutlaka biri o görevi yapar, ancak yeni gelenin Fidan kadar sadık ve onun kadar becerikli olup olmayacağı tartışmalı. Pek çok partiliye göre böyle bir riski almamak gerekir…
Fidan’ın görevi bırakmasında ‘yorulmuş olabileceği’ yorumları da yapıldı. Gerçekten en azından şu son 2 yılda her insan MİT’in başında yorulurdu… Suriye, IŞİD, 17/25 Aralık, Gezi olayları ve daha birçok ölümcül sorunla en çok ilgilenen birim şüphesiz MİT oldu… Ancak ben Hakan Fidan’ın yorulduğu için görevi bıraktığını sanmıyorum. Belli ki Fidan, mevcut konumunu ideallerini gerçekleştirmede yeterli görmüyorum. Manevra alanını belki de biraz daha genişletmek istiyor.
Eğer milletvekili olursa Hükümet’in ve Cumhurbaşkanı’nın Hakan Fidan’a yine kritik görevler vereceğinden hiçbir şüphe yok. Muhalefet bu görevin ‘başbakanlık’ olacağını iddia etse de, bu tür söylentilerin hangi maksatla çıktığını tahmin edebiliyoruz. Büyük ihtimalle Fidan’ın yeni görevi güvenlik ve strateji ile ilgili bir Başbakan Yardımcılığı olabilir veya benzeri işlevde bir bakanlık. Kim bilir belki de MİT üzerinde yetkilendirilip bugünkü görevinin ötesine de geçebilir.
SİLAHLARIN GÖLGESİNDE SEÇİM KORKUSU
Biraz önce de belirttiğimiz üzere Türkiye çok kritik bir sürece girdi… İktisadi, siyasi ve toplumsal riskler had safhada… Dolardaki ani tırmanıştan, faizlerin yükselmesine; PKK’nın yeni bir serhildan hazırlığından Cemaat’in yeni hamlelerine; Gezi benzeri sokak olaylarının patlama ihtimalinden Suriye’nin Türkiye’ye yüküne kadar o kadar çok hayati sorun kapıda bekliyor ki!... Zaten Hakan Fidan’ın MİT’in başından ayrılmasını bu kadar çok tartıştıran da bu oldu…
Bu risklerden en yakın ve korkutucu olanı hiç şüphesiz PKK’nın silah kullanma şantajı… Eğer seçimler öncesinde yeniden kan akar ise bunun seçimlere olumsuz etki yapacağı açık.
Ayrıca, kiminle konuşsam Güneydoğu’da şartların geçmişle kıyaslanamayacak kadar kritik bir noktaya geldiğini belirtiyor. PKK’nın öz güveni artmış, belli ki dışarıdan aldıkları güvencelere de güveniyorlar ve kendilerine ait siyasi bir otorite haline dönme konusunda çok iyimserler. Bu da yeni bir sokak ayaklanmasını ve şiddeti yakın tehlike haline sokuyor…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, en son açıklamasında bu endişeleri paylaştığının işaretlerini verdi. Erdoğan, “İç güvenlik paketi çıkmazsa bu seçimi silahların gölgesinde yaparız. Özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgesinde” dedi…
6-7 Ekim Olayları’nda adeta ölümü gören yetkililer bundan sonra yeni bir risk almak istemiyorlar. İç Güvenlik Paketi’ndeki ısrarın nedeni bu. Hükümet, sokakların yeniden savaş alanına dönmemesi için çok sert önlemleri devreye sokmak, kamu düzenini bu şekilde sağlamaya çalışıyor. Niyet belki temiz, ancak uygulamanın nasıl olacağını hiç kimse kestiremiyor…
Öte yandan PKK bilenmiş vaziyette. Kandil, İmralı’dan farklı bir dünyada yaşıyor… Onlar artık kendilerini Çözüm Süreci’ne mahkûm hissetmiyorlar… En önemlisi artık YDG-H gibi diri, dinamik ve sabırsız silahlı güçler var… Başta Hakkâri, Cizre ve Şırnak olmak üzereKCK bazı il ve ilçelerde sivil yaşamı silahların gölgesinde işgal ediyor…
Özetle, Hakan Fidan’ın adaylığı çok sert bir dönemeçte geldi… Bu da hem Hükümet kanadında hem de muhaliflerde önemli soru işaretlerine neden oldu. Ümit ederiz bu sıkıntılı dönemeci Türkiye başarıyla atlatır, ülkemiz kaybetmez.
