« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

19 Şub

2008

Putin bizim devlet başkanımız mı?

HASAN ÜNAL 19 Şubat 2008

HAFTALARDIR Kosova-Kıbrıs mukayeselerine dair söylediklerimize evvelki gün Putin de dikkat çekti. Gerçi Putin, Batı dünyasının Kosova’yı tanımasına mani olmak için bunu yapıyor; ama KKTC konusunda söylediklerinin neredeyse tamamı doğru.

Putin, hafta sonunda bağımsızlık ilan etmesi beklenen Kosova’yı tanımaya hazırlanan Batı dünyasına epeyce kızgın. Aslında o kalibrede bir devlet adamının bu saatten sonra Kosova’nın bağımsızlık ilanının durdurulabileceğini zannediyor olması düşünülemez. Putin özellikle Amerika ve Batılı müttefiklerine karşı yürüttüğü mücadelede Kosova’yı da bir unsur olarak kullanıyor olmalı.

Kosova, bağımsızlık ilan

etmeye hazırlanıyor...

KOSOVA’DAN gelen haberler yönetimin bu hafta sonunda özellikle Pazar günü bağımsızlık ilan etmeye hazırlandığını gösteriyor. Önceki haftalarda Slovenya Dışişleri Bakanı ile Amerikalı mevkidaşı arasında bir konuşmanın meydana geldiğine dair bilgiler Slovenya basınına ve oradan da diğer Balkan gazetelerine sızmıştı.

Buna göre, Rice Slovenya Dışişleri Bakanına, Kosova’nın bir Pazar günü bağımsızlık ilan etmesini; böylece Pazar günü Rusya’nın Güvenlik Konseyi’ni olağanüstü toplantıya çağırmasının engelleneceğini; ayrıca ilk tanıyan ülkenin Slovanya olmasını ve ardından da bir ila iki gün içerisinde yetmişi aşkın ülkenin tanıyanlar arasına katılmasının sağlanacağını ifade etmişti.

O konuşmanın doğru olduğunu daha sonra cereyan eden hadiseler teyit eder gibi görünüyor. Kosova 17 Şubat Pazar günü bağımsızlık ilan ederse, Kıbrıs Rum Kesimi hariç ve belki de Yunanistan bile dahil olmak üzere AB ülkelerinin hemen hepsi birbiri ardına bu yeni devleti tanımaya hazır. Ayrıca ABD, Kanada ve diğer ülkelerle birlikte tanıyanların sayısının bir anda yetmişlere yükselmesi muhtemel. Türkiye’nin de bu kervana katılacağı anlaşılıyor ki, bu, doğru ve yerinde bir karar olur.

Kosova ve KKTC

TÜRKİYE’NİN Kosova’yı tanıması ne derece doğru ise, bu yeni devletin uluslararası sisteme dahil olmasını KKTC için bir fırsat olarak kullanmaktan imtina etmesi de o derece yanlış ve hatta tarihi bir hatadır. Kosova bir ortaklık devleti olan eski Yugoslavya’nın dağılması üzerine bağımsız ülke olarak sisteme katılacak yedinci devlet.

Kosova Sırbistan devletinin her hangi bir vilayeti değildi. Eski Yugoslavya’yı oluşturan sekiz anayasal unsurdan biriydi ve Yugoslav federal kurumlarında Sırbistan’la eşit düzeyde temsil hakkına sahipti. Yugoslavya dağılınca Sırbistan Kosova’yı silah zoruyla kendi yönetimine almaya çalıştı; ancak başaramadı ve bu ülke 1999 yılından itibaren BM yönetiminde kendi devletleşmesini tamamladı.

Kosova’nın Türkiye’nin güneydoğusuna emsal oluşturacağına dair aradabir dolaştırılan laflar tamamen vehim. Çünkü Kosova ile bizim güneydoğunun ne hukuki ne tarihi ne siyasi ve ne de sosyal açılardan birbirine benzetilmesi mümkün. Türkiye eski Yugoslavya gibi çok uluslu bir ortaklık devleti değil milli devlettir. Güneydoğu Türkiye’nin bölgelerinden sadece birisidir. Anayasamızda her hangi bir farklılık ne dün ne de bugün yer almamıştır.

Sosyal açıdan Arnavutlarla Sırplar hemen hemen hiç karışmadan yaşamışlarken, Türkiye’de Kürt kökenli insanlarla diğerleri arasında bir milyondan fazla karışık evlilik yapılmış ve Türkiye’nin bütün yerleşim birimlerinde nüfus karışmıştır. Oysa Sırbistan’ın hiç bir şehrinde Arnavut mahalleleri yoktur. Çünkü baştan beri halklar birbirlerini ‘öteki’ gözüyle görmüşler ve karışık evlenmemişlerdir. Bütün bunlara rağmen yapılacak benzetme girişimleri kötü niyetli olur.

Putin ve KKTC

PUTİN hafta sonunda yaptığı konuşmada Batı dünyasının Kosova’yı tanımaya hazırlanırken onlarca senedir KKTC’nin tanınmaması için gayret etmekte olmasını eleştirerek, neden KKTC’nin ve hatta Abhazya ve Güney Osetya’nın tanınmadığını sormuştur. Aslında gönül isterdi ki Batı dünyasına bu soruları bizim başbakan ve hükümet sorsun.

Gerçekten de Kıbrıs konusunda yaşananların açık açık bir çifte standart ve hatta Türk düşmanlığı olduğu açıktır. Çekoslovakya’nın ve eski Yugoslavya’nın milli devletlere ayrılmasına izin veren, bu milli devletlerin her biriyle ayrı ayrı müzakere ederek hepsini AB içerisine taşımak isteyen Batı dünyası sıra Kıbrıs’a gelince iki milleti birleştirmek için uğraşıyor.

Aslında birleştirmeden kasıt Türkiye’nin Ada’dan çıkarılması. Amaçları günün birinde lazım olur da Türkiye’yi kontrol etmek icap ederse Kıbrıs Adası’nı bize karşı rahatça kullanabilmek. O sebeple Kıbrıs’ın birleştirilmesi mücadelesinden bir adım bile geri adım atmıyorlar.

Eğer AKP hükümeti Kosova’nın bağımsızlığı üzerine bu fırsatı kullanamaz ve KKTC’nin bağımsızlığı konusunda bir yandan Rusya ve Türk Cumhuriyetleri, diğer yandan da Pakistan, İran ve diğer İslam ülkeleri ile yoğun temaslar kurarak KKTC’nin bağımsızlığının tanınması için adımlar atmazsa tarih önünde çok büyük bir vebal altında kalacaktır. Baksanıza Putin bile başka bir maksatla da olsa aynı şeyleri söylüyor...

Ziyaret -> Toplam : 125,04 M - Bugn : 61542

ulkucudunya@ulkucudunya.com