« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

23 Şub

2015

Saraya rağmen eriyen itibar

Sevgi Akarçeşme 01 Ocak 1970

Ülkemiz, kolektif hipnoza eşlik eden toplu cinneti andıran gündemi ile gittikçe yaşanmaz hale geliyor.

Yandaş değilseniz nefes alma kanallarının iyice daraldığı bir iklimde sözlü ve filli şiddet sarmalından kimse muaf kalmayacak. İktidarı bırakmamak için her şeyi yapmaya hazır olduğu anlaşılan muktedirler ve onların ateşine odun taşıyan havuz medyası hepimizin içinde olduğu gemide her gün yeni bir delik açıyor.

Hiç durmadan yalan üretme kapasitesiyle parmak ısırtan havuzcuların amacı tek adamı memnun etmek olunca haberlerde tutarlılık aramıyorlar. Mesela Fuat Avni- CHP işbirliği iddialarına güya belge teşkil eden Twitter mesajlaşmaları kronolojik açıdan bile kolayca çürütülebiliyor. CHP bu manşetleri yalanlarken bu haberlerin MİT tarafından hazırlandığını da iddia etti. Tüm bu işlerle fazlasıyla meşgul olan MİT neyse ki 3 bin IŞİD militanının Türkiye’ye sızdığını, emniyet güçleriyle paylaşmayı ihmal etmedi. AKP ise zaten suç olan molotofla mücadeleyi hızlandırma bahanesiyle iç güvenlik yasasını çıkarmak üzere Meclis’te kavga verirken bu önemsiz güvenlik detayını atlamış olmalı.

Türkiye sadece pratikte değil yasal olarak da bir parti devletine doğru ilerlerken içeriden yapılan her eleştiri ve uyarı devlet düşmanlığı ya da hainlik olarak lanse ediliyor. En son Orhan Pamuk, ‘kuvvetler ayrılığı yok ediliyor’ uyarısı yaptı ama o zaten çoktan vatan haini ilan edildiğinden olsa gerek yeni bir linç kampanyasına maruz kalmadı.

Ne yazık ki, Türkiye’nin gidişatı konusunda yabancı gözlemcilerden gelen analizler de farklı değil, hatta içerideki baskıya maruz kalmadığından daha cesur. On yıl öncesinde bölgenin parlayan yıldızı sayılan Türkiye’de bugün demokrasi olup olmadığı sorgulanıyor. Politico’daki makalesinde Ortadoğu uzmanı Steven Cook, otoriterleşmenin Türkiye’deki rejimi tarif etmeye yeterli olmadığını, Türkiye’nin sultani yönetim biçimi olan ‘patrimonyal rejim’ (bir nevi hanedanlık) özelliklerini gösterdiğini yazdı. Cook’a göre, bugün Türkiye’de Erdoğan iktidarını denetleyebilecek hiçbir kişi ya da kurum yok. Böyle olduğu için de Türk dış politikası Erdoğan için iyi olan neyse onun bir türevine dönüşmüş durumda.

AKP için olumlu yorumlar yaptığında iyi, eleştirdiğinde ise karanlık güç ilan edilen New York Times yazarı Thomas Friedman da 18 Şubat’ta “Erdoğan’ın Türkiye’sinin bir demokrasi olduğunu söylemek artık gerçekten zor.” diyerek Türkiye’nin düştüğü lige dair üzücü bir ipucu verdi.

Friedman, yorumuna dayanak olarak ünlü siyaset bilimci Larry Diamond’ın ocaktaki makalesini göstermiş. Bu makale AKP’nin yargıdaki partizan kontrolünden gazetecilerin tutuklanmasına kadar demokrasiyi eriten tüm unsurlardan bahsediyor. Türkiye’de hukuk devletinin kaybolduğu ise artık adeta kesin bir veri kabul ediliyor. Saray’dan gelen yargı önümüzde engel açıklamaları ve şahit olduğumuz keyfîlikler aksini iddia etmeyi zorlaştırıyor.

Milletin hâlâ yüksek bedelini ödediği bir saray yapılmasına rağmen dünyada itibarımız eriyebiliyor demek! Cumhurbaşkanı tarafından da kabul edilen yalnızlığın “kıskançlıkla” açıklanması ise rasyonel analiz çabalarını iyice anlamsız hale getiriyor. “Neyi kıskandıkları için Türkiye yalnız?” sorusunu soracak gazetecilere ise kapılar kapalı.

Anlaşılan o ki, partiyi eleştiren herkesi “Yahudi lobisi”ne hizmet etmekle suçlarken bu lobiye vergilerimizden 65 milyon dolar ödeyen AKP’nin dünyadaki itibarımızı kurtarma çabaları boşa gitmiş. Zira dünya, ne saray ne havuz propagandasına, Türkiye’den yansıyan gerçeklere bakıyor.

Ziyaret -> Toplam : 125,21 M - Bugn : 92933

ulkucudunya@ulkucudunya.com