Kürt sorununda bundan sonra silahsızlanma mümkün mü?
Gökhan Bacık 01 Ocak 1970
Dün HDP adına PKK’nın bahar aylarında bir kongre düzenleyip “silahsızlanma kararı” alması istendi.
Amed Dicle’nin açıklamasına göre HDP’nin bu teklifi “Öcalan’ın açıklaması” olarak okunmalıdır.
Önce şunu söylemek gerekiyor: Seçimlere kadar bir “kaza” çıkmaz ise bu açıklama Kürt sorunu ile ilgili sürecin yeniden ertelenmesi demektir.
Başlangıcından beri çözüm süreci ile ilgili temel dinamikler şunlardır:
1. Ciddi bir ateşkes sağlanmıştır.
2. Ancak süreç bir siyasi propaganda halini almıştır.
3. Bazı adımlar atılmış olsa bile esas konuların çözümü sürekliertelenmiştir.
4. Bu arada PKK hem Suriye hem Türkiye’de neredeyse bir devletçikhaline gelmiştir.
Bölgesel dengeler
Yakın zaman önce YPG’nin kadın “komutanlarından” Nesrin Abdullahaskeri kıyafetli olarak Fransa Cumhurbaşkanı ile görüştü.
IŞİD’e karşı ABD başta bütün Batılılar YPG ve PYD ile yakın temas içindeişbirliği yapıyor.
Vaziyete göre Süleyman Şah Türbesi operasyonunda Türkiye bile YPG ile “bir tür temas” sağlamış durumda.
Yani Suriye, Irak ve içine bir parça Türkiye toprağı alan bir alanda bir türfiili Kürt yönetimi kurulmuştur ve bu yönetim bir ölçüde uluslararası fiili tanınma sağlamıştır.
Şunu unutmamak lazım: Artık uluslararası ilişkilerde “Kürt devleti ne zaman kurulur” sorusu sürekli sorulmaktadır.
Şimdi bölgede büyük bir kaos varken özellikle IŞİD tehdidi devam ederken Kürtler’in Suriye ve Irak ekseninde “silah bırakma ihtimali yoktur.”
Türkiye bağlamı
PKK’nın Türkiye’de tamamen silah bırakması için talep ettiği esas konularhakkında “kendi lehine iyileşmeler” olması gerekiyor.
Nedir bu esas konular?
Talep edilen ve farklı isimlendirilecek bile olsa özerklik gibi idari düzenlemeler, Abdullah Öcalan’ın durumu, yerel güvenliğin Ankara ile nasıl paylaşılacağı…
Bunlar konusunda PKK ikna edilmez ise ya geçici ateşkes bugün olduğu gibi devam eder yahut PKK unsurlarını Suriye gibi yerlerde tutmaya devam eder.
Bu bağlamda gözden kaçmaması gereken bir konu da şudur: PKK, “gençlik birlikleri gibi yapılar” ile şehir ve mahallelerde kontrolünü artık daha kolay sağlıyor.
Dolayısıyla geleneksel olarak PKK’nın “stratejik gücü” -Türkiye bağlamında- “silahlı üyelerden” örgütlü şehir yapılarına aktarılabilir ve bu Türkiye kamuoyuna bir tür silahsızlanma olarak da sunulabilir.
Her türlü erteleme PKK’nın lehine
Barış sürecinde temel faktörlerden birisi de zaman. Ancak zaman kredisini veren PKK. Zamanı bir kredi gibi PKK’dan Türk hükümeti borç alıyor. Dolayısıyla zaman geçtikçe “durumu zorlaşan Türk hükümetidir.”
Mesela son açıklama ile HDP, Türk hükümetine seçimlerden önce büyük bir kredi açmıştır. Hatta buna siyasal avans vermiştir bile denebilir.
Dolayısıyla süreç ertelendikçe PKK daha bir devletleşiyor ve içine Suriye’de bir alanı da alacak biçimde güçleniyor. Zaman ilerledikçe de “fiili durumlar” sürekli artıyor.
Mesela bu süreç iki sene daha sürse PKK’nın “müzakere etme ihtiyacı” bile kalmayabilir.
Filistin-İsrail sürecine benziyor
Kürt sorunu bir parça Filistin ve İsrail arasındaki uzun müzakereleri hatırlatıyor.
O nedenle somut sonuçları görmeden “tamam sorun çözüldü” demek de yanlış, “işler battı” demek de yanlış.Süreci götürenler PKK ve hükümettir.Dışarıda olan bizler için yapılacak tek şey “bütün ülkenin menfaatine olan şeylere destek vermektir.”