Masayı kim devirdi, topu kim patlatacak?
Faruk Mercan 01 Ocak 1970
Nihayet; “Halkların Demokratik Partisi” (HDP) Eş Başkanı Selahattin Demirtaş açıkladı:
“Hükümet PKK’nın mart ayında kongresini toplayıp silah bırakmasını istiyor. Ancak silah bırakmanın şartları yok. Müzakere aşamasına geçilemedi. Hükümet, İmralı’da kararlaştırılan 10 maddeyi görüşmeye yanaşmıyor…”
Bir süre önce Murat Karayılan Kandil’den şöyle demişti: “Mart ayında silah bırakacağız, Abdullah Öcalan serbest kalacak ve gelip nisan ayındaki kongremize katılacak…” Demek ki; Kandil silah bırakmayıSelahattin Demirtaş’ın bahsettiği 10 maddelik müzakereye ve Öcalan’ın serbest kalması şartına bağlıyor.
Selahattin Demirtaş’ın açıkladığı 10 madde aslında Öcalan’ın 15 Ağustos 2009 tarihinde hükümete verdiği 156 sayfalık “yol haritası”ndaki maddeler… 2008 yılı sonlarında başlayan “Oslo süreci” devam ederkenÖcalan’ın hükümete verdiği metinlerden biri bu… Öcalan’ın 2011 yılı Mayıs ayında hükümete verdiği bir diğer metin, ikişer sayfalık “üç protokol”den oluşuyor. Murat Karayılan’ın 25 Haziran 2011 günü Kandil’de Hasan Cemal’e söylediğine göre bu üç protokol Öcalan’ın 156 sayfalık yol haritasının bir özeti…
Öcalan’ın 2009’daki 10 maddelik talepleri
Öcalan’ın bu 10 maddelik talepleri ana hatlarıyla şöyle:
“1. Türkiye vatandaşlığı, 2. Kürtçe’nin eğitim ve öğretim dili olarak kabulü ve bunun Anayasa’da yer alması, 3. Ateşkesin devam etmesi, 4. Şartsız genel af çıkarılması, 5. Akil adamların geçiş döneminde görev alması, 6. Siyaset yapma özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması ve affedilen PKK’lılar dahil herkese siyaset yapma hakkı verilmesi, 7. Demokratik özerkliğin kabul edilmesi, 8. Faili meçhulleri araştırmak üzere bir Hakikatler Komisyonu’nun kurulması, 9. Üçüncü Göz Komisyonu kurulması, 10. Demokratik ulus çerçevesinde yeni bir anayasa yapılması…”
Öcalan’ın bir diğer talebi İmralı’daki tecridin kaldırılmasıydı. Hükümet cenahına göre 2,5 yıl süren “Oslo süreci”nde masayı PKK tarafının“demokratik özerklik” ısrarı devirdi. Böylece PKK, “devrimci savaş”sürecini başlattı. 14 Temmuz 2011 günü Silvan saldırısında 13 asker şehit oldu. PKK 2012’yi de “final yılı” ilan etmişti.
MİT Müsteşarı’nın istifası
Derken 2012 yılı Aralık ayında “çözüm süreci” başladı. “Çözüm süreci”de “Oslo süreci” gibi 2,5 yılını doldurmak üzere...
Şimdi Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan “HDP top çeviriyor, Kandil topu patlatmaya çalışıyor” diyor. Selahattin Demirtaş ise tersini söylüyor: “Hükümet bizi ve PKK’yı seçim öncesinde aldatmaya çalışıyor.”
Dün Cumhuriyet Gazetesi’nde çok ilginç bir analiz yayınlandı. Hükümetten bir bakanın şunları söylediğini aktarıyor Cumhuriyet…
“Çözüm sürecinde sıkıntı bir türlü giderilemiyor. Hakan Fidan bir süredir kritik konularda Tayyip Erdoğan’a sözünü dinletemedi. Fidan karşılıklı verilen sözlerin yerine getirilemediği ve yeniden çatışma ihtimalinin güçlendiği uyarısını yapıyordu. Fidan, Erdoğan, Davutoğlu ve çözümle ilgili bakanların arasında kalmaktan yoruldu. Yeniden çatışma çıkarsa Fidan başarısız ilan edilecekti. O yüzden istifa etti, gitti.”
Hükümetin ve Tayyip Erdoğan’ın mart-nisan aylarında Güneydoğu’da bir kalkışma olmasından korktuklarını yazmıştım. Nitekim dün BaşbakanAhmet Davutoğlu Ankara’ya gelen 81 ilin valisine konuşurken “İç Güvenlik Paketi”ni şöyle savundu:
“İç Güvenlik Paketi 6-7 Ekim olaylarının (Kobani eylemleri) acı tecrübeleri üzerine gündeme geldi.”
Bu gidişle tıpkı “Oslo süreci” gibi; “çözüm süreci”nden geriye bir şey kalmayacak… Yalçın Akdoğan “Kandil topu patlatmaya çalışıyor” diyor ama sahada bir top değil onlarca top var… Üstelik bu sefer patlayacak toplar “Oslo masası”nda patlayan toplardan çok daha büyük maliyetlere sebep olacak gibi gözüküyor.