Ekonomi ne olur?
Gökhan Bacık 01 Ocak 1970
Türkiye’nin petrol, gaz gibi büyük bir doğal para kaynağı yok aksine bunları ithal ediyor.Türkiye ileri teknolojik ürünler ihraç edemiyor. Dünyaya sattığımız ürünler ikinci veya üçüncü segment yani daha az teknoloji gerektiren ürünler.
Bu ne anlama geliyor?
Türkiye gelişmekte olan bir ülke yani Batılı ülkeler gibi gelişmiş değil.
Türkiye’nin ekonomik refahı için “iç barışa ve buna paralel dünya ile iyi geçinmeye mecbur.”
Tabiri caiz ise Türkiye “akıllı uslu durarak” başka ülke vatandaşlarının tasarrufları için cazibe merkezi olarak finans açığını kapatarak bir şeyler yapabilir.
Türkiye şimdi ne yapıyor?
İçeride toplumsal barışa dinamit konuluyor.
En olmayacak otoriter kanunlar birbiri ardına Meclis’ten geçiyor.
Dış politika kepenk kapatmış.
Türkiye’nin coğrafi konumu ve jeopolitik değeri o kadar hoyratça harcanmış ki en asgari düzeye yani “Batı ile IŞİD konusunda işbirliği yapmaya” inmiş.
Dünyaya “IŞİD konusunda sizinle işbirliği yapacağız” demekten başka jeopolitik bir siyaset pazarlayamaz hale gelmek maalesef sefalet düzeyinde kötü bir haldir.
Batıyı (ve dünyayı) aptal yerine koymak
Türkiye bütün finansman açığını başka ülkelerden sağlıyor.
Ama her gün Batı’ya küfrediyoruz. Yetmedi, şimdi moda Suudi Arabistan’a, Mısır’a, Libya’ya küfretmek.
En büyük ortağımız Almanya için Türkiye’yi yönetenlerin dediklerini sokaktaki adama söylesen düşmanın olur.
Eskiden Osmanlı sıkışınca idareciler Galata bankerlerini ziyaret ederdi. Kriz kapıda olmalı ki Başbakan Davutoğlu New York’ta küresel bankerlerile görüşüyor.
Bunda ayıp yok. Memlekete faydalı olacaksa yapılmalı. Ancak ABD’de “çıkardığımız iç güvenlik yasaları AB ile uyumlu” demek ne?
Bunu dinleyen ABD’li yatırımcılar aptal mı? “Peki o zaman neden AB bu yasalarınızı eleştiriyor” demezler mi?
Net hesapla 40 milyar dolar civarında Merkez Bankası rezervi var. Bir kere çok az. İkincisi, bu para terazideki ağırlık gibi. Varsa var. Harcarsan işe yaramaz.
Yani yabancı sermayeye ihtiyacımız var ama durmadan yabancılara küfrediyoruz.
Son 10 yıl ne yaptık?
Son 10 yıl dünya bize tasarruflarını verdi. Üstüne zaman verdi. Biz ne yaptık?
İyi harcadık. Tasarruf yapmadık aksine “borçlanarak ev aldık.”
“Sınırsız harcayarak ve ev alarak” başarılı olmuş bir kalkınma modeli yok.
10 yıl önceye göre bugün acaba ihracat malları içinde sanayi ürünleri oranı nedir?
Yabancı gelir mi?
Düşünün cebinde para olan yabancı Türkiye’ye bakınca şunları görüyor.
CHP ve MHP kapatılır mı tartışmaları.
Devlet Bank Asya’ya hukuksuz el koymuş.
Tweet atan mankenler mahkemeye koşturuluyor.Her hafta bilmem kaç tanegazeteci derdest ediliyor.
Mayıs ayında Türkiye Musul’a girer mi tartışılıyor.
Muhalif şirketler baskıdan iş yapamaz hale gelmiş.
Otoriter kanunları peşi sıra TBMM gündeminde.
Ki bunlar kamuoyuna yansıyan. Ankara’da derin dedikodularda ekonomi bakanlarının istifa etmeye kalktığı, Abdullah Gül’ün devreye girip bunları durdurduğu konuşuluyor.
Vaziyete göre devlette boşluk oluştuğu için Gül siyasi nüfuzunu kullanarak sorun çözmeye çalışıyor. “Gül adına güzel devlet adına talihsiz” durum.
Sonuç
Demokratik ve hukuk devleti trendine dönmedikçe, otoriter kanunlara dur demedikçe ekonominin düzelme ihtimali sıfır. (rakamla 0)
Bir süre belki sağdan soldan yama yapılır lakin temel yanlışlara dur demezse Türkiye, “90’ların bir tür kopyasını” yaşar.