Anayasa’nın da umurundaydı
Nuh Gönültaş 01 Ocak 1970
İçişleri Bakanı Efkan Ala “Anayasa’yı tanımıyorum” diyor. Gelen tepkiler üzerine “Anayasa’yı tanımıyorum açıklamamın altına imzamı atıyorum” diyor.
Zaten fiilen anayasa manayasa tanımıyor, hukuku dümdüz ediyorlar. Üstüne bir de “tanımıyorum ulan, var mı diyeceğin” diye meydan okuyor.
Bu adamların her adımı, her sözü, her hukuksuzluğu… Bu günlerin ilelebet devam edeceğine iman ettiklerini, Asla ve asla konjonktürün değişmeyeceğini,
Hiçbir şekilde güçten ve çaptan düşmeyeceklerini dolayısıyla kendilerine bu yaptıklarının hesabının hiçbir zaman sorulamayacağını düşündüklerini gösteriyor! Güç sarhoşluğuyla imkansıza yatırım yapıyorlar yani. Peki herkes için imkansız olanın kendileri için mümkün olacağını düşünecek kadar kafayı yemiş olabilirler mi? Mümkündür! Fakat bunların durumu bundan da öte bir vahamet arz ediyor. Prof. Dr. Osman Özsoy’un çok kullandığı bir deyim var; o bu durumu çok iyi açıklıyor: Ölmüş eşek kurttan korkmaz! Bu sözler hem Anayasa’ya göre yemin edip hem de yeminin tam tersi nasıl çalışabildiklerini de açıklamakla birlikte, eğer mümkün olursa nasıl bir yeni anayasa yapacaklarının da ipuçlarını veriyor. Demek ki bilinmeyen, tanınmayan, tanınmayacak bir anayasa yapacaklar!
Bilim Bakanı artık beni şaşırtmıyor!
Fikri Işık dolardaki artışın vatandaşı etkilemediğini söyledi ve duyan herkes “Bunu nasıl söyleyebiliyor” diye şaşırdı. Ben ise hiç şaşırmadım. Çünkü bunlar “vatandaş” derken senden benden bahsetmiyor. Tıpkı Orwell’in 1984’ünde olduğu gibi gerçekler başka, o gerçeklerin AKP zaviyesinden tanımı başka… Nasıl, olayı çözmüşüm değil mi?
Havuzda ıslanan köşecilerin geleceği…
AKP’nin içinde çok sayıda propagandist köşeci olan bir medya havuzu var. Bu köşecilerin bazıları havuzda yüzüyorlar, işin keyfini çıkarıyorlar, bir kısmı ise sadece ıslanıyorlar!
Bu arkadaşlar her ne kadar ayrı dünyaların insanları olsalar da onları bir arada tutan ortak bir payda var ve bu da aynı havuzun suyundan, aynı propaganda aygıtının database’inden nemalanmalarıdır.
Bu tek boyutlu, hareket kabiliyeti akıntıya bağımlı olan havuz balıkları aynı propaganda aygıtının emrinde olduklarını pişti olarak ifade etmeyi tercih ettiler. 5 gazetenin 13 yazarı köşe yazılarında aynı başlığı kullanıp aynı konuyu yazdılar.
Doğrusu “Yalanda dayanışma”nın bu derecesi gözlerimi yaşarttı!
Onların bu tavırları Türk tipi köşe yazarlığına yine Türk tipi olan yeni bir tarz getirdi. Aynı konuyu aynı başlıklarla yazabilme yetenekleri olduğunu gösterdiler ve ben bu yenilik hareketine şapka çıkardım.
Yalnız, arkadaşlara bir uyarım var: Bugün hepinizin dizginleri bir kişinin elinde olsa da ayrı ayrı bireylersiniz. Fakat hiç düşünmüyor musunuz,patron her şeyi ele geçirip kontrol etmeye başladıktan sonra tasarruf maksadıyla sizlerden sadece birisi ile yetinir, diğerlerinizi kovarsa o zaman ne yapacaksınız? Yani, aynı şeyleri yazdıktan sonra 15 köşe yazarına ne gerek var? Birisi yazar, 15 köşede aynı yazı yayınlanır. Bu patron açısından hem daha ekonomik hem de daha az riskli olur!
Yani… Otoritenin bu türlü emirlerini yerine getirirken gelecekte mesleğinizi nasıl sürdüreceğiniz konusuna da kafa yorsanız iyi olmaz mı?
Cevabını içinde taşıyan 10 güncel soru
1- F–4’lerden 9 gün içinde 3 tanesi düştü, 6 pilotumuz şehit oldu. Pilotlarımızdan hiçbiri fırlatma kolunu kullanıp uçaktan atlamadı. Bu uçaklarda fırlatma kolu yok mu, var da bozuk mu, yoksa pilotlarımız kolu çekme fırsatı bulamadan mı şehit oldular?
2- En son düşen savaş uçağında şehit olan pilotlardan birinin babasının “Saray yaptırana kadar uçan tabutları değiştir” demesine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan nasıl bir cevap verir?
3— Dolar lobisi denilen yapı kimlerden oluşuyor? 13 yıldır AKP iktidar olduğuna göre hâlâ nasıl oluyor da Türkiye’de bu kadar etkin olabiliyorlar?
4- Ali Babacan ve Erdem Başçı faiz lobisinin ekmeğine “vatan haini” oldukları için mi yağ sürüyorlar?
5- Terör ve yolsuzluğu soruşturan polislere yönelik düzenlenen sahur operasyonunda gözaltına alınan 20 polisle ilgili iddianame 8 ay geçtiği halde neden yazılmıyor?
6— CHP milletvekili Umut Oran ile iyi dost oldukları halde, gazetelerinde “Umut Oran, Sümeyye Erdoğan’a suikast planladı” haberi yapılanEthem Sancak niçin Oran’ın telefonlarına çıkmıyor. Yoksa o gazetelerin sahibi kendisi değil mi?
7- Tayyip Erdoğan Abdullah Gül’ün adaylığına onay vermeseydi Gül ne yapabilirdi?
8- Neden Cumhurbaşkanı Erdoğan genellikle Türkiye şehitlerini uğurlarken güncel konularda açıklamalarda bulunuyor? Açıklama için başka bir saat seçilemez mi?
9- Dün Fatih’te öldürülen Tacikistanlı muhalif lider Umurali Kuvatov’un Tacikistan’a iadesi karşılığında oradaki Türk okullarının kapatılması pazarlığı yapıldığı doğru mu?
10- Kabataş’ta başörtülü bacımıza saldıran vandalların var denilen görüntüleri nerede?