Anayasayı tanımıyormuş!
Emin Çölaşan 01 Ocak 1970
Sevgili okuyucularım, hükümetin bir bakanını düşünün ki Meclis kürsüsüne çıkıp “Ben bu anayasayı tanımıyorum” diyebiliyor.
Olacak iş değildir ama oldu.
Önceki gün, kendisi hakkında verilen gensoru önergesi Meclis’te görüşülürken kürsüde yaptığı konuşmadan bölümler (tutanaklardan veriyorum) şöyle:
“Anayasaya yemin ediyoruz, uyuyoruz… Ama bu anayasanın kötü bir anayasa olduğunu söylememize engel bir durum yok. Olsa da tanımıyoruz. Bu anayasa kötü bir anayasadır, doğru dürüst bir anayasa değildir… Millet egemenliğini milletvekilleri eliyle kullanır ve referandum yoluyla kullanır. Hiçbir anayasal kurum millet egemenliğini kullanma yetkisine sahip değildir, tanımıyorum…”
Bu cahilce sözleri söyleyen İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın dünyadan, hukuktan ve anayasadan haberi olmadığı anlaşılıyor.
Oysa dışarıdan bakan atandığında 1 Eylül 2014 günü Meclis kürsüsünde yemin etmişti:
“…Demokratik ve laik Cumhuriyet’e, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma, anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma, büyük Türk Milleti önünde NAMUSUM ve ŞEREFİM üzerine ant içerim.”
Şimdi söylediklerini niye o zaman söylemedin!.. O günden bu yana anayasa mı değişti?..
Çünkü işin içinde bakan olmak, kırmızı plaka falan vardı.
* * *
Şimdi devlet gemisini bütünüyle ele geçirdiler ya, kendilerini çok güçlü görüyorlar.
Anayasa neymiş yaaa!..
Kim takar anayasayı!..
Ben anayasayı tanımıyorum!..
Sen kimsin de anayasayı tanımıyorsun?
Daha birkaç ay öncesine kadar senin ismini mahalledeki komşuların bile bilmezdi, dışarıdan İçişleri Bakanı olarak atandığın zaman öğrendiler.
Adam Meclis kürsüsüne çıkıp namusu ve şerefi üzerine yemin ediyor, sonra çıkıp ettiği yemini inkar ediyor.
Aynen Tayyip gibi!
* * *
Evet, şimdi çok güçlü olduklarını zannediyorlar!..Ama hiç kuşkum yok, bir yandan da içlerinden korkuyorlar:
“Ya günün birinde hesap zamanı gelirse, birileri bizden yargı önünde hesap sormaya başlarsa o zaman ne yapacağız?..”
Çünkü bu gidişin sonu olmadığını bizden iyi biliyorlar.
Anayasayı tanımadığını hem de Meclis kürsüsünden söyleyebilen bir İçişleri Bakanı, doğal olarak yasaları da tanımayacaktır.
Bu şahsın elinde 300 bin kişilik bir polis gücü var…
Pasif duruma getirilen, olayların sadece seyircisi durumuna düşürülen Necdet Bey ordusu vatanın bölünmesini maçtaki seyirci gibi izleyip kışlasında otururken,Efkan’ın emrindeki polis gücü 24 saat görevde…
Ve her türlü olumsuzluğu sergiliyor. Herkese vuruyor, kırıyor, gaz sıkıyor, silah kullanıyor, anayasa ve yasa tanımıyor.
Böylesine bir güce birileri yasalardan ve anayasal haklardan söz ettiğinde, polis şu yanıtı verse ne yapacaksınız:
“Sen ne diyorsun, benim bakanım bile çıktı Meclis kürsüsüne, bu anayasayı tanımadığını söyledi. Ben niye tanıyacakmışım ki!..”
Bunun adına imam-cemaat olayı denir, günü geldiğinde hesabı mutlaka verilir.