Dolmabahçe yalanları!
Arslan Bulut 01 Ocak 1970
Anadolu Ajansı, Dolmabahçe Sarayı’nda AKP’li bakanlar ile PKK’nın siyasi kanadı HDP’liler arasında yapılan ortak açıklamayı, “huzur havası” başlığıyla yayınlıyor!
Ajans, silah bırakma çağrısı yapıldığını, bunun da vatandaşları gelecek adına umutlandırdığını ispat amacıyla, “Alevi kanaat önderi” diye tanımladığı Adıyaman’dan Hasan Doğan’ın “En çok tek bayrak ve tek millet vurgusundan etkilendim” sözlerini haber diye yayınladı...
***
Bir Alevi vatandaş bulup onun üzerinden çözüm süreci denilen; ulus devleti federe devletçiklerden veya eyaletlerden oluşan ve Irak, Suriye gibi ülkelerle de sınırı olmayan bir konfederasyona dönüştürme operasyonunu halk onaylıyor görüntüsü veya algısı oluşturmak için haber yapmak...
Bu da bir operasyon değil mi?
Bu türde operasyonlar, Alevileri, Türkiye’nin parçalanması demek olan çözüm sürecinin hatta PKK’nın arkasındaymış gibi göstermek için de yapılıyor ki doğru değildir.
***
Silah bırakma çağrısı da yapılmamıştır. Abdullah Öcalan’ın şart koştuğu on maddede uzlaşma sağlanırsa, silahsızlanma konferansı toplanacak! Yani Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, “Atatürk’ün kuruluş felsefesi”ni bir kenara bırakıp “Öcalan’ın kuruluş felsefesi”ni benimseyeceğini ilan ederse silah bırakıp bırakmamayı konuşacaklar! Sonuçta bütün istekleri yerine getirilse de silahı yine de bırakamazlar. Çünkü kurulacak yeni rejimin ordusu olmayı planlıyorlar!
Ayrıca silah bırakmayacaklarını defalarca açıkladılar. Son olarak da çözülme sürecinin asıl mimarlarından Henri Barkey, PKK’nın IŞİD’e karşı mücadelede parladığını, dolayısıyla silah bırakamayacağını açıkladı.
***
Hasan Doğan adlı vatandaşın söylediği iddia edilen “En çok tek bayrak ve tek millet vurgusundan etkilendim. Bundan sonra esas süreç yeni başladı. Başta hükümetimiz olmak üzere Meclis’teki tüm milletvekillerinden daha fazla çaba bekliyoruz” sözleri de tam bir çarpıtmadır. Öcalan “Kimliğimiz tanınacak, Türkiye Türk vatanı olmaktan çıkarılacak, ortak vatan olacak!” diyor, devletin ajansı ise “tek bayrak ve tek millet vurgusu yapıldı” diye vatandaş konuşturuyor!
Ahmet Davutoğlu da hâlâ ortak aidiyet bilincinin güçlenmesinden bahsediyor!
Ortak aidiyet bilinci mi bıraktınız?
Davutoğlu yine “AK Parti başından beri ilkeli davrandı. Devletin birliğini, dirliğini, beraberliğini ve istikbalini hiçbir zaman tartışma konusu yapmadı. Tek vatan, tek devlet, tek bayrak, tek millet demeye devam etti” diyor.
Evet dediniz ama seçim yaklaştığı zaman... Ondan önce, Türk kimliğini anayasadan bile çıkarmaya uğraşmadınız mı? “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünü dağdan taştan silmediniz mi? İlkokullarda ulus bilincini sürekli canlı tutmak amacıyla söylenen “andımız”ı kaldırmadınız mı?
Dolayısıyla bu sözlerinizin gerçekle ne ilgisi var?
***
Sayın Ahmet Davutoğlu, sizin bakanlarınız, HDP ile daha doğrusu PKK ile “Yeni Türkiye” için “Yeni Anayasa”da uzlaşmadı mı?
Abdullah Öcalan’ın, “Kimlik kavramı, tanımı ve tanınmasına dönük çoğulcu demokratik anlayışın geliştirilmesi, demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içerisinde yasal ve Anayasal güvencelere kavuşturulması, bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa yapılması” dayatmalarını, emrinizdeki medya ve atanmış köşe yazarları ile birlikte “iyi niyet beyanı” ve “silahlara veda” diye gösteren hatta bu maddelerin bölünmeye değil birleştirmeye yarayacağını anlatan siz değil misiniz?
Bu maddeler, Türkiye Cumhuriyeti’nin de tek milletin de tek devletin de tek bayrağın da sonu değil midir? Seçmeni kandırmaya ihtiyacınız var ama kendinizi nasıl kandırıyorsunuz?