Kırk günü geçti. Metin ağabey aradı, Başbuğ Alparslan Türkeş Belgeseli çekeceğiz, dedi. Oniki Eylül öncesi Ülkü Ocakları genel başkanları, Alparslan Türkeş’i anlatacaklar. İstanbul’da mukim iki sayın genel başkan ile de siz görüşeceksiniz.
Metin ağabey arar da itiraz edilir mi. O her şey için ve her zaman aramaz. Ricayı emir telakki ettik. Yasin Cemal Galata kardeşimle bu şerefli vazifeyi deruhte ettik. Bir cumartesi günü Defterdar İbrahim Paşa Camii Derneğinde sayın genel başkan Prof. Dr. Selahattin Sarı beyefendi ile, akşamüzeri de Vezneciler’de gönül ehli bir büroda ilk genel başkan sayın Aytekin Yıldırım beyefendi ile mülakat yaptık. Hüseyin Karataş ağabey de kameralarıyla stüdyo ayarında güzelce çekimleri gerçekleştirdi. Selahattin başkan,Başbuğumuzun siyasi ağırlığını ve söylediği sözlerinin etkisini çok iyi tahlil ettiler. Uygun düşer mi korkusuyla çekine çekine sorduğumuz ekmek içi döneri mütevazi taburelerin üzerinde yerken kırk yıl önce ülkücülerin bir lokma ekmeği paylaştığı günleri de yad ettik. Aytekin başkanımıza o kadarı da kısmet olmadı. Ondan da en kadim ülkücülük hatıralarını dinledik. Karşı görüşün liderleriyle yaptığı toplantı gayet ilgi çekici ve heyecanlıydı. Siyasi hırstan arî, ben duygusunu aşmış, oturaklı, samimi iki kamil insan tanımaktan mütehassis olduk.
Ülkücülük adına söylenmemiş sözler duymak, söylenecek daha çok şeyin olduğuna delalet eder. Ortaya mükemmel bir belgesel çıktı. Bazı mahalli kanallarda yayınlandı. Sosyal medyada da çok ilgi gördü. Çekimleriyle, müziğiyle, kurgusu ve metniyle fevkalade güzel. En güzeli de 4 Nisan tarihine yetişmiş olması. Her biri ülkücülük tarihinde bir kale, bir derya mesabesindeki genel başkanların sözleri kütüphane değerindedir. Bilhassa Hasan Çağlayan başkanın taşradaki ülkücülerin de niteliklerini, kadir kıymetini teslim eden, taşrayı tabii ve daimi teba görmeyen bakış açısı dikkat çekici.
Gittiydi geldiydi, gidenler şöyle, kalanlar böyle şeklindeki kısır tartışmaların arasında bu nevi faydalı eserler gelecek nesillere ışık tutacaktır. Ülkücülüğü ve hizmetlerini sermaye etmemiş, harcamamış ülkücü kadrolar milletimizin ümit ışığıdır. Kalıcı eserler de ancak samimi insanların elinden çıkmaktadır. İnşallah ülkücülük tarihi ve Başbuğ Alparslan Türkeş daha nice belgesellere, filmlere, romanlara, kitaplara konu olur.
Belgesel fikrini ortaya koyan başta Metin Kaplan ve Efendi Barutçu başkanlarımız olmak üzere Hüseyin Karataş, Nurullah Kaplan, Selçuk Türkoğlu, Ayşe Kaplan ve diğer emeği geçenler ile mülakat veren sayın genel başkanlara sonsuz teşekkürler. Allah ülkü büyüklerini başımızdan eksik etmesin. Ahrete intikal eden bütün ülkücülere, şehitlerimize ve Başbuğumuz Alparslan Türkeş’e rahmet eylesin.
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.