« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

17 Mar

2015

Türkiye yoksullaşıyor

Mehmet Çetingüleç 01 Ocak 1970

Türkiye 2001 krizini yaşadığında yine dolar kuru fırlamış, işadamı Sakıp Sabancı, servetinin erimesine tepki gösterirken “Ankara’dakilerin ekonomiyi yönetemediğini” söylemişti.O kriz sonrasında Forbes’in en zenginler listesinde ilk 100’e giren Türk işadamı kalmadı.

Oysa Karamehmet, bir önceki yıl 8 milyar dolarlık servetiyle 47. sırada yer alıyordu. Sabancı ise 5,7 milyar dolarlık servetiyle 75. sıradaydı. Krizden sonra Karamehmet’in serveti 3,7 milyar dolara, Forbes listesindeki yeri 108. sıraya geriledi. Sabancı ise 3,5 milyar dolara inen servetiyle ancak 118. sırada yer bulabildi.

Dolardaki artış işte böyle sonuç doğuruyor. Malınızın mülkünüzün değeri birkaç günde eriyip gidiyor.

Türkiye’de şimdi benzer bir süreç yaşanıyor. Kur yükseldikçe işadamları, işçiler, memurlar, köylüler, esnaflar, emekliler, özetle herkes yoksullaşıyor.

CHP Milletvekili Umut Oran, kasımdan bu yana Türk Lirası’ndaki değer kaybının yüzde 15’e ulaştığını açıkladı. Bu demektir ki, son 4 ayda Türkiye’de yaşayan herkes yüzde 15 oranında fakirleşti. Mal varlıklarının değeri azaldı. Yerli sermaye birikimi eridi. Borsada işlem gören büyük şirketlerin hisselerinde ağır kayıplar var. Borsa İstanbul 100 endeksi 90 bin sınırına geldikten sonra yeniden 70 binli seviyelere geriledi. Düşüş eğilimine giren piyasa faizi yükselmeye başladı.

Dolardaki artışta ABD’nin parasal genişlemeyi durdurması ve yılın ikinci yarısında faizleri artırabileceği yönündeki beklentiler önemli etken. Gelişmekte olan ülkelerin para birimleri değer kaybediyor. Ama Türkiye’deki sarsıntının daha büyük olması, Saray ve hükümet baskısı yüzünden uygulanan hatalı faiz politikasından kaynaklanıyor.

Türkiye’nin cari açığı ve dolayısıyla sıcak paraya bağımlılığı yüksek. Maalesef 13 yıldır tek parti hükümeti işbaşında olduğu halde cari açık sorunu çözülemedi. Parasal genişlemeye, petrol fiyatlarındaki gerilemeye rağmen cari açığı yönetilebilir düzeye indiremedik.

Ekonomide başarısız olan hükümet, kabahatini örtmek için “faiz lobisi” edebiyatı yapmaya devam ediyor. Kendi başarısızlığını “hayalî düşmanlara” yüklemeye çalışıyor.

Bakın CHP önerge verdi. Madem hep faiz lobisinden şikâyet ediyorsunuz, araştıralım, dedi. AK Parti yanaşmadı. Çünkü faiz lobisi diye bir şey yok. Ama bu söylem üzerinden siyasî rant sağlanıyor.

Ekonomi Bakanı daha önce kur için 2 lira 15 kuruş ile 2 lira 25 kuruş arasındaki seviyenin normal olduğunu söylüyordu. Şimdi kur 2 lira 63 kuruşa çıktı. Hâlâ “normal” diyor.

Dövizin değer kazanmasıyla ihracatın artacağını savunuyor.

Oysa hükümetin krizi kabul edip tedbir almasında yarar var.

Özellikle Merkez Bankası’na müdahale etme alışkanlığından bir an önce vazgeçilmeli. Son faiz toplantısında hükümet ve Saray o kadar çok baskı yaptı ki, Merkez Bankası korkudan faizleri 25 baz puan indirmek zorunda kaldı.

Sonuçları ortada.

Yakın zamanda Merkez Bankası yeniden faiz artırmak zorunda kalabilir. Zaten piyasada en çok işlem gören Hazine bonolarının faizleri yükseliyor. Neredeyse 9’a geldi. Hükümet hâlâ yüzde 6’lık faiz hayali kuruyor.

Ama bu işler talimatla olmaz.

Faizi talimatlar değil, piyasa indirir.

Siz faiz lobisi edebiyatı yaparken ülkede işadamlarının serveti eriyor.

Fiyatlar arttığı için vatandaşın alım gücü azalıyor.

Ekonomi Bakanı’mız ise hâlâ “Dövizdeki artış hane halklarını etkilemez.” diyerek bütün dünyadaki iktisatçıları şaşırtacak açıklamalarla durumu geçiştirmeye çalışıyor.

Haklı aslında. Saray, döviz krizini faiz lobisine yüklerse, Ekonomi Bakanı da vatandaşla kafa bulur!..

Ziyaret -> Toplam : 125,28 M - Bugn : 38032

ulkucudunya@ulkucudunya.com