MHP seçimlerde bir çıkış yapabilir mi?
Gökhan Bacık 01 Ocak 1970
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile ilgili ilk söylenen şey çözüm sürecinekarşı biriken tepkinin bu partinin oylarını artıracağı şeklinde.
Bu bir ölçüde doğru olabilir. Türkiye’nin batısına doğru gittikçe hükümetin PKK ile müzakerelerine tepki duyanlar MHP’ye yönelebilir. Ancak MHP, yaklaşan genel seçimlerin arifesinde elinde başka bazı fırsat alanlarını da tutuyor.
Farklı seçmenlerden oy alabilme kapasitesi
Türkiye’de pek çok partinin kemikleşmiş bir tabanı var. Pek çok partinin o nedenle alternatif olarak seçmen sayısını artırmak için yöneleceği taban yok.
Mesela HDP bir kesim CHP’li seçmenden oy alabilir. Ancak bu bağlamda “birbirinden farklı en çok sayıdaki kesimlerden” oy alabilme yeteneği olan parti halihazırda MHP’dir.
Mesela dindarlar MHP’ye oy verebilir.
Şehirli seçmenler de MHP’ye oy verebilir.
Yaşam tarzı konusunda endişeleri olanlar dahi MHP’ye oy verebilir.
Metropoll’den Özer Sencar’ın geçen bir tweetinde paylaştığı gibi MHP’nin bütün bu açılardan bakınca oy alabilme potansiyeli %20 hatta bu rakamın üzerinde.
Bir bakıma MHP doğal olarak oy alabileceği bazı alanlardan kendinden kaynaklanan hatalar yüzenden eli boş dönüyor.
Temel eleştiriler
MHP’nin potansiyel farklı alanlardan oy alması elbette bazı sorunlarını çözmesine bağlı. Peki bunlar nedir?
İlk olarak konu ekonomi. Yaklaşan seçimlerin birinci gündemi ekonomik sorunlar. Ancak MHP sanki “ekonomi ile ilgili olmayan” bir parti görünümünde.
Soru şu: Seçmenler MHP’ye bakınca “evet bu parti kadroları ile Türkiye’nin ekonomisini yönetebilir ve sorunları çözebilir” diyor mu?
Bu sorunu çözmek için MHP’nin iki şeyi acilen yapması gerekiyor: İlk olarak ekonomik konuda uzman isimleri vitrine çıkarması lazım. İkinciolarak kullandığı propaganda dilinde ekonomik konulara ağırlık vermesi lazım.
Kısacası MHP seçmen nezdinde ekonomik konuları takip eden ve bunları çözecek fikir ve kadrolara sahip bir parti izlenimini oluşturmalıdır.
Süreç karşıtlığına hapsolmama
MHP, hükümetin PKK ile yaptığı müzakereleri seçim takviminin merkezine oturtursa bundan sanılanın aksine zarar görür.
Zaten bu süreci eleştirenlerin doğal olarak akacağı adres MHP’dir. Çözüm sürecine karşı belirli kesimlerde tepki vardır ancak tepkiye rağmen büyük bir vatandaş grubu “tamam sorun var ama çatışma çıkmasın” refleksine sahiptir.
Dolayısıyla MHP, çözüm süreci ile ilgili eleştirel tavrını çok iyi planlayarakgeliştirmek zorundadır.
İdeoloji nerede?
MHP’nin diğer bazı partilere göre sert bir ideolojisi var. Partinin Ülkü Ocakları gibi altyapısını oluşturan güçlü politik şebekeleri var.
Bunlar bir parti için işe yarayan yapılar olmakla birlikte aynı yapılar partiyi bir kitle partisi olmaktan uzak tutabilir.
Şunu kabul etmek lazım: Türkiye’de artık “ülkücü, komünist veya dindar olduğu için bir partiye oy vermek” eğilimi azalıyor. Bu konuda en kemikleşmiş grup olan seküler grubun zaten CHP gibi “değişmeyecek bir adresi” var.
Dolayısıyla MHP’nin kendi ülkücü tabanını da “üzmeden” bir merkeze açılıma ihtiyacı bulunuyor. Merkeze açılmadığı zaman MHP için yine gelecekte “potansiyelinin altında oy aldı” denecektir.