« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

17 Mar

2015

Yolsuzluk küçümsenecek bir suç mudur?

YUSUF ERKAYA 01 Ocak 1970

“Bizimkiler hırsızlık değil, yolsuzluk yaptılar” diyerek öyle birkaç cümle ile geçiştirilerek küçümsenecek bir suç değildir yolsuzluk.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’ne göre, yolsuzluk özel amaçlar için kamu gücünün kötüye kullanılması anlamına gelir. Bir diğer ifade ile, güvenilmiş ve emanet edilmiş yetkinin suistimal edilmesidir.

Güvenilmiş ve emanet edilmiş yetkinin boyutları zamanla çok daha geniş bir alana yayılır. 2003 yılında Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Viyana’da yaptığı toplantının ardından, yolsuzluğun yalnızca kamu sektörünü değil, özel sektörü de kapsaması gerektiğinin altı çizilmiştir. Çünkü; a) birçok ülkede özel sektör kamu sektöründen çok daha büyüktür, b) özelleştirme ve fonlardan dolayı özel sektör ve kamu sektörü arasında çok sıkı bir ilişki mevcuttur, c) özel sektördeki yolsuzluğu görmezden gelmek vatandaşların devlete ve kamuya olan güvenlerini kaybetmelerine neden olacaktır, d) özel sektörde meydana gelen başta rüşvet olmak üzere, diğer yolsuzluk çeşitleriyle de mücadele edilmesi hayati bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Bununla birlikte, yolsuzluğun birbirinden farklı biçimleri vardır. Bunlar; görevi suistimal etme, rüşvet, bağış, hortumculuk, gasp, ödeme kolaylığı sağlama, dolandırıcılık, hediye ve ağırlama, burs talep etme, içeriden bilgi edinme, komisyon, kara para aklama, baskı altında ticaret yapma, akraba kayırmacılığı (nepotizm), kayırmacılık...

Bu liste uzar gider. Literatürde 20’den fazla eylem yolsuzluk olarak kabul edilir. Yolsuzluk ise bütün bu terimler için bir şemsiye, bir üst başlık olarak kabul edilir.

Yolsuzluk kabul edilen bu eylemleri örnekleriyle birlikte incelemek yerinde olacaktır. Bununla birlikte, her bir örnek tek bir terim yerine, birden fazla terime karşılık gelebilir. Örneğin, hükümetimizin hayırsever işadamı Reza Zarrab ile ilişkisi yalnızca rüşvet ile sınırlı kalmayıp; aynı zamanda (usulsüz) bağış, görevi suistimal etme, (usulsüz) hediye ve ağırlama, içeriden bilgi edinme, karapara aklama, komisyon ve kayırmacılık gibi yolsuzluk sayılan eylemlere örnek teşkil etmektedir.

Görevi suistimal etme (abuse of functıon): Kamu görevlilerinin illegal eylemler yapması; yahut yapmaya hakları olmayan eylemleri yapmaları olarak tanımlanabilir.

Örnek: İnternete düşen ve dönemin müsteşarı Efkan Ala ile dönemin İstanbul Valisi Avni Mutlu arasında geçtiği iddia edilen konuşma görevin nasıl suistimal edilebildiğini gösteren yerinde bir örnek. İşte Efkan Ala’nın MGK’da alınan Gülen’i bitirme kararını yayınlayan gazeteci Mehmet Baransu’ya yönelik sarf ettiği sözler: “Kırın kapıyı, alın içeri. Biz her türlü koruruz sizi. Mahkeme kararına bile gerek yok... Derhal bu adam alınsın. Savcı bir şey diyorsa savcıyı da alın. Böyle işin bak ben, inanın ağzımı. Orda bir ekip kurun gidin ve bunun canına okuyun.”

Yine Efkan Ala ile BTK Başkanı Tayfun Acarer arasında geçtiği iddia edilen ifadeler ise şöyle: “Koca yüzde 50 oy almış partinin iradesini söylüyorum, boş ver gerisini, s.ktir et affedersin... Ya kardeşim, biz yasa yapan yeriz, gerekirse hangi yasa yapılıyorsa onu yapar, sizin yaptığınızı suç olmaktan çıkarırız.”

Rüşvet (brıbery): Alan kimsenin davranışının yönünü değiştirmeye yönelik verilen hediye; yahut para gibi değerli şeyler olarak tanımlanabilir.

Örnek: Hayırsever işadamı Reza Zarrab’ın dönemin AB Bakanı Egemen Bağış’a çikolata kutuları içinde verdiği hediyeler... Dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a alınan saatler, verilen paralar... Dönemin Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde ayakkabı kutuları içinde çıkan 4,5 milyon dolar, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlunun evinde ortaya çıkan 1,2 milyon TL, 7 para kasası ile bir adet para sayma makinesi...

Bağış (donatıon): Özellikle de hayır işleri için, parasal yahut parasal olmayan hediyelerin kişiler tarafından kâr amacı gütmeyen kurumlara verilmesi olarak tanımlanabilir. Burada aklımıza gelen ilk soru şu olabilir: Mademki bağış, kâr amacı gütmeyen ve maddi olmayan bir hediyedir, neden o halde bir yolsuzluk çeşidi olarak kabul edilir?

Örnek: Hatırlanacağı üzre, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından internete düşen ses kayıtları ihale kazanmak isteyen, milletvekili yahut belediye başkanı seçilmek isteyen kimselerden dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğu bilinen TÜRGEV’e (Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı) bağış yapmaları istenmekteydi. Nitekim, 17 Aralık soruşturmasının kilit ismi İranlı işadamı Reza Zarrab’ın da altın kaçakçılığı ve kara para aklama faaliyetlerinin sümen altı edilmesi ve devlet tarafından örtbas edilmesi, muhtemel herhangi bir müdahalenin önlenmesi karşılığında TÜRGEV’e bağış yapması istendiği ortaya çıktı. Bütünüyle samimi ve bir karşılık beklenmeden yapılması gereken bağış, bir usulsüzlük ve haksız kazanç elde etmek için bir araç olarak kullanılmaktadır.

Dolandırıcılık (fraud): Haksız veya hukuka aykırı kazanç sağlamak için kasten yapılan bir aldatmadır. Bir statünün ya da pozisyonun kötüye kullanılması olarak da kabul edilir.

Örnek: İmar ruhsatı vermeye yetkili olan belediyeler bazı şirketlere kasten imar izni vermiyor ve bu şirketleri 3 ay bekletiyordu. Sonrasında bu dosyalar resmi prosedür gereğince Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderiliyordu. Bakanlık ise bu izinleri ‘proje alanı’ veya ‘kentsel dönüşüm projesi’ kapsamında belli bir rüşvet karşılığında veriyordu. Böylece rüşvet, görevi kötüye kullanma ve kasten yapılan aldatmaca ve dolandırıcılık ile tarihi yapıların bulunduğu araziler, doğal sit alanları ve yeşil alanlar imara açılmış oldu.

Hediye ve ağırlama (gıft and hospıtalıty): Bir işadamının bir siyasetçiyi ağırlaması yahut kendisine hediye vermesi yolsuzluk olarak kabul edilmektedir. Çünkü verilen hediyeler ve sağlanan ağırlama hizmetleri siyasetçinin görevini suistimal ederek işadamının haksız kazanç elde etmesine neden olabilir.

Örnek: 17 Aralık soruşturması ile ortaya çıkan Reza Zarrab’ın dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a 370 bin dolar değerinde saat hediye etmesi ve kendi özel uçağıyla umreye götürmesine karşılık; Zafer Çağlayan’ın Zarrab’ın işlerini halletmesi ve kendisini yakın korumaya alması...

Burs talep etme (demandıng scholarshıp): Bir siyasetçinin bir işadamından kendi çocukları yahut yakınları için burs talep etmesi bir yolsuzluk çeşidi olarak kabul edilir.

Örnek: 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının ardından internete düşen ses kayıtlarında, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın işadamı Remzi Gür’den kızı Sümeyye Erdoğan için 20-25 bin TL burs talep etmesi...

Komisyon (kıckbacks): Gizli ve dürüst olmayan iş anlaşmalarında uygun olmayan ya da etik dışı yardım elde edebilmek maksadıyla kamu çalışanlarına verilen para miktarını ifade eder. Burada, bir gelirin yahut bir faydanın belli bir yüzdesinin aracılık yapan ve buna neden olan kimselere verilmesinden bahsedilmektedir.

Örnek: Erdoğan ve yakın çevresinin kamu ihaleleri karşılığında işadamlarından alınan komisyonlar örnek verilebilir. 17/25 Aralık soruşturmaları esnasında internete düşen ses kayıtları ve polis fezlekelerine göre, beş ayrı evde saklandığı tespit edilen ve ‘sıfırlanmaya’ çalışılan komisyon miktarı yaklaşık olarak 1 milyar dolar değerinde.

Aynı zamanda, yukarıda ismi geçen bakanlar ve bu bakanların üçünün oğlu, İran’ın parasını rüşvet ve komisyon karşılığında (binde 4-5) aklamakla ve döndürmekle suçlanmışlardı. Polis fezlekesinde ise bu durum şöyle ifade edilmektedir: “İranlı Reza Zarrab tarafından Zafer Çağlayan’a; İran’ın parasını altın ihracatıyla döndürme işlemlerinde Reza Zarrab’a ait firmaların hesabına gelen paranın yüzde 0.5, İran parasını sahte evraklarla yapılan transit gıda/ilaç ticareti işlemlerinde de Reza Zarrab’a ait firmaların hesabına gelen paranın yüzde 0.4 oranında rüşvet verildiği anlaşılmıştır.”

Kara para aklama (money launderıng): Kara para aklamadaki amaç kaçakçılık, esrar, eroin, adam kaçırma gibi illegal yollardan elde edilmiş paranın sanki yasal kaynaklardan geliyormuş gibi görünmesini sağlamaktır. Mali Suçları Araştırma Kurulu’na (MASAK) göre bir yolsuzluk çeşidi olarak kabul edilen kara para aklama; şu yöntemler ile yapılmaktadır: Fonların fiziken ülke dışına kaçırılması, şirinler (smurfing) yöntemi, parçalama (structuring) yöntemi, vergi cennetleri (off-shore), paravan (kağıt üstündeki) ya da hayali şirketler, oto-finans borç yöntemi (loan-back), döviz büroları, kumarhane ve gazinolar, nakit para kullanılan işyerlerinin işletilmesi (göstermelik şirketler), sahte fatura (hayali ihracat), alternatif havale sistemleri, internet bankacılığı ve elektronik para…

Örnek: Emniyet’in hazırladığı fezlekeye göre, Reza Zarrab önderliğindeki örgüt İran’ın başka ülkelerde bulunan 87 milyar eurosunu aklayarak, uluslararası finans sistemine dahil etmişti. Fezlekede bu durum aynen şu ifadeler ile geçiyor: “Şahısların, İran’ın diğer ülkelerde bulunan paralarını uluslararası bir döngü ile Türkiye’den (veya Dubai’den) euro cinsinden nakde veya fiziki altına dönüştürerek komisyon karşılığında İran’a sokulmasını sağladığı anlaşılmıştır.”

Aklanan paraların komisyon ve rüşveti olarak Zafer Çağlayan’ın 28 kez ve toplamda 52 milyon dolar, Muammer Güler’in 10 kez ve toplamda 10 milyon dolar ve Egemen Bağış’ın 3 kez ve toplamda 1,5 milyon dolar aldığı iddia ediliyor. Toplam rüşvet miktarı 63,5 milyon dolar, toplanan aklanan para ise 87 milyar dolar değerinde idi.

Akraba kayırmacılığı (nepotısm): Kamu kurumlarında çalışan kimselerin kendi aile üyelerine yahut akrabalarına karşı ayrımcılık yapması ve onları kayırmasıdır. İşe alma, terfi ettirme, kamu ihalesi verme, sübvansiyon sağlama vb. şekillerde meydana gelir.

Örnek: CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un yayınladığı torpil listeleri başta olmak üzere, holdinglerin ve medya kuruluşlarının başına geçen oğullar, damatlar, aile kontenjanından önemli pozisyonları işgal edenler...

Kayırmacılık (favorıtısm). Diğerlerine karşı kendi tanıdıklarını kayırma olarak tanımlanır. Akraba kayırmacılığı ile aynı anlama gelmektedir. Ancak akraba kayırmacılığında kayırılan kişiler arasında kan bağı varken, kayırmacılıkta kan bağı yoktur.

Örnek: Yine aynı şekilde CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un yayınladığı torpil listeleri başta olmak üzere, yakınlara peşkeş çekilen ihaleler, sınavsız ve haksız biçimde işgal edilen pozisyonlar...

Özetle, bütün bunlardan yola çıkarak hadi ‘hırsız’ demeyelim! Ancak örnekleriyle de izah edildiği üzere, görevi suistimal var, rüşvet var, (usulsüz) bağış var, dolandırıcılık var, (usulsüz) hediye ve ağırlama var, burs talep etme var, komisyon var, kara para aklama var, akraba kayırmacılığı var!

Ziyaret -> Toplam : 125,28 M - Bugn : 37976

ulkucudunya@ulkucudunya.com