Cumhurbaşkanı'nın Anayasa aşkı
Orhan Kemal Cengiz 01 Ocak 1970
Bazı insanlar temsil ettikleri kurumlara, o kurumların gelenek ve kurallarına o denli derin bir bağ ve hissiyatla bağlıdırlar ki, ortalama bir insan bu manevi bağı asla anlayamaz.
* * *
Mesela ben Sayın Cumhurbaşkanımızı böyle birisi olarak görüyorum. O adeta cumhurbaşkanı olmak için doğmuş birisi. Doğduğunda boynunda bir frak vardı deseler inanın ki şaşırmam.
Tabi onun temsil ettiği kurumla bu adeta et ve tırnak olma halini, bu kurumun bütün gelenek ve teamüllerini adeta kendi üzerinde tecessüm ettirme biçimini pek çok insan asla anlayamıyorlar. Çünkü meselelere fevkalade yüzeysel bir şekilde bakıyorlar.
* * *
Diyorlar ki Sayın Cumhurbaşkanı o makama gönül bağıyla bağlı olsa Köşk’ten saraya taşınmazdı. Halbuki Sayın Cumhurbaşkanımızın Cumhuriyet aşkını ucundan köşesinden anlayabilseler, Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinin Atatürk Orman Çiftliği’ne taşınmasının, derin bir nostaljinin neticesi olduğunu; bunun Cumhurbaşkanlığı makamını yeniden Cumhuriyetin kurucusuyla buluşturma gayreti olduğunu görürlerdi.
* * *
Diyorlar ki Sayın Cumhurbaşkanı seçimlerden önce adeta bir partinin temsilcisi olarak hareket etti. İşte bu da tam bir idraksizlik ürünü. Halbuki Cumhurbaşkanımız kaç defa söyledi “Gönlümde bir aslan var ama onu söylemeyeceğim” diye. Sayın Cumhurbaşkanı bu sözleri söylediğinde henüz şu Amerikalı diş hekimi Walter James Palmer’in, ta Amerika’dan kalkıp binbir rüşvet vererek Zimbabwe ulusal parkında aslan Cecil’i öldürmesi hikayesi ortada bile yoktu. Ama Cumhurbaşkanımız derin sezgileriyle, gönlündeki aslanı açıklaması halinde “faiz” ve “vaiz”lobilerinin harekete geçip o aslana saldırabileceğini elbette ki biliyordu.
* * *
İşte o aslan “milli iradenin” ta kendisir. Ve Cumhurbaşkanı’nın bütün gayretleri, o milli iradenin sağlıklı bir şekilde ortaya çıkması, “davulcuya”, “zurnacıya”, “gırnatacıya” gönlünü kaptırmaması içindir...
* * *
Sayın Cumhurbaşkanımız medyaya ayar verirken, bütün kurumları yeniden dizayn ederken işte hep o milli iradenin tam sıhhatle tecellisi için yapıyor bütün bunları...
Adeta, bir çocuğu uyuşturucudan, zararlı alışkanlıklardan koruyan bir anne şefkatiyle milli iradenin tecellisi için çalışıyor. Çünkü sözde değil özde cumhurbaşkanlığı yapıyor.
Gece gündüz milli iradenin tecellisi için çalışıyor.
* * *
Bazı idrak yoksunları kavrayamayabilirler ama işte tam bu ruh hali nedeniyle, Cumhurbaşkanımız bir ay boyunca düşünüp taşındıktan sonra hükümet kurma görevi verebildi. Kime, nasıl bu hükümet kurma görevini verirse milli irade tecelli etmiş olacaktı?
* * *
Bütün bu hikayeyi bilmeden Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’yı esnetemeyeceğini, aynen Anayasa’da söylendiği gibi 45 gün içinde seçime gidileceğini söylemesini kavrayabilir misiniz?
Yine bazı densizler, “ama Anayasa’da 45 gün içinde hükümet kurulamazsa Cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesine karar ‘verebilir’ diyor, ‘verir’ demiyor” diyecektir.
Bre densizler! Temsil ettiği kurumun kural, gelenek ve adetlerine bu kadar bağlı bir kişi, Anayasa’yı öyle esnek yorumlayabilir mi? O tabii ki, bu seçimlik yetkiyi bir emir gibi telakki edecektir...