‘Cambaza bak’tırıp seçime gittiler
Can Dündar 01 Ocak 1970
24 günde toplam 41 saat görüştüler.
Biz koalisyon pazarlığı yaptıklarını sanıyorduk.
Meğer hiç koalisyon konuşmamışlar.
Türkiye devrik bir hükümetin kontrolündeyken, her gün ölüm haberleri gelirken, yangın gün be gün büyürken, AKP’liler CHP’ye bir koalisyon teklifi bile yapmamış.
Ya ne yapmışlar onca gün, bunca saat?
CHP’liler fikirlerini anlatmış, AKP’liler sessizce not almış.
Sonra da geçen pazartesi Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’na gelip “Çok iyi bir insansınız.Ama sizinle uzun süreli bir ilişkiye yokum. İsterseniz 3 ay takılalım” demiş.
“Ben uzun vadeli bir birliktelik düşünmüştüm” cevabını alınca da teşekkür edip gitmiş.
Hepsi bu…
‘Cambaza bak!’
Yani “istikşafi görüşme” dedikleri bir “cambaza bak!” oyunundan ibaretmiş.
Biz görüşmeleri izlerken Erdoğan, kafasında kurguladığı oyunu ustaca yönetti ve perde gerisinden seçimi dayattı.
Güvendiği şey kamuoyu yoklamalarıydı:
Çözüm masasını devirdikten sonra diline doladığı milliyetçi söylem ve artan gerilim, partisinin oylarını hafif kımıldatmışa benziyordu. Ama iş uzarsa hem olaylar çığırından çıkabilir, hem beklenen ekonomik kriz, sandığı vurabilirdi.
O yüzden en kısa zamanda seçime gidilmeliydi. Görev vermeyi geciktirerek, görüşmeleri torpilleyerek istediğini elde etti.
İki liderin buluşmasından hemen önce muhtarlarını topladı; masanın altına mayın döşer gibi, bu koalisyonun olamayacağını, seçimden kaçılamayacağını ilan etti.
‘Bensiz olmuyor’
Şimdi ikinci bölüm başlıyor:
Seçimi garantiye alması için, iktidarı bırakmaması lazım.
Normal olarak görevi Davutoğlu’ndan alıp Kılıçdaroğlu’na vermesi, o da hükümet kuramazsa ülkeyi seçime, Meclis’teki bütün partilerin üye vereceği bir geçici seçim hükümetinin götürmesi gerekirken, bunu da engelleyecek.
Seçime, AKP hükümeti ile gidilmesi için tehlikeli, engebeli yollar deneyecek.
Bir anlamda, iktidarı gasp edecek.
Önümüzdeki 3 ay çok kritik…
Olaylar daha da tırmanırsa, Saray entrikasıyla hükümetsiz bırakılmış ülke ve ekonomi hepten sallanırsa, seçim kampanyasında her hafta Saray’da topladığı muhtarlara “Gördünüz mü bensiz olmuyor” diyen bir Başkan adayı ile gidebiliriz seçime…
Kime yarar?
Bu kumarın sonucu ne olur?
Seçmen, 70’lere özgü, “Bir eli sopalı gelsin/ bu gidişe dur desin” tekerlemesini söyleyerek bu tuzağa mı düşer, yoksa “Sen mesajımı almadın galiba” diyerek bu iktidar gaspına daha ağır bir ceza mı keser?
“Bozan taraf biz olmadık” diye övünen CHP’yi ödüllendirir mi, yoksa “Ama oyunun uzamasına alet oldunuz” diye cezalandırır mı?
Soruların cevabı, biraz da önümüzdeki ateşten sonbaharın siyasi, ekonomik gelişmelerine bağlı…
İşte o yüzden uyanık olmak zamanı…
‘Felaket olur’
Bitirirken bir kulis verelim:
Kılıçdaroğlu, milletvekillerini bilgilendirme toplantısında yazarımız Prof. Dr. Emre Kongar’ın 31 Temmuz’da yazdığı “AKP’nin çok tehlikeli oyunu” başlıklı köşe yazısına atıf yapmış ve gidişat konusunda hepsini uyarmış.
CHP liderinin kaygısını daha iyi anlamak için, bu yazıyı, o yazının finaliyle noktalayayım:
“Kamuoyunun, ‘Bunlar seçim kaybetse de gitmez’ gibi son derece tehlikeli bir düşünceye doğru kaydığına işaret etmek istiyorum:
Bu yargı geniş kitlelere yerleşirse, Türkiye için felaket olur!”