İşte gelinen nokta: Askeri birliklere yemek götürülemiyor
Saygı Öztürk 01 Ocak 1970
Türkiye seçime gidiyor ama seçim güvenliği de bir numaralı tartışma konusu olmaya devam ediyor. Bölücü terör örgütü, yıllardır hayalini kurdukları “kurtarılmış ilçeler” oluşturmak için büyük mesafe almış durumda. Örgüt dağdan inmiş, ilçe ve il merkezlerini kendi denetimine almanın çabasına girişmiş. Sivil halkın arasına katılıyor, onlardan da destek alıyor, güvenlik güçlerinin hareket kabiliyetinin büyük ölçüde kısıtlanması sağlanıyor.
Güvenlik güçleriniz sivil halkın zarar görmemesi için daha dikkatli, özenli hareket ediyor. Çünkü terör örgütü halkı kendisine siper yapıyor. Onlar hayatını kaybettikçe devlete olan tepki de artıyor. Cizre’de 5 vatandaşımız hayatını kaybetti. İlçeleri adeta karargaha çeviren terör örgütü yüzünden çıkan çatışmalarda hayatını kaybeden çocuklarımız, evine ekmek götürme telaşı dışında amacı olmayan vatandaşlarımız can veriyor.
YARIN NE OLACAĞI BELLİ OLMAZ
Bugün örgütün sözde “özerklik” ilan ettiği, kendi yönetimini oluşturmayı öngördüğü ilçe sayısı 17’ye yükseldi. Bu sayı daha da artacaktır. Açıkçası bu ilçelerde görev yapan kaymakam da, cumhuriyet savcısı da, kolluk güçleri de, asker de “yarın ne olacağı” kaygısını da taşıyor. “Çözüm süreci” öncesi o bölgelerde görev yapan, terörle mücadele eden komutanlar bugün değişik mahkemelerde yargılanıyor.
Her tasarıyı, teklifi istediği zaman yasalaştıran AKP, söz konusu asker olunca işleri ağırdan alıyor. Örneğin iç güvenlik bölgesinde görev yapan subay, astsubay ve uzman çavuşların geçmiş dönemde sadece görevlerine yönelik olarak yapmış oldukları fiillerden dolayı şu anda bile haklarında dava açılıyor, bu kişiler çok sıkıntılı süreçler yaşıyor. Genelkurmay’ın önerisiyle bu konuda düzenleme yapılması istendi. Askerlerin görevleriyle ilgili suçlar nedeniyle askeri mahkemelerde yargılanmasına ilişkin tasarı, komisyona geldi ama orada donup kaldı.
O yüzdendir ki asker göreviyle ilgili konularda bile görev yapamaz duruma düşürüldü. Terörle mücadele ettikleri için göreviyle ilgili konularda sivil mahkemelerde yargılanan yüzlerce komutanın durumunu bilen asker, şimdi nasıl görev yapsın?
ÇOK BÜYÜK KAYGILAR VAR
Şırnak’tan arayan okurumuz, “Bu bölge elimizden gitti, gidiyor. Askerin de köy korucularının da eli-kolu bağlı. Kendilerine ateş edilmediği sürece asla terör örgütü militanlarına karşı silah kullanmama talimatı verildiğini” belirtiyor, terör örgütü güçsüz hale getirilmeden yöre halkının gerçekte ne düşündüğünün bilinemeyeceğini de ekliyor. Yani, halkın örgüt korkusu içinde olduğunu belirtiyor.
Yalnız onlar değil, Cizre’de görevli bir kamu görevlisinin eşi yaşananları “Askerin elini kolunu bağlayanlar bu vebali nasıl ödeyecek? Askerler çatışmanın göbeğinde, biz çaresiziz. Bu ülke, askerini, asker ailesini bu kadar hor kullanmasın. Milli Eğitim Bakanı’na da yazdım ama cevap yok. Teröristler nasıl böyle polise, askere pervasızca saldırıyor da onlara sadece ‘kendinizi koruyun, saldırmayın’ diye emir veriliyor. Hepsi, askeri alanın telleri arkasında korumasız ve sahipsiz” diye açıklıyor.
ASKERE YEMEK GİDEMİYOR
Cizre’nin olaylarıyla ünlü Nur Mahallesi’nde bulunan keşif taburunun hemen 150 metre uzağında terör örgütünün kampı bulunduğunu, emniyet müdürlüğü binasının hemen yakınında da örgütün sözde karargahı olduğunu bu köşede duyurmuştum. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, bu konularla yakından ilgileniyor. Hükümete öneriler götürüyor, eksiklikleri sıralıyor.
Daha önce de belirttiğim gibi asker kışlasında. Sadece jandarma ve polis sokağa çıkabiliyor. İşte onları engellemek için Cizre’nin cadde ve sokaklarına hendekler kazdılar, kum torbalarını kendilerine siper ettiler. Geçiş noktalarına patlayıcı yerleştirdiler.
Cizre’de bulunan askeri garnizona giden yollar da yine örgüt tarafından kazıldı, hendeklerin başında teröristlerin yanı sıra siviller de bulunuyor. Dolayısıyla askeriyeye giriş-çıkış olmaması için çaba gösteriliyor. İşte Cizre’de hafta içinde yaşanan durumu yerinden öğreniyorum:
“Askeri garnizonun kapısından çıkan kadın, çocuk, yaşlı herkes hedef. Şu anda büyük sorun var. Yaşananları, duygularımızı tam olarak dile getiremiyoruz. Yollar terör örgütü tarafından kapatılmış, ilçe onların elinde. Askerlere yemek ve malzemeleri götürülemiyor. İki gündür yemek yok. İşte bu kadar sahipsiziz. Artık yorum yapamayacağım.”
Garnizona giden yollar tutulmuş. Havadan ikmal ise terör örgütünün elindeki silahlar nedeniyle hayli tehlikeli. Çünkü örgütün elinde çok sayıda havan, uçaksavar, roketatar ve Docka ağır silahı da bulunuyor.
Konuyu Ankara’daki bazı askeri yetkililere de sordum. Kimisi “Bu durumda söylenecek bir şey yok” dedi, bazıları da “Askere yemek gidemiyor diye bir şey olur mu?” karşılığını verdi. CHP hey