Darbe hazırlığı!
Melih Aşık 01 Ocak 1970
Başbakan Davutoğlu Meclis’teki partilere çağrı yaptı... Dedi ki:
- Gelin, hepimizin yüz karası olan bu 12 Eylül Anayasası’nı birlikte tarihe tevdi edelim, onun yerine hep birlikte hepimizin gurur duyacağı, çağdaş, demokratik, özgürlükçü bir anayasayı çıkaralım...
Bu çağrının bir temeli var mı? Mevcut Anayasa gerçekten 12 Eylül Anayasası mı?
Eski Adalet Bakanı ve anayasa uzmanı Hikmet Sami Türk yeri geldikçe açıklıyor:
“12 Eylül’den sonra Anayasa’da değişiklik yapılan madde sayısı 87’dir. Böylece Anayasa’nın yarıya yakın bölümü yenilenmiş, değiştirilmiştir.”
Yani Anayasa’dan 12 Eylül izleri kaldırılmış, metin yenilenmiş, demokratlaştırılmıştır.
Ancak AKP liderleri yeterince demokrat bulmadıkları bu Anayasa’ya dahi uymuyorlar. Anayasa’nın öngördüğü hak, hukuk ve özgürlüklere uymuyorlar.
Ayrıca bu Meclis’in “Yeni Anayasa” yapma yetkisi var mıdır?
Anayasa Mahkemesi eski raportörü Bülent Serim, “Yetkisi yoktur” diyor ve anlatıyor:
“Çünkü Meclis’in mevcudiyetinin ve meşruiyetinin kaynağı ve dayanağı olan mevcut Anayasa’yı yasama organının yürürlükten kaldırması siyaseten ve hukuken olanaksızdır. Mevcudu kaldırmadan da yenisini yürürlüğe koymanın olanağı yoktur. Mevcut Anayasa’nın yetkisiz biçimde bir oldubittiyle yürürlükten kaldırılması ise Anayasa’ya karşı yapılmış darbeden başka bir şey değildir.”
ÖZET; Demokrat olmaya niyeti olmayan bir iktidarın anayasaya ihtiyacı yoktur...
Aziz Sancar
Ülkemize büyük bir gurur yaşatan Nobel ödüllü Prof. Aziz Sancar’ın adı, genç insanlara örnek olması ve ilham vermesi açısından ülkemizdeki fen liselerinden birine verilmelidir.
Bu öneriyi okurumuz Dr. Feyzullah Çetinkaya yaparken CHP Milletvekili Gülay Yedekçi de şu öneriyi dile getiriyor:
- Sayın Prof. Sancar’ın isminin, yürüttüğü bilimsel çalışma alanı da gözeterek bir yükseköğretim kurumuna verilmesi anlamlı olacaktır. İstanbul Üniversitesi bünyesinde onun adıyla bir enstitü açılması uygun olacaktır...
Peki Prof. Aziz Sancar’ın adı neden bir üniversiteye verilmesin?
Sorunun cevabı zor değil. Çünkü ülkemizde üniversitelere bilimle ilgisiz hatta bilime sırtını dönmüş kişilerin adlarının verilmesi adeta kural olmuştur da ondan!.
***
Prof. Aziz Sancar’ın “Ödülü 19 Mayıs’ta Türkiye’ye gelerek Anıtkabir’de Atatürk’e bırakacağım” sözleri Nobel’in de tarihine yazıldı. Kendisini yetiştiren Cumhuriyet’e çok şeyler borçlu olduğunu söyleyen Prof. Sancar “Bu ödül Ata’mız sayesinde alınmıştır” diyor, Cumhuriyet’in 1950’lerde Mardin’e ve köylerine iyi öğretmenler gönderdiğini hep söylüyor. O günleri unutmuyor.
Amerika’daki lobilere, etnikçilere, mezhepçilere göz kırpmadan alınan bir Nobel ödülü iki kat değerlidir.
Yürekten kutluyoruz...
HENDEK
Okurumuz Ercan Bey, PKK’nın Güneydoğu’daki terörünü “Halk savaşı” diyerek destekleyenSelahattin Demirtaş’a soruyor.
“Bu gerçekten halk savaşı ise neden o savaşın yaşandığı yerlerdeki halk, çoluk - çocuk, kafileler halinde kaçarak devletin egemen olduğu güvenli bölgelere sığınıyor? Yoksa siz sadece PKK militanlarına mı halk diyorsunuz?
İkinci sorum da şu; Güneydoğu’da gerçekten halk savaşı veriliyorsa, o savaş verilirken siz HDP’liler Ankara’da yani “Düşman bölgesinde” ve “Düşmanın kanatları altında” nutuk atmak dışında ne yapıyorsunuz? Neden o savaşı veren halkınızın yanında değil düşmanın! Meclisi’nde yer alıyor, o düşmandan maaş almaya devam ediyorsunuz? İşte hendek işte deve bu sorulara yanıt verin bakalım.”
Türk - Rus ilişkileri böyle giderse kışın tezekle ısınacağız.
Bu iktidar ile “ileri demokrasiye” değil ama
“ileri tezokrasiye” geçiyoruz.
Akif Kökçe
ŞAİR
Şair İsmet Özel’in metrobüste çekilen fotoğrafı sosyal medyada gündem olmuş. Bazı vatandaşlar şairin zor şartlarda seyahatini hazmedememiş. Üzülmüşler!
Anlaşılan Recaizade Ekrem’in “Araba Sevdası”romanından bu yana geçen yüz küsur yılda toplumda değişen fazla bir şey yok. Toplu taşıma aracı alt sınıflara mahsus olup itibar sahibi adamın bu duruma düşmemesi gerekiyor!
Köprülerde sabah 1.5, akşam 1.5, her gün direksiyonda 3 saat bekleyen yurttaş muteber sayılıyor. Metrobüsle bir yerden diğerine 15 - 20 dakikada gitmek hâlâ fakirlere mahsus bir seyahat modeli.. Enayilikle akıllılık yer değiştirmiş durumda. Biz bu kafayla daha çooook trafik çilesi çekeriz...