« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 Haz

2016

Reza nereye?

Mustafa Edib Yılmaz 01 Ocak 1970

İran asıllı işadamı Reza Zarrab, 19 Mart’ta FBI tarafından Miami’de gözaltına alınıp sorgulandıktan sonra tutuklanarak hapse konuldu. Dışarıya çıkmasına ise ne yılda 60 milyon dolar ödemeyi kabul ettiği meşhur avukat Benjamin Brafman, ne de mahkemeye önerdiği 50 milyon dolar kefalet yetti. Üçüncü ayını bugün dolduruyor parmaklıklar ardında. Daha ne kadar kalacağı da belirsiz. Belki hiç çıkamayacak. Hakkındaki suçlamalar çok ağır: ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını ihlal, bankacılık sahtekarlığı ve kara para aklama. 75 yıl hapsi isteniyor. Tutuksuz yargılamayı dahi sağlayamayan savunmanın eli ise zayıf. Bundan sonra neler olabileceğine dair muhtelif senaryolar var. Bazı somut bilgilerle bu sürece ışık tutmaya çalışalım.

Öncelikle ‘Reza, ABD’ye anlaşarak gitti’ tezinin artık pek taraftar bulmadığını söyleyelim. Savcılıkça açıklanan yazışmalarına göre Zarrab ABD’de detaylı bir tatil planlamıştı. Zaten eşi ve kızı da yanındaydı o seyahatte. Bir görgü tanığının basına yansıyan ifadeleri, kendisi ve ailesinin gözaltı esnasında çok şaşkın ve üzgün olduğu yönünde. Bir de ilk sorgusunda federal polislere yalan beyanda bulunduğunun ortaya çıkması tüm bu yaşananların planlı olmadığına delil. Anlaşılan fena halde gafil avlanmış tartışmalı isim. Can havliyle sıyrılmaya çalışsa da kurtaramamış yakayı.

Avukat Brafman, yapılan duruşmalarda müvekkilinin saygın ve hayırsever bir işadamı, eşinin de tanınan bir ses sanatçısı olduğunu anlattı Hakim Richard Berman’a. Ona göre kaçma şüphesi zaten yoktu ama mahkemeyi teminen bir de Zarrab’ın yargılama süresince 24 saat silahlı ve elektronik gözetim altında tutulacağının sözünü verdi. Yine de olmadı. Hakim Berman, Türkiye’de artık bir fenomene dönüşmüş Savcı Preet Bharara’nın da ısrarla vurguladığı ‘kaçma şüphesi’ne ikna oldu ve tutukluluğun devamına hükmetti. Son tahlilde Zarrab, yasa uygulayıcıları birden fazla kere kandırmaya çalışmış bir şüpheliydi. Güçlü tanıdıkları ve zenginliği sayesinde hukuktan kaçabilirdi.

Kefalet talebinin değerlendirilmesi aşamasında savcılığın mahkemeye sunduğu belgelerde 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasına pek çok atıf var ancak ABD’deki soruşturma Türkiye’deki ile sınırlı değil. 17 Aralık’ta ortaya çıkan rüşvet çarkı bir nevi Savcı Bharara’nın aynası. Soruşturmanın siyasi baskı ile kapatılıp, ilgili savcı ve polislerin hallaç pamuğu gibi atılması da Zarrab’ın arkasındaki siyasi iradenin gücüne delil ona göre.

İddia makamı da savunma da ilk kozlarını oynadı ve yargılamanın şekliyle ilgili raundu savcılık kazandı. Şimdi bizzat suçlamalara esas teşkil eden kanıtların incelenmesine geçilecek. Zarrab’ı en az 5 yıl takip ettiği anlaşılan Savcı Bharara’nın heybesi hayli dolu olmalı. Avukat Brafman ise muktedirlere Türkiye’de sunulan ‘paralele sığınma’ kolaylığından yoksun ABD’de. Arkasında siyasi bir destek de yok. Sahici bir tutumla savcılığın delillerini boşa çıkarmak durumunda. İşi zor.

Bu şartlarda Zarrab, cezasının hafifletilmesi için savcılıkla işbirliği yaparsa kimse şaşırmamalı. Baskın ihtimal budur.

Ziyaret -> Toplam : 125,15 M - Bugn : 32306

ulkucudunya@ulkucudunya.com