Yedi Düvel ve Cehalete Övgü
SEDAT LAÇİNER 01 Ocak 1970
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik diyor ki, “Yedi düvel karşımıza çıkmış, bize saldırıyor. Aslan gibi askerimiz, polisimiz, korucumuz hiçbirine aman vermiyor”…
‘Düvel’, sözlüklerde “bütün devletler; Herkes, bütün dünya” olarak tanımlanıyor.
Demek ki neymiş, bütün dünya toplanmış, Türkiye’ye saldırıyormuş…
Yani, Amerika, Rusya, Fransa, Almanya, İngiltere, İran, Suriye, İsrail, Japonya ve daha nice devlet bir araya gelmiş ve Türkiye’ye karşı taarruza geçmiş…
Ben hepsini sayamadım; dünyada 196 devlet olduğuna göre, saydığım devletler haricinde 186 devlet daha birleşmiş Türkiye’ye karşı.
Kimler mi?
Mesela İspanya, mesela Hırvatistan…
Gördünüz işte, İspanya son maçta tam 3 gol birden attı..
İnsanın sorası geliyor, bu yedi düvelin işi gücü yok mu da sadece Türkiye’ye saldırıyorlar diye!
Mesela bu yedi düvel neden birleşip Güney Kore’ye saldırmıyorlar da hep bize saldırıyorlar?
Neden biz?
Neden Türkiye?
Sonra, Sayın Bakan 2002-2013 arasında bize karşı birleşmiş yedi düvelden pek bahsetmezdi, neden şimdi yedi düvel bize düşman oldu?
ÜNİVERSİTE MEZUNLARI HEP HAİN
Bizler henüz AB Bakanı Çelik’in sözlerini hazmedememişken, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, bundan daha özlü bir söz söyledi ve dedi ki “Hainlerin çoğuna bakın üniversite mezunu. Allah’a hamdolsun İmam Hatip gençliği güzel okuyor, önüne bakıyor, milletini seviyor, devletiyle de asla bir problemi yok”.
Demek ki neymiş, üniversite mezunları hep hain olurmuş.
İnsan düşünmeden edemiyor, eğer üniversite mezunu ‘hain’ oluyorsa bunun üzerine bir de yüksek lisans yapan ne olur?
Hele bir de yüksek lisansla yetinmeyip doktora yaptıysanız vay halinize.
İnsan bu sözleri duyunca aldığı diplomalardan utanır!...
Üniversite mezunu ‘hain’ yapıyorsa yüksek lisans diploması ‘casus’, doktora diploması kesin ‘paralel’ yapar (!)
Bu sözler çok da yabancı değil aslında. Birkaç ay önce İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı, bir televizyon programında üniversite mezunlarının ülke için en tehlikeli kesim olduğunu savunmuş, “Olayları en rahat okuyanlar ilkokul mezunları. Çünkü zihinleri berrak… Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır” demişti.
Şimdi Sayın Bakanımız Özhaseki buyuruyorlar ki ‘hainlerin çoğu üniversite mezunu, İmam Hatip’ten hain çıkmıyor’…
Ne diyelim? Ben âcizane Üniversite mezunu olduğum için, artık aynalara korka korka, çekine çekine bakıyorum.
Aldığım diplomalar aklıma geldikçe içimdeki korku artıyor…
Diğer taraftan aklıma takılmıyor da değil; bizde üniversite mezunu oranı % 12 civarında. Bu rakama Açık Öğretim mezunları ve 2 yıllık yüksekokul mezunları da dâhil. Ancak Kanada, Japonya, İsrail, ABD gibi ülkeler bizim kadar şanslı değiller, çünkü onlarda üniversite mezunlarının oranı % 50’ye yaklaşıyor hatta bazılarında % 50’yi bile geçiyor…
Düşünsenize, Kanada’nın % 53’ü, yani yarıdan fazlası ‘hain’…
Güney Kore’de ise nüfusun % 42’si hain, yani üniversite mezunu…
İngiltere’de üniversite mezunlarının toplam nüfusa oranı % 41; ABD ise % 43…
İsrail’de bu oran % 45’in üzerine çıkıyor…
Japonya’da ise % 47’den fazla…
CAHİLE DÜNYA DÜŞMANDIR
Şaşılacak bir şey yok aslında; Cahile dünya düşmandır.
İşi bilmezsen her işin kötü gider...
Bilgi en büyük güçtür. Bilmiyorsan güçsüzsün, acizsin demektir...
Yani, eğer eğitimde ve bilimde en sonlarda kalıyorsan, işlerinin yolunda gitmemesine şaşırmayacaksın.
Eğer sen ülkeni yönetemiyorsan, işlerin hep ters gidiyorsa bunun sorumlusu dünya değil sensin.
Eğitimin yerlerde sürüklendiği, üstüne üstlük bir de cehalete güzellemeler yapıldığı bir yerde değil yedi düvel, tüm kainat senin karşında olur.
Hatta bu cehalet ile gidersen öbür dünya bile senin karşında olur. Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?..
