Futbol, paralar ve başarı
Eser Karakaş 01 Ocak 1970
Her milli takımın ve her kulüp takımının piyasa değeri nedir biliyoruz, kimler, bunlara teknik direktörler de dahil, ne kadar para kazanıyorlar biliyoruz.
Futbolun mutlaka kendi dinamikleri var, sonuçlar parasal büyüklüklerle bire bir örtüşmeyebiliyorlar, bazen moral koşullar ön plana da çıkıp takımların performanslarını etkileyebiliyorlar, ama, bu sapmaların da mutlaka bir sınırı olmalı ve zaten de var.
Euro 2016’ya 24 takım katılıyor, yani Kupa’da 24 teknik direktör var.
Bizim takımın teknik direktörü Fatih Terim 24 teknik direktör arasında en çok senelik gelir elde eden üçüncü teknik direktör.
Terim’in senelik geliri üç buçuk milyon avro, Google’dan bu çıkıyor.
Terim’in önünde sadece İngiltere ve İtalya teknik direktörleri var.
Elemelerde üç yediğimiz İzlanda’nın teknik direktörü Terim’den yaklaşık on kat daha az para kazanıyor.
Dünya şampiyonu Almanya’nın teknik direktörü Löw ve hem dünya hem Avrupa şampiyonu İspanya’nın teknik direktörü Vicente del Bosque de Terim’den az para kazanıyorlar.
Terim’in senelik teknik direktörlük geliri üç buçuk milyon avro iken bizi fena yenen Hırvatistan teknik direktörünün senelik geliri iki yüz elli bin avro; başka bir ifadeyle de tam on dört kat daha az.
Kimsenin parasında gözümüz yok, hatta başarının büyük paralarla ödüllendirilmesinden yanayım, marifet iltifata tabidir, bu işlerde de en büyük iltifat parasal ödüllendirme olabilir ama bu büyük paralar mutlaka ama mutlaka bir mukayeseli, orantılı başarıya da tekabül etmelidir.
Aksi durumda, bu paralar haklı olarak sorgulanır.
Euro 2016’ya katılan 24 takımın da futbolcularının toplam piyasa bedeli biliniyor.
24 takım arasında Türkiye milli takımı parasal değer olarak, bonservis bedellerinin toplamı, dokuzuncu sırada.
Başka bir ifadeyle de parasal değeri bizden düşük tam on beş takım var kupada.
İzlanda’dan üç yemiştik, bu takımın piyasa değeri 41 milyon avro, bizim milli takımın ise 186 milyon avro.
Meseleyi bir özetleyelim: Teknik direktörümüz Euro 2016’nın en pahalı üçüncü teknik direktörü, milli takım oyuncularımız ise yine kupanın dokuzuncu en pahalı takımı.
Sonuçlara bakıp buna inanmayanlar internetten, Google’dan çok basit, küçük bir araştırma ile bu sonuçlara detaylı olarak ulaşabilirler.
Peki kupada aldığımız sonuçlar bu pahalılık sıralaması ile uyumlu mu?
24 milli takımın katıldığı Avrupa 2016’da ilk on altıya giremedik.
Oysa, yukarıda belirttiğim gibi teknik direktörümüz en fazla maaş alan üçüncü teknik direktör idi.
Takım oyuncularımızın toplamı da toplam bonservis bedeli olarak en pahalı dokuzuncu milli takımı oluşturuyorlar.
Ama, Milli Takım bu parasal mukayeselerle orantılı başarılara imza atamıyor.
İhtimaller muhtelif.
Birincisi, bu maaşların, paraların çok şişirilmiş paralar olduğu.
Bu aşamada da aradan büyük paralar kazanan futbolcu simsarlarını düşünmek gerekiyor ama nedense bu konu, aynen Milli Savunma Bakanlığı silah alımlarında olduğu gibi, pek konuşulmuyor bizde.
İkincisi ise ortada büyük bir hazırlanma zafiyetinin, motivasyon eksikliğinin varlığı ihtimali.
Bu ikinci ihtimal de, kanımca yine dönüp dolaşıp birinci ihtimali hatırlatıyor.
Bakalım kupa sonrası bu konuları konuşabilecek miyiz?
Yoksa yine tartışmalar Mehmet Topal neden stoper oynadı düzeyinde mi kalacak?