YouTube’a o videoları Cemaat mi yüklüyordu?
Kadri Gürsel 01 Ocak 1970
15 Temmuz başarısız darbe girişiminden önce, güvenlik güçlerinin PKK’ya karşı düzenledikleri operasyonlar sırasında çekilmiş videolar yüklenirdi YouTube’a...
Enformasyon vermekten ziyade psikolojik harekât yürütme amacıyla üretilmiş video kliplerdi bunlar. PKK’lıların kanlı, parçalanmış cesetleri, yakılıp yıkılmış binalar, güvenlik güçleri tarafından yazıldığı intibaını veren saldırgan içerikli duvar yazıları... Ve bu dehşet verici görsel malzemenin üzerine kaydedilmiş, şiddet ve ölümün sözde ironisini yapan “caps”ler, vesaire...
Kliplerde kullanılan ham videoların güvenlik güçlerinin bazı mensupları tarafından kaydedildiği şüphesiz... Bu görsel materyalin daha sonra kimler tarafından şoven ve faşizan içerikli kliplere dönüştürülüp YouTube’a yüklendiği hakkında ise kesin bir hüküm sahibi olmak mümkün değil.
Mamafih, bir rabıta tesis edebiliriz...
15 Temmuz darbe girişimi ile bu video klipçiler arasında bir münasebet var...
Çünkü 15 Temmuz’dan sonra bu malum klipler, birkaç istisna hariç, YouTube’a neredeyse hiç yüklenmez oldu. Hesaplar genellikle etkin değil. 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin şok etkisi ya birilerinin bu kliplerle ilgili çalışma düzenini altüst etti ya da başka birileri topluca tasfiye ve derdest edildikleri için doğal olarak bu klipleri üretemez hale geldiler.
Hangisi acaba?
Şimdi değil belki ama gelecekteki herhangi bir barış ortamı için gereken psikolojik koşulların tesisini, nefret ve düşmanlık aşıladığı için bugünden zorlaştıran bu video klipleri Fethullahçı şebeke mi hazırlayıp YouTube’a yüklemekteydi?
Yoksa bu prodüksiyonlar, “üç harfliler”in ortaklaşa yaptıkları bir “özel harekât” mıydı?
Hangi cevaba daha yakın olduğumuzu zaman gösterecek.
Ama soru önemli.
Bu bahisteki faşizan ve şoven klip prodüksiyonunun hikâyesi, 24 Temmuz 2015’te PKK’ya karşı iç siyaset hesaplarıyla başlatılan topyekûn savaşın bazı akıllara düşürdüğü bir sözde ittifakın küçük resmidir aynı zamanda...
Hani şu, Genelkurmay ile iktidar arasında, ulus devleti PKK tehdidine karşı sözde korumak için nihayet varıldığına hükmedilmiş ittifak...
Yani, “Cumhuriyetçi asker” ile ulus olmanın değerini neden sonra kavradığına hükmedilen İslamcının işbirliği...
Vaziyet, körün fili tarifini andırıyormuş gibi görünebilir. Ama gerçekte, körün tuttuğu uzuv file ait değildi.
24 Temmuz’da Türk Hava Kuvvetleri’nin Irak’taki PKK hedeflerine yönelik hava akınlarıyla başlayan savaşı ulusun değil iktidarlarının bekası için isteyenler açısından da aynı durum söz konusuydu.
Bilseler başkasının şeyiyle gerdeğe girerler miydi?
Bütün ülke, ama en çok da neyi tuttuğunun farkında olmayanlar, 15 Temmuz akşamında gerçeği kan ve acılar içinde yaşayarak gördü.
Anlaşıldı ki ulusal ordu sandığımız gücün içindeki “imamın ordusu” sadece darbeye kalkışmakla kalmamış. Öncesinde de PKK’ya karşı yürütülen topyekûn savaşı istediği gibi yönlendirmiş...
2’nci Ordu’nun ve Güneydoğu’daki hemen bütün muharip tugayların komutanları, hava kuvvetleri ve kara havacılığı, velhasıl PKK’ya karşı savaşan unsurların büyük çoğunluğu karşımıza darbeci olarak çıktılar.
Hüsnükuruntulu ittifak teorileri de çöpe gitti.
Düşünsenize, 2015’te iktidar PKK’ya savaş açmayı siyasi konjonktür gereği uygun buluyor ve bu savaşı da 17-25 Aralık sonrasında can düşmanı ilan ederek üzerine çullandığı Fethullah Gülen tarafından ele geçirilmiş bir orduyla sürdürdüğünden habersiz...
Ve bu ordu sonunda darbeye girişiyor.
Şimdi ise gafletin acı sonuçlarını yaşıyoruz.
Ordu tarihsel bir krizin içinde.
Ülke güvenliği risk altında.
Durumu fırsat bilen PKK saldırılarını tırmandırıyor.
Bir de kalkmış “devleti yeniden kurmaktan” söz ediyorlar.
Hangi bilgi, vukuf ve beceriyle?
Bu ülke her şeyini gözden geçirmeli.
En başta da güneydoğudaki savaşı...
7 Haziran’da CHP ile koalisyona gidilseydi ne bu savaş ne de darbe girişimi olacaktı. Ve belki de ordu içindeki Fethullahçı şebekenin üzerine daha güvenli biçimde gidilebilecekti.
Artık seçimle gidip kurtulma şansları da kalmadığına göre iktidarın önce kendi içler acısı halini ve sonra geri kalan her şeyi yeni baştan düşünmesi şart. İşe en kolayından, YouTube’dan şu videoları kaldırmakla başlayabilirler.
Ülke elden gitti gidiyor çünkü.