« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

11 Mar

2008

Çanakkale Zaferi

Mehmed Emin BAYAR 01 Ocak 1970

18 Mart 2008 tarihi Çanakkale Zaferimizin 93'üncü yıl dönümüdür.

Şanlı tarihimizdeki kahramanlık destanlarından biri de Çanakkale Zaferidir. Bu zaferin Türk tarihi içinde ayrı bir yeri vardır. Hâlâ gözler onunla yaşarır, yürekler onunla ürperir, düşünceler onunla yücelir. Bu gün meydana gelmiş gibi canlıdır. Unutulmamıştır. Unutulamaz da... Neden? Çünkü o, anaların gözyaşı, Mehmetçiğin canı ve kanıdır.

Destanlar, genelde bir kısım olmamış hadiselerin olanlara ilavesiyle ortaya çıkmıştır. Halbuki Çanakkale zaferi bütünüyle yaşanmış, inanılmaz hadiselerden oluşan bir destandır.

Çanakkale Zaferi, Birinci dünya savaşında Kahraman yiğitlerimizin cihanı hayrette bırakan başlı başına gerçek bir iman ve eşsiz bir kahramanlık destanıdır.

Çanakkale Zaferi, Müslüman Türkün, iman ve azminin, güç ve kuvvetinin canlı bir belgesi, mağrur ve zalim küfrün hakkın karşısında mağlubiyeti ve maddenin mana önünde ezilip yok olmasıdır.

Çanakkale Zaferi, ruhun maddeye, imanın insan iradesine üstünlüğünü haykıran ve kıyamete kadar da haykıracak olan bir destanın adıdır.

Çanakkale Zaferi; ırkları, renkleri ve dilleri değişik çeşitli milletlerden oluşan, emperyalist devletlerin ve bu devletlerin sömürgelerinden topladıkları,

Milli Şairimizin;

"Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela" diyerek tarif ettiği "emperyalist güçlerin Müslümanlığı ve Türklüğü yok ekmek amacıyla ellerindeki bütün savaş araçlarıyla karadan, denizden ve havadan üzerimize saldırdığında;
Şu karşımızdaki mahşer kudursa çıldırsa
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,
Cehennem olsa gelen bağrımızda söndürürüz,
Bu yol ki hak yoludur. Dönme bilmez yürürüz.

Diyerek bütün gücüyle düşmana karşı koyan ve o kara günlerde vatandaşlarına;

Değil mi cephemizin sinesinde imân bir,
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir,
Değil mi sinede birdir vuran yürek... Yılmaz
Cihan yıkılsa emin ol, bu cephe sarsılmaz.
Diyebilen, Türk ordusunun destanıdır.
Çanakkale Zaferi, emperyalist devletlerin mağrur alınlarının seddül bahir kayalarına çarpılıp kırılması; korkunç emellerinin ebedi bir ölüme mahkum edilmesidir.

Çanakkale Zaferi, köleliği hiçbir zaman kabul etmemiş ve daima efendi ve hür yaşamış Müslüman Türkün kahramanlık destanıdır.

Şehitlerimizle sembolleşen Çanakkale Zaferi, olaylara mana gözüyle bakmasını bilenler için tam anlamıyla ilahi bir harekettir. Kur'an'daki Adiyât Suresi'nin sırrını taşıyan hareketler; hep ilâhi hikmetin tecellisi olmuşlardır.

"Allah yolunda koştukça koşanlar, kıvılcımlar saçanlar, sabah sabah akına çıkanlar, tozu dumana katanlar, düşmanının ortasından dalanlar hakkı için" ayetlerindeki sır, Çanakkale Zaferinde mevcuttur.

Çanakkale Zaferi, vatanı ve milleti, dini ve Devleti için canını Allah yolunda feda eden, yıkanmadan kanlı gömleğiyle kara toprağa giren ve hakkın rızasına eren şehitlerin destanıdır.

Anafartalar Komutanı ve Devletimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, Çanakkale'deki Türk Askerinin manevi gücünü şöyle anlatıyor;

"Karşılıklı siperler arası sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri

kurtulamayarak kâmilen düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerine geçiyor.

Fakat ne kadar gıbta edilecek îtidal ve tevekkül ki, öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiçbir terettüd bile göstermiyor, sarsılmak yok !... okuma bilenler ellerinde Kur'an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, şâyân-ı hayret ve tek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur."

Çanakkale Zaferi, biricik evladını, şefkat ve muhabbetle bağrına basıp; "Oğul seni yetiştirdim hizmet eyle vatana, Ak sütümü helal etmem saldırmazsan düşmana", diyerek cepheye uğurladığı; oğlunun da kendini cepheye gönderen anasının elini öperek; "Hakkını helal et şefkatli ana, Canım feda olsun kutsal vatana" diyerek karşılık verdiği cefâkar analar ile yiğit ve kahraman Mehmetçiklerin destanıdır.

Milli Şairimiz Mehmet Akif'in, Çanakkale Şehitleri için yazdığı şiirle sohbetimi tamamlamak istiyorum.

Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor !
Bir hilal uğruna Yarab ! Ne güneşler batıyor.
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker,
Gökten ecdat inerek öpse o pâk alnı, değer,
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi,
Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi,
.....
Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış, duruyor Peygamber.

Bu duygu ve düşüncelerle bütün şehitlerimizi minnet, şükran ve saygıyla anıyor, kendilerine Allah'tan rahmet diliyorum. Çanakkale zaferinin 90 ıncı yılının
Türk milletine hayırlar getirmesini yüce Mevlâ' dan niyaz ediyorum.

Ne mutlu Allah yolunda koştukça koşanlara,
Ne mutlu şehadet şerbetini içip de Rabbına ulaşanlara.

Halim Kaya

26 Kas 2024

Süleyman Eryiğit’in yazdıklarından daha önce hiçbir yazısını okumadım. Mümtaz Turhan, Sabri F. Ülgener, Ömer Lütfü Barkan, Mehmet Genç gibi hocaları okuyup Osmanlının geri kalışının sebepleriyle ilgilenmeye başladığımdan ve özellikle de Mehmet Genç’in iki ciltlik “Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi” adlı kitabını okuduktan sonra “Osmanlı ve Kapitalizm” konusu daha dikkatimi çekmeye başladı.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

26 Kas 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 126,01 M - Bugn : 54067

ulkucudunya@ulkucudunya.com