Erdoğan’dan AB’ye Zeytin Dalı
Hilmi Hacaloğlu 01 Ocak 1970
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ile görüştü
İSTANBUL —
Referandum sürecinde Avrupa Birliği’ne yönelik sert söylemleri dikkat çeken hatta Avrupa Birliği üyelik başvurusunu referanduma götürebileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel’deki NATO toplantısı sonrası tavrını değiştirmiş gözüküyor.
NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Toplantısı sırasında AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron ve Fransa Başbakanı Angela Merkel’le görüşen Erdoğan dönüş uçağında kendisini takip eden gazetecilere, Avrupa Birliği üyelik sürecine yeni ve pozitif bir ivme kazandırılması hususunda kendileriyle olumlu görüşmeler yaptığını söyledi.
Cumhurbaşkanı, “Türkiye AB göç anlaşmasının uygulanması hususunu müzakere ettik, vize konusunu da müzakere ettik. Terörle mücadelede Türkiye’ye destek olunmasını istedik. Referandum sürecinde yaşananların geride bırakılması gerekiyor. Artık yeni bir süreci başlatma temennisi Tusk ve Juncker tarafından da gündeme getirildi. Bir takım çalışmalar yapmışlar. Şu anda kendilerinden bu yaptıkları çalışmaya yönelik biz 12 aylık takvim aldık. Bu takvim üzerinde dışişleri ve AB bakanlıklarımızla bir çalışma yapacağız ve adımları atacağız” ded
Erdoğan: Alman parlamenterler İncirlik’i ziyaret edebilir
Türk vatandaşlarının Avrupa Birliği ülkelerine vizesiz seyahati, AFAD ve Kızılay’ın göçmenlere yaptıkları yardım konularının görüşüleceğini belirten Erdoğan, Almanya Başbakanı Merkel’le yaptığı görüşmeyle ilgili görüşlerini de ayrıntılı bir şekilde aktardı:
“Almanya’da PKK’lıların anlayışla karşılanmasından, FETÖ elemanlarının güvence altına alınmasından duyduğumuz rahatsızlığı dile getirdik. Ve, darbeci askerlerin iltica taleplerinin kabul edilmesine tepkimizi en sert şekilde gündeme getirdik. Parlamenter heyetin İncirlik’i ziyaret talepleri oldu. Biz dedik ki, bundan öncekinde isimleri gönderdiniz. Bunda da kimler ziyaret edecekse, listeyi Dışişleri Bakanınız gönderir, uygunsa tabii olabilir. Zira Alman milletvekillerinin arasında bazen teröristlere açıkça destek verenler de olabiliyor. Onlar kafayı Deniz’e (Yücel) takmış durumdalar. Ben de kendilerine ‘Sizde çok Deniz var, ben size bunların dosyalarını da verdim’ diye hatırlattım.”
Referandum döneminde Avrupa Birliği’ni “Haçlı ittifakı” olarak niteleyen, bazı Avrupa ülkeleri ile liderlerini “faşist” ya da “Nazi” olarak itham eden Erdoğan, bu ay başında toplanan AKP Kongresi’nde Avrupa Birliği’ne “Fasılları açmadığınız taktirde güle güle” demişti.
Dr. Akça: Erdoğan, referandum sürecinde anti AB kartını oynadı
Erdoğan’ın AB konusundaki yaklaşım değişikliğinin kendisi için sürpriz olmadığını söyleyen Siyaset bilimci İsmet Akça, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın referandumu kazanmak için Avrupa Birliği karşıtı söylem ürettiği görüşünde.
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Dr. Akça, “ Erdoğan, referandum kampanyasını 15 Temmuz üzerine kurmuştu. Ancak burada istediği tepkiyi alamayınca milliyetçi mobilizasyon yaratmak için bu anti AB kartını kullandı. Üstelik bu söylem yani AB ve Batı karşıtı retorik Milli Görüş tabanında da karşılık buldu, buluyor. Erdoğan’ın tartışmalı bir şekilde de olsa referandumu kazanmasında bu manevrası önemli rol oynadı. Ancak bu sürdürülebilir değildi” dedi.
Dr. Akça: AKP ve Erdoğan ittifaklarını tazelemek zorunda
Akça’ya göre, hem ülke içinde hem parti içinde sorunlar yaşayan Erdoğan’ın uluslararası ilişkilerde de müttefiklik ilişkilerini kuvvetlendirmesi gerekiyor.
Akça, “Dediğim gibi Erdoğan tartışmalı olsa da referandumu kazandı. Ancak bu galibiyet içerideki sorunları çözmüş değil. Olağanüstü hal devam ediyor, iktidara destek veren blok içinde gözle görülür ayrışmalar mevcut. Üstelik Suriye ve Irak’ta ABD’yle ile özellikle YPG nedeniyle büyük gerilim yaşıyor. Bu ortamda uluslararası ittifak ilişkilerini tazelemesi kaçınılmaz bir ihtiyaç. Zaten iktidarın destekçilerinden Cem Küçük’ün referandum sonrası Mavi Marmara’dakiler hakkında yaptığı “manyak tipler” açıklaması da bu yeni durumun öncü işaretiydi. AKP ve Erdoğan AB ile ilişkilerini yenilemek zorunda. Ama ben buradan sahici bir süreç çıkmayacağı kanaatindeyim” diye konuştu.
Murat Yetkin: AB ile ilişkilerin kopmaması dış politikadaki tek iyi haber
Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin kopmamış olmasının Türk dış politikasındaki tek iyi haber olarak değerlendiren Hürriyet gazetesi yazarı Murat Yetkin, Türkiye ile AB arasındaki sorunların “sistemik ve kronik” olduğu kanısında.
Yetkin, bugünkü köşesinde “Avrupalılar 12-aylık bir plan vermişler ilişkilerin düzelmesi için. Cumhurbaşkanı “Aldık, biz de bakacağız” diyor. Tabii bu planda sadece Türkiye’nin –haklı olarak- talep ettiği göç kontrolü anlaşmasının gereklerinin yerinde getirilerek, masraf paylaşımı, vize kolaylığı ve müzakere faslı açıklaması gibi konular yok; Türkiye’nin atması gereken adımlar da var. Bu adımlar Olağanüstü Hal altında toplu tutuklamalar, toplu işten çıkarmalardan, yargı bağımsızlığı ve basın özgürlüğüne dek uzanıyor” yazdıktan sonra şu soruyu sordu:
“Peki, 12 ay sonra (2018 ortası diyelim) bu planın işlemediği, işlerin istendiği gibi gelişmediği anlaşılırsa ne olacak?”