Yeni vesayet inşası
Ahmet GÜRSOY 01 Ocak 1970
"998 gün sonra AK Partiye dönüş yapıyor." Gazetelerin haber başlıklarından bazıları böyle. Bu durumda bizim gibilerin sorması lazım: Ne zaman hasret çiçeklerini bekleyecek kadar partisinden kopmuştu?
Söyleyin ne zaman?
Hiçbir zaman.
Öyle ise bu dönüş neyin nesidir?
Elbette hasretin dönüşü değil. Resmiyetin geri gelmesidir.
Ve diyorlar ki "gene tek adamlıkla suçlayacaklar."
Utanmazlara bak.
Behey kardeşim 16 Nisan'a gelinceye kadar çok adamlığın kötü olduğunu kim savundu? Siz, "iki başlılık" diye tek adamlığı savunmadınız mı? "Çok adamlık kötüdür, asıl olan tek adamlıktır. Tek başlılıktır. İstikrar bundadır" diye avaz avaz bağırmadınız mı?
Kimin umurunda.
O gün öyle, bugün böyle..
Yaşasın ikiyüzlülük!
Hükümet basınının ahlak sorunu en başından beri sürüyor.
Efendim Erdoğan, partisinin başına gelmekle Türkiye'de her şey yoluna girecekmiş.
Her şey yoluna girecek diye haber yaptınız mı bilin ki kendi açığınızı da dolaylı yoldan ifşa ediyorsunuz. Eğer her şeyin, Erdoğan'ın partisinin başına geçtikten sonra düzelmesi söz konusuysa, demek ki bundan önce her şey berbatmış. Bu durumda yine sormamız lazım değil midir? 15 yıldır berbat olan o her şeyi niçin düzeltmediniz? Gene sormamız lazım değil midir? Her şey berbat idiyse kim berbat etti. 5 yıldır kendisi iktidarda değil mi?
Basına baskı dönemi.
Önce Yeniçağ Gazetesi'ne ardından Sözcü'ye yöneldiler. Epey bir zamandır beklenen bir durumdu.
İş başındaki partinin hükümet etme biçiminden; hal, hareket ve tavırlarına bakınca genel istikametinden Sözcü'nün durumuna çok şaşırmadık.
Asıl şaşkınlığımız, tüm bu yapılanların sivil bir iktidar iş başındayken gerçekleşmesi. Neden çok daha iyiye, daha standartları yüksek toplumsal düzene doğru gitmiyoruz da, tam tersine doğru gidiyoruz? Şaşkınlığımız, insanlar neden iyiyi istemek yerine kötüyü istiyor olmasınadır.
Türkiye'de her dönem, insanlar haksızlığa uğradı. Basın sansür gördü. Gazeteler baskı altına alındı ve alınmak istendi.
Bu tamam.
Ama sonunda her zaman demokrasi galip geldi. Askeri dönemler bitip, atanmış askeri hükümetler gidince, yerine gelen sivil hükümetler dönemi rahatlatıcı oldu.
Şimdi durum tam tersi.
Sivil hükümet döneminde gittikçe daralan çemberin halkası, insanların boğazını sıkmaya başladı. Bu durum sadece basınla ilgili değil ki.
İş bulmada da, ihale almada da, vergi borçlarını yapılandırırken de aynı.
Kimse kusura bakmasın. Kamu vicdanı bunu kabullenmedi.
Kalıcı vesayet
"Vesayeti bitirdik" diyorlar ya.. Boşuna söylüyorlar. Askeri erkin siyaset üzerindeki etkisini kırdıkları doğru.
Ancak, yeni bir vesayetin inşa edildiği de doğru.
Üstelik yeni vesayet, sadece rejim odaklı da değil. Bütün sosyal alanları kapsıyor. Kamusal alanın her bir noktasına kadar iniyor. Bireysel hürriyetleri tehdit ediyor. Çeşitli bahanelerle sınırlama getiriyor. Üstelik geçici de değil.
Kalıcı.
En talihsiz yanı, yeni vesayet inşasının güçlendirilmiş medya desteği var. Kamuoyu oluşturuyor ve halkın bir kesimi üzerinden kendisine meşruiyet sağlıyor. İşte bu durum kalıcılığı sağlıyor.