’Darbecilerle Savaşmak Bahanesiyle Muhalefete Darbe Yapıldı’
Can Kamiloğlu 01 Ocak 1970
NEW YORK —
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbe girişimi sonrasında alınan OHAL kararını hükümet karşıtlarına yönelik cadı avı başlatmak için kullandığını iddia etti.
New York merkezli uluslararası gazetecilik örgütü ‘Gazetecileri Koruma Komitesi’ (CPJ), son bir yılda darbe girişimi bahanesiyle hükümete muhalif seslerin susturulup tasfiye edildiğini öne sürdü.
RSF: ’Darbecilerle savaşmak bahanesiyle muhalefete darbe yapıldı’
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü RSF, Türkiye’de başarısız darbe girişiminin birimci yılında OHAL kapsamında çıkartılan kanun hükmünde kararnamelerle muhalif medyanın susturulduğunu belirtti.
RSF yaptığı açıklamada, “15 Temmuz 2016'da,Türkler kanlı bir darbe girişimini engelledi. Ancak, hükümet halkın demokratik isteklerini karşılamak yerine başarısız darbenin sorumlularıyla savaşmak bahanesiyle benzeri görülmemiş bir darbeyi muhaliflere indirdi. Darbe girişiminden beş gün sonra alınan OHAL kararının sonrasında, RSF'nin 2017 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde 180 ülke arasında 155'inci sırada yer alan Türkiye’de, çok sayıda medya kuruluşu kapatıldı. 100’den fazla gazeteci gözaltına alındı. Türkiye profesyonel gazeteciler için dünyanın en büyük cezaevine dönüştü.”
‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu trajediye son vermek için acil karar versin’
RSF'nin Doğu Avrupa Direktörü Johann Bihr, Türk hükümeti ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yaptığı çağrıda, Türk yetkililerden gazetecilik çalışmalarıyla bağlantılı olarak tutuklu bulunan tüm gazetecileri derhal serbest bırakmasını, OHAL sonrasında kapatılan yayın kuruluşlarıyla kaldırılan çok sesliliğin yeniden restore etmesini istedi. Bihr, “Türkiye yasal başvuru imkanlarını geri getirene kadar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden bu trajediyi sona erdirmek için olabildiğince çabuk bir karar vermesini istiyoruz" dedi.
‘Türkiye’de darbe girişimi sonrasında yaşanan birlik umudu kısa sürdü’
New York merkezli uluslararası gazetecilik örgütü ‘Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), 15 Temmuz’da Türkiye’de gerçekleşen darbe girişiminin bir yıl sonrasını değerlendiren bir analiz yayınladı. Analizde modern Türk siyasetinin tarihinde seçilmiş hükümetlerin dört kez askeri müdahaleye maruz kaldığı ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en büyük başarılarından birinin orduyu kışlaya geri döndürmesi olduğunu belirtilerek, “Ancak geçtiğimiz yıl 15 Temmuz'da, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir bölümü iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetini devirmeye çalıştı ve başarısız oldu. Türkiye'deki tüm siyasi partiler darbe girişimini kınadı. AKP'nin en katı karşıtları bile darbe girişimine karşı seçilmiş hükümeti savundu. En azından kısa bir süre için Türkiye birleşmiş bir ülke haline geldi. Birçok siyasi partinin katıldığı İstanbul'daki büyük miting, darbe girişiminin kutuplaşan ülkeyi yeniden bir araya getirebileceği umudunu verse de bu umut kısa sürede kayboldu” görüşlerine yer verildi.
‘Darbe deneyimli Türkler darbe sonrasında ne yaşayacaklarını bilirler’
CPJ’in Türkiye’de darbe girişiminin bir yılını değerlendirdiği analizde, “Daha önceki darbelerde deneyimli olan Türklerin, bir darbe sonrasında ne olacaklarını bildikleri belirtilerek şu örnekler verildi, ‘Hak ve özgürlükler sınırlandırılır. Medyada hükümet kontrolü yoğunlaşır. Uzun süreliğine OHAL uygulanır. Kitlesel tutuklamalar başlar. Eleştiri getirip muhalefet edenler vatan haini ilan edilir. Milliyetçilik söylemi artar. Korku ve baskı yayılır’ denildi. Geçtiğimiz yıl yaşanan darbe girişiminden sora da farklı bir şey olmadığı ifade edildi.
‘Muhalif medyaya tasfiye başlatıldı’
Gazetecileri Koruma Komitesi’nin 1990'lı yılların başından itibaren kayıtlarına göre Türkiye’nin en fazla gazeteci hapis eden ülke olduğu belirtilerek darbe girişimi sonrasında, “Hükümet polis, yargı, akademik ve devlet kurumlarına tasfiye başlattı. Türk medyasında 100'den fazla yayın organı kapatıldı. Gazeteciler hapsedildi. Yüzlerce medya çalışanı işsiz kaldı. Kürt destekçisi medya neredeyse tamamen yok edildi. Türk hükümetinin darbe girişiminin başında olmakla suçladığı Fethullah Gülen ile bağlantılı olduğu iddia edilen medya organları kapatıldı. Solu destekleyen küçük yayınlar kapatıldı” denildi.