Seçim mi, rejim mi?
Orhan Uğurlu 01 Ocak 1970
Yazarlar, düşünürler ve siyasiler 2019'un Mart ayında yerel, Kasım ayında Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili ortak seçimine hazırlanıyorlar.
Bu 3 seçimin ortak bir yönü olacak ki o da 16 Nisan Anayasa değişikliği referandumunun rövanşıdır.
2019'da rejim tartışması seçim propagandalarının önüne geçecektir.
AKP ve MHP cephesi açısından ele alalım öncelikle konuyu.
AKP yerel seçimlerde Kasım ayında yapılacak ortak seçimleri de dayanak göstererek "Cumhurbaşkanı + Meclis + Yerel Yönetim" üçlüsünün tek partiye verilmesi durumunda vatandaşa daha büyük hizmetler gideceğini anlatmak için seçim meydanlarına çıkacak, "Başkanlık isteyenler yerel yönetimleri de AKP'ye verin" diyecek.
AKP 16 Nisan'da kaybettiği Ankara-İstanbul ve İzmir başta olmak üzere büyük illeri kaybetmemek için büyük çaba gösterecektir.
MHP ve Devlet Bahçeli ne yapacak derseniz, "yukarısı bıyık, aşağısı sakal" derim. 16 Nisan'da AKP'ye baston görevi yapan MHP eğer başkanlık rejimine itiraz ederse kendisi ile ters düşer, desteklese yüzde 75'i kayıp giden seçmeninin kalanını da kaybeder.
Bu ikilem MHP için en büyük sınav olacaktır.
Gelelim CHP'ye.
3 büyük ilde önemli adaylar çıkararak AKP'ye büyük bir darbe vurmaya hedefliyor Kemal Kılıçdaroğlu.
Ancak parti içinde o kadar çok parça var ki yerel seçimde çıkarılacak adaylarda uzlaşma sağlanması zor görülüyor.
CHP'nin diğer bir zorluğu da Cumhurbaşkanı adayının belirlenmemesinden kaynaklanıyor.
Yerel seçimden önce mi sonra mı açıklanması tartışması parti içinde hâlâ netliğe kavuşmuş değil.
2019 seçimlerinin en önemli çıkışını ise kuşku yok ki Meral Akşener önderliğindeki yeni merkez parti yapacak.
Partinin ilk büyük sınavı da yerel seçimlerde olacak.
Türkiye genelinde yerel seçimlere katılacak yeni bir partinin il, ilçe ve belde belediye başkanlarını belirlemesindeki zorluk Koray Aydın gibi teşkilatçı bir genel başkan yardımcısı ile kolaya dönüşebilir.
Burada en önemli husus kurucular kurulu sonrası parti genel merkezinde oluşacak Başkanlık Divanı'ndaki isimlerdir. Kadro çalışmasının yeni parti için önemi partinin kurulması felsefesinde ortaya konan siyasi yelpazenin her köşesinde bulunma fikridir.
Ülkenin birlik ve beraberliğini savunan tüm eğilimleri kucaklayacak partinin genel merkez yapısı ile yerel seçimlerde gösterilecek adayların kimlikleri başarı kazanmak için çok büyük önem taşır.
Gelelim 3 Kasım 2019'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili ortak seçimine ki işte bu açıdan şu soru gündeme oturacaktır;
Seçim mi, rejim mi?
16 Nisan anayasa değişikliğinin rövanşı için partiler seçim meydanlarına çıkacaklar.
AKP ve MHP Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen Başkanlık ya da tek adamlık rejimini savunacaklardır.
CHP ve Yeni Merkez Parti ise şimdiden açıkladı ki bu seçimi adayları kazanırlarsa demokratik parlamenter rejime dönülecektir.
16 Nisan'ın rövanş karşılaşması için slogan nettir hedef tektir; seçim mi, rejim mi?