Piramitler ve Terrakotta ordusu
Emre Kongar 01 Ocak 1970
Hiçbir muktedir ölümsüz değildir!
Bunu biliyoruz...
Bunu kendileri de biliyor!
Bunu aşmak, zulme dayalı iktidarlarının karşı konulamaz ve sonsuz olduğu duygusunu aşılamak için:
“Öbür dünya” anlayışına sığınıyor, “ölümden sonraki yaşam” için piramitler inşa ediyor...
Kendilerini koruyacağını düşündükleri ordularla birlikte gömülüyorlar.
***
Peki muktedirlerin çıkardıkları, hukuka ve demokrasiye aykırı yasalar,onları, yaptıkları kötülükler, aldıkları rüşvetler, işkence ettikleri, katlettikleri, haksız olarak hapse attıkları insanlar, kısacası, haksız, hukuksuz, adaletsiz, gayri meşru eylemler konusunda korumaya yeter mi?
Hayır yetmez!
Çünkü onları koruyan güç, demokrasiye ve hukuka aykırı yasaların değil, demokratik meşruiyetin ve evrensel hukukun gücüdür...
İktidarı kaybettikleri an, kendi çıkardıkları, evrensel hukuka aykırı, demokratik meşruiyeti olmayan yasaların koruma gücünü de yitirirler.
***
Siz Mısır’daki piramitlere baktığınızda ne görürsünüz?
Firavunların ihtişamını mı?
Ben zavallılıklarını görürüm:
Zamanın ve evrenin sonsuzluğunda, kendi iktidarlarını önemseyen, ölümsüzlüğü arayan ama aslında bu iki sonsuzluk karşısında bir hiç olan muktedirlerin zavallı iktidar hırsını!
***
Çin’deki Terrakotta askerleri duymuş olan çok kişi de vardır elbette:
Bütün feodal beyleri yenerek ülkeyi birleştiren ve ilk büyük Çin İmparatorluğunu kurmuş olan Qin Shi Huang’ın, kendisini “öbür dünyada” da korumak için, askerleriyle birlikte gömülmek üzere yaptırdığı mezarda keşfedilen heykellerden oluşan bir ordudur bu...
8000 asker, 520 at ve bunların çektiği 130 savaş arabası, 150 süvariden oluşan bir kuvvet...
Ayrıca, devlet memurları, imparatorun eğlenmesi için müzisyenler, akrobatlar ve avlanması için gerekli araç gereç.
***
VE TRAJİK BİR EFSANE:
Ama, bu muhteşem ordu bile onu “Öbür dünyada” koruyamamıştır...
Çünkü (bize müze/mezarları gezdiren rehberin anlattığı efsaneye göre) ölümünden sonra, tahta geçen rakibi imparator Xiang Yu, mezarı açtırıp onu koruyan askerlerin kafalarını kopartmıştır.
***
Hiçbir muktedirin “ölümsüzlük” peşinde koşmadığı, koşamadığı...
Hiçbir yöneticinin, insanları, “öbür dünyada” bile devam edecek zulmüve iktidarıyla korkutmadığı, korkutamadığı...
Kimsenin kendi yönetim dönemi ve kendi yönetim döneminden sonrasıiçin, hukuka ve demokrasiye aykırı cezasızlık kararı vermediği, veremediği...
DEMOKRATİK REJİM...
GÜZEL ŞEY BE KARDEŞİM!