HERSEKLİ MEHMED KÂMİL BEY (ö. 1900)
MUHAMMED ARUÇİ 01 Ocak 1970
Son devir Osmanlı müellifi.
İstanbul’da doğdu. Bugünkü Bosna-Hersek Cumhuriyeti’nin Hersek bölgesindeki Trebinye (Trebinje) kazasının tanınmış ailelerinden Cvijeticler’e mensup olan ve daha sonra İstanbul’a göç eden Hacı Abdullah Efendi’nin oğludur. İlk öğreniminin ardından Hacı İbrâhim Efendi’nin yeni bir yöntemle kısa zamanda Arapça öğretmek için kurduğu Dârütta‘lîm’e devam etti. Burada Arapça’sını geliştirdi ve bir müddet sonra aynı mektebe hoca oldu. Bir ara Şehremâneti Tahsilât Kalemi’nde çalıştı, ardından II. Abdülhamid döneminde sarayda şifre kâtipliğine getirildi. Bu memuriyette iken Madrid’de toplanan müsteşrikler kongresine Osmanlı Devleti’ni temsilen katıldı. Bir ara V. Murad’ın mâbeyinciliğinde de bulunduğu bilinen Kâmil Bey, 17 Ramazan 1317’de (19 Ocak 1900) İstanbul’da vefat etti (Nametak, s. 249; Okiç, Bazı Hadis Meseleleri, s. 69) ve Edirnekapı dışındaki aile kabristanına defnedildi. Bazı kaynaklarda 1315 olarak verilen ölüm tarihi hicrî değil rûmî olmalıdır.
Eserleri. Genellikle Arapça’dan yaptığı çevirilerle tanınan Hersekli’nin başlıca eserleri şunlardır: 1. Metâli?u’n-nücûm (I-II, İstanbul 1307). Sahâbîlerin hal tercümesini ihtiva eden bu eserin telif sebebi olarak Türkçe’de bu tür kitapların bulunmayışı gösterilmiştir (Metâli?u’n-nücûm, I, 30). Eser alfabetik olmakla birlikte önce Hz. Hasan ile Hüseyin ve aşere-i mübeşşerenin, ardından diğer ashabın hayat ve faziletlerini konu almaktadır. Kitabın yayımlanan ilk iki cildi, isimleri elif harfiyle başlayan sahâbîlerin biyografilerini içine almaktadır (Šabanovic, s. 601). Müellif tarafından beş cilt olarak düşünülen eserin geri kalan üç cildinin tamamlanıp tamamlanmadığı bilinmemektedir. Kitabın hazırlanması esnasında çeşitli Arapça kaynaklara başvurulmuş olmakla birlikte başlıca kaynak İbnü’l-Esîr’in Üsdü’l-gabe fî ma?rifeti’s-sahâbe adlı eseridir. 2. Îkazü’l-ihvân (İstanbul 1302 [Mecmûatü’r-resâil içinde], 1304). Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî’nin Tenbîhü’n-nâ?imi’l-gumr ?alâ mevâsimi’l-?umr adlı eserinin ilâvelerle yapılmış tercümesidir. 3. Terceme-i Muallakat-ı Seb‘a (İstanbul 1305). İmruülkays b. Hucr’ün Mu?allaka’sının Türkçe çevirisidir. Mehmed Kâmil Bey, henüz Dârütta‘lîm’de talebe iken yaptığı bu çeviride her beytin önce mânasını, ardından “müfredat” başlığı altında açıklanması gereken kelimelerin anlamlarını vermekte, daha sonra da “tahlîl-i beyt” başlığı altında her kelimenin gramer açısından değerlendirmesini yapmaktadır. Giriş kısmında tercüme ve izahlarda Zevzenî şerhini esas aldığını belirten mütercim peyderpey diğer muallakaları yayımlayacağını söylüyorsa da bunu gerçekleştirememiştir. Mu?allakat-ı Seb?a’yı Türkçe’ye çeviren Şerefettin Yaltkaya bu tercümeyi takdir ettiğini bildirmektedir (Yedi Askı, s. 9).