« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

15 Oca

2018

Abdullah Gül'ün `Macron` Projesi!..

Ahmet Takan 01 Ocak 1970

Aslında, normal gazetecilik kurallarına göre, bu satırları dün sarayda gerçekleşen R. Erdoğan/Doktor Devlet Bahçeli zirvesinin ardından kaleme almalıydık. Toplantıdan sonra içeride neler konuşulduğuna bakmalıydık. Devlet Bahçeli'nin ilan ettiği şimdilik 7 yıllık tam teslimiyetin çerçevesini ve sizlerin de çok merak ettiği "neden acabaları" doğru kaynaklardan sorup nesnel habercilik şartlarını tam manasıyla yerine getirmeliydik. Ama sağ olsunlar, bizleri bu zahmetten kurtardılar. Çünkü, her şey formalitelerin yerine getirilmesinden ibaret. Saray ile Balgat arasında çizilen senaryoya göre tiyatro oynandı. Bahçeli'nin peş peşe 2 gün içinde yaptığı açıklamalar... Ardından Erdoğan'ın yakın çevresine "MHP tabanına moral vermek lazım" diyerek görünüre döktüğü saray daveti... Hepsi gizli mutabakatın gereğince sahneye konuldu.

Akılları çatlatacak derecede ilerleyen siyaset sürecini, Erdoğan'ın Bahçeli'den aldığı tam destekle beraber Abdullah Gül'e en sert tonda başlatılan savaşı tam analiz edebilme adına dün saat 16'yı beklemeden oturdum yazının başına. Ankara'da gelişen hiç bir şey tek boyuttan ibaret değil. YENİÇAĞ okurlarına, sadece AKP ve saray kulislerinden değil her cepheden aldığım son sıcak bilgileri toparlayarak aktarmaya çalışacağım... Önce saray zirvesindeki fotoğraftan başlayalım:

Doktor Devlet Bahçeli'nin tam teslimiyet açıklamasının ardından yakın çevresine R. Erdoğan'ın ilk yorumunun ne olduğunu sordum. Çünkü, Erdoğan, 16 Nisan referandumunun arkasından yaptırdığı özel araştırmalarda kendisine MHP'den gelen oyun yüzde 3 civarında olduğunu belirlemişti. Son anketlerde de MHP ile ittifakın 50 artı 1 etmeyeceğini açık olarak görüyordu. Kaynağım, "Sen de çok iyi biliyorsun ve bu bir gerçek, Erdoğan Ülkücülere ve MHP'ye hiç sıcak bakmaz. Saadet Partisi'nden gelecek oyları MHP'den gelecek oylardan daha fazla önemser. Ancak Erdoğan, Devlet Bahçeli'ye elde var bir gözüyle bakıyor" dedi. İttifakın nasıl gerçekleşeceği konusunda ise, "Erdoğan ilk başta MHP'yi anahtar teslim istiyordu ancak bundan şimdilik vazgeçmiş görünüyor. Onu daha ileriki bir sürece erteledi. Bunun İYİ Parti'ye yarayacağını gördü. MHP'ye yarayacak bir şekilde daraltılmış bölge sistemi gelebilir. Bahçeli'nin istediği Hazine Yardımı bir şekilde halledilir. Örtülü ödenekten olabileceği gibi. Yakında gerçekleşecek kabine revizyonunda MHP'li isim veya isimler de görebilirsiniz" şeklinde konuştu.

MHP ile ittifak yüzünden kaçacak Kürt oyları?.. Kaynağım, "Erdoğan, OHAL şartlarında bir kaybı olmayacağını görüyor. Bunu 16 Nisan'da gördük, test ettik" dedi. Bu arada, farklı kaynaklardan, sizlere daha önce yazdığım sarayın planladığı "cicim süreci" ile ilgili yeni sıcak bilgilere de ulaştım. Dünyaca ünlü bir turistik ilçemizde, gözlerden uzak bir şekilde, AKP'li bir Genel Başkan Yardımcısı bir eski İçişleri Bakanı, bir de Başbakan Yardımcısı geçtiğimiz günlerde bir araya gelip "cicim süreci"ne son şeklini vermiş. O Başbakan Yardımcılığı uhdesinde 5 kişilik özel bir ekip kurulmuş. Yapılacak çalışma "rehabilitasyon projesi" çerçevesinde kamuoyuna açıklanacakmış. HDP'nin sürece dahil edilmesi düşünülmüyormuş. İmralı'daki bebek katili ile tekrar ziyaret sürecinin başlatılması ile ilgili olarak da "zaten gidip geliniyor. Görünür hale getirilecek" denildi. "Peki, Bahçeli buna itiraz ederse" diye sorduğumda kaynağım, "Bahçeli'nin bundan sonra viraj alma şansı kaldı mı?" diye bana karşılık verdi. "Neden Bahçeli bu kadar erken açıklama yaptı" diye kafasında hâlâ sual bulunanlara derim ki; MHP Genel Başkanı ön aldı!.. Yakında sizler bu müthiş ittifak "bin yıllık kardeşlik projesi" olarak sunulursa ve de siz bunu yemeye devam ederseniz, "Bahçeli'nin mutlaka bir bildiği vardır" sürüngen aklıyla yola devam edersiniz!..

Gelelim Abdullah Gül cephesine;

Sizlere, bu sütundan yakın bir zaman içinde Abdullah Gül'ün yanına bir eski yüksek yargı başkanı ve de Ali Babacan'ı alarak çıkış yapacağını duyurmuştum. Hazırlıklar devam ediyor. "Evrensel hukuk, insan hakları, AB normları" çerçevesinde bir çalışma yapılıyormuş. Gül'ün İstanbul'daki çalışma ofisinden iyi haber alan kaynaklar, "Abdullah Bey şimdi tüm tepkileri bilinçli olarak üstüne alıyor. Ali Babacan'ı Cumhurbaşkanlığı adaylığına hazırlıyor" iddiasında bulundu. Ali Babacan'ın AKP içinde pasifize edilmesinin ardından tüm eleştirilerden muaf tutulma sürecine bakarsak bu iddiayı yabana atmamak gerek. Kaynaklar, Babacan'ın çok derinden çalıştığını ve yanına da AKP kurucularından Cüneyd Zapsu'yu aldığına dikkat çekiyorlar. Ahmet Davutoğlu da sahaya inmiş, İstanbul'da çalışma ofisi tutmuş, Ankara'da Hacı Bayram ziyaretlerini sıklaştırmış, nabız tutuyormuş!.. İddiamda ısrarlıyım, Abdullah Gül, R. Erdoğan'ın karşısına aday olarak çıkamaz. Saray kaynakları da, Erdoğan'ın Gül'e tepkisini "el altından külliyeye aracılar vasıtasıyla mesajlar gönderiyor; 'adamlarımızı muhafaza et' diye. Erdoğan buna çok içerliyor. Niye kendi gelip düşüncelerini benimle yüz yüze paylaşmıyor?" diye izah ediyor.

Kulislerden eksik ayak kalmasın!.. CHP'de genç bir genel başkan yardımcısının cumhurbaşkanlığına aday olabileceği konuşuluyor.

Yazıyı, 15:30'da yazı işlerine teslim ettim.

Ziyaret -> Toplam : 125,24 M - Bugn : 129525

ulkucudunya@ulkucudunya.com