AHMED BÂBÂ et-TİNBÜKTÎ
SA’D GURÂB 01 Ocak 1970
Ebü’l-Abbâs Ahmed Bâbâ b. Ahmed b. Hâc Ahmed b. Ömer b. Muhammed Akit es-Sanhâcî el-Mesûfî et-Tinbüktî (ö. 1036/1627)
Sudanlı Mâlikî fakihi, muhaddis ve biyografi yazarı.
Birçok âlimin yetiştiği yaklaşık beş yüz yıllık maziye sahip bir ulemâ ailesinden olan Ahmed Bâbâ, 21 Zilhicce 963’te (26 Ekim 1556) Tinbüktü’de (Tümbüktü) doğdu (Tinbüktü bugün Mali Cumhuriyeti sınırları içinde bulunmaktadır). Büyük dedesi Muhammed Akıt’in hicrî IX. asır ortalarında, asıl yurtları Mâsine’den (Tinbüktü’nün güneybatısında Nijer nehrinin sağ şeridi üzerinde) ayrılıp Tinbüktü’ye yerleştiği bilinmektedir. Babasının amcası Mahmûd b. Ömer, 1498-1548 yılları arasında Tinbüktü kadılığı yapmış ve Halîl’in Muhtasar’ı üzerine iki ciltlik bir şerh yazmıştır. Babası Ahmed b. Hâc Ahmed’in bugün tesbit edilen altı kitabı bulunmaktadır (bk. J. O. Hunwick, s. 569). Böyle bir ailenin ferdi olarak Tinbüktü’de İslâm kültürünün çok gelişmiş olduğu bir dönemde dünyaya gelen Ahmed Bâbâ öğrenimini burada yaptı. En çok feyiz aldığı hocalardan birisi, kendi ailesinden olan Muhammed Bağyu‘dur ????)). Ondan hadis, fıkıh, usul, Arapça, beyân ve tefsir okudu. Bir diğer hocası da babasının amcazadesi Kadî Âkıb b. Mahmûd’dur. Babası Ahmed ile amcası Ebû Bekir de önde gelen diğer hocalarındandır.
Sa‘dî Sultanı Ahmed el-Mansûr, Tinbüktü’yü ele geçirdiğinde Ahmed Bâbâ bölgenin en önde gelen ilim adamlarından biri olarak kabul ediliyordu. Bu yüzden Sa‘dîler’e karşı ilk mukavemet hareketini o başlattı ve bu hareketin sembolü haline geldi. Bunun üzerine Sultan Ahmed’in emriyle Tinbüktü’deki kumandanı Mahmud Zerkun tarafından 1594’te ailesiyle birlikte Mağrib’e gönderildi. Meşakkatli geçen bu yolculukta 1600 ciltten meydana gelen kütüphanesi kayboldu; kendisi de devesinden düştü ve ayağı kırıldı. Ona yapılan bu muameleye Mağrib âlimlerinin karşı çıkması üzerine 19 Mayıs 1596’da Merakeş’ten ayrılmamak şartıyla serbest bırakıldı.
Ahmed Bâbâ’nın bu dönemde Merakeş Câmiu’ş-şurefâ’da Mâlikî fıkhı, kelâm, nahiv ve belâgat gibi muhtelif ilimleri okuttuğu ve geniş bilgisi karşısında Mağrib âlimlerinin hayrete düştüğü bilinmektedir. Kısa sürede şöhreti yayılan Tinbüktî’nin dersini dinleyenler arasında Fas kadılkudâtı Ebü’l-Kasım b. Ebû Nuaym el-Gassânî, Merakeş müftüsü Muhammed b. Abdullah er-Recrâcî ve Miknâs kadısı tarihçi İbnü’l-Kadî bulunmaktaydı. Yine bu dönemde resmen müftü olmadığı halde fetva veriyor, telif bakımından verimli bir devre geçiriyordu. Tesbit edilebilen elli altı eserinden yirmi dokuzunu burada yazmıştır.
Zeydân en-Nâsır’ın 1607’de tahta çıkması üzerine Ahmed Bâbâ serbest bırakıldı ve 27 Mart 1608’de Tinbüktü’ye döndü. Hayatının geri kalan kısmını ders ve fetva vermekle geçirdi; 6 Şâban 1036’da (22 Nisan 1627) burada vefat etti.
Eserleri. Sudan ve Mağrib’in kültür hayatında önemli bir yeri olan Ahmed Bâbâ birçok talebe yetiştirmiş ve yarıdan çoğu bize kadar ulaşan elliyi aşkın eser bırakmıştır (Mahmûd Zübeyr elli altı tanesinin adını verir). En meşhur talebeleri, Nefhu’t-tîb müellifi Ebü’l-Abbâs Ahmed b. Muhammed el-Makkarî, Merakeşli edip Ebû Abdullah b. Ya‘kub el-Merrâküşî ve Târîhu’s-Sûdân’ın yazarı Abdurrahman b. Abdullah es-Sa‘dî’dir. Afrika ve İslâm tarih ve kültürüyle ilgili konularda faaliyette bulunmak üzere Tinbüktü’de 23 Ocak 1970 tarihinde Ahmed Bâbâ’nın adını taşıyan bir araştırma merkezi kurulmuş olması da onun tesir ve önemini göstermesi bakımından zikre değer. Ahmed Bâbâ’nın bize ulaşan eserlerinden birkaçı dışında hepsi yazma halinde olup başlıcaları şunlardır:
1. Neylü’l-ibtihâc bi-tatrîzi’d-Dîbâc. İbn Ferhun’un ed-Dîbâcü’l-müzheb fî ma?rifeti a?yâni ulemâ?i’l-mezheb adlı eserinin zeylidir. Daha çok fıkıhla meşgul olmasına rağmen Tinbüktî’nin en meşhur eseri budur. Mâlikî âlimlerinin biyografisine tahsis ettiği bu eser, Kuzey Afrika ve Kuzeybatı Afrika’da yetişen âlimler için önemli bir kaynak durumunda olup basılmıştır (Fas 1317; Kahire 1329, 1351). 2. Kifâyetü’l-muhtâc li-ma?rifeti men leyse fi’d-Dîbâc. Neylü’l-ibtihâc’ın gözden geçirilmiş ve kısaltılmış şeklidir. 3. İrşâdü’l-vâkıf li-ma?nâ niyyeti’l-hâlif (Fas 1307). 4. İfhâmü’s-sâmi? bi-ma?nâ kavli’ş-Şeyh Halîl fi’n-nikâh bi’l-menâfi? (Fas 1307). 5. Enfesü’l-a?lâk fî fethi’l-istiglâk min fehmi kelâmi Halîl fî dereki’s-sadâk (Fas 1307). 6. Fethü’r-Rezzâk fî mes?eleti’ş-şek fi’t-talâk (Fas 1307). 7. Mi?râcü’s-suûd ilâ neyli meclûbi’s-Sûd (veya el-Keşf ve’l-beyân li-esnâfi meclûbi’s-Sûdân). Sudanlı zencilerin köleleştirilmesi ve satılması hakkındadır. 8. Celbü’n-ni?me ve def?u’n-nakme bi-mücânebeti’l-vülâti’z-zaleme. Âlimlerle devlet reislerinin münasebetlerinden bahseder. 9. Tuhfetü’l-fuzalâ? bi-ba?zı fezâ?ili’l-ulemâ?. İlmin fazileti, âlimlerle velîlerin karşılaştırılması gibi konulara dairdir. 10. Cevâb ?ani’l-kavânîni’l-?urfiyye elletî te?ârefe ?aleyhâ ba?zu sükkâni’l-cibâl. Yol kesici eşkıyaya karşı tatbik edilen bazı örfî uygulamalarla İslâm hukukunun bu konudaki hükümleri ele alınmıştır. 11. el-Lem? fi’l-işâre ilâ hükmi’t-tebag. 12. el-Le?âli’s-sündüsiyye fi’l-fezâ?ili’s-Senûsiyye. Muhammed b. İbrâhim el-Mellâlî’nin el-Mevâhibü’l-kudsiyye fi’l-menâkıbi’s-Senûsiyye adlı eserinin muhtasarıdır. 13. el-Kavlü’l-münîf fî tercemeti’l-imâm Ebî Abdillâh eş-Şerîf. Şerif et-Tilimsânî’nin biyografisine dairdir (eserlerinin bir listesi ve nüshalarının bulunduğu yerler için bk. Ferrâc Atâ Sâlim, IV, 652-664).