CHP de istemiş ama kaybetmiş!..
Ahmet Takan 01 Ocak 1970
Onca patırtı kütürtünün arasında bir de CHP'nin İş Bankası hisselerinin Hazine'ye devredilmesi tartışmaları ile meşgulüz.. Belli oldu!.. İktidar ortakları AKP ile MHP kafaya koydu Meclis'te bir gece yarısı operasyonu ile bu işi halledecekler. "Ben yaptım oldu"lara karşı nasır tuttuk da işin en acı yanı ATATÜRK'ün vasiyetine yapılan saygısızlıklar ve çarpıtmalar. Hem de milliyetçilik kamuflajı ile!..
Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, ATATÜRK'ün İş Bankası hisseleri ile ilgili vasiyetinin noter huzurunda şahitlerle yapıldığını söyledi ve belgesini de kamuoyunun dikkatine sundu. Halaçoğlu, bir dönem CHP'nin de bu hisselerden gelen parayı kasasına koymak için mahkemeye başvurduğunu ancak davayı kaybettiğini açıkladı.
Önce, Yusuf Halaçoğlu'nun bahsettiği belgeyi dikkatinize sunalım sonra da söyleşiye geçelim:
vasiyet-15cm-en.jpg
"Gördüğünüz gibi bu vasiyet ATATÜRK'ün kasasından çıkmış bir vasiyet değil özel olarak yapılmış bir vasiyet. Beyoğlu Noteri geliyor bizzat huzurlarında ve şahitlerin huzurunda bu vasiyeti onaylıyorlar. Dolayısıyla ATATÜRK'ün vasiyetini göz ardı edecek olurlarsa o zaman hukuk sistemini sil baştan yeni bir şekle sokmak anlamına gelir bu. Yani sizin mülkünüze de el koyabilirler, benimkine de el koyabilirler. Vasiyet dediğimiz şey nedir?.. Tıpkı Fatih Sultan Mehmet'in vasiyeti gibi düşünün, vakıf vasiyeti gibi düşünün. Onu yok etmek gibi bir şeydir. Dünya'nın hiçbir yerinde vakıflara dokunulmaz. Osmanlı'da bakın, ta 2. Ömer zamanında halifeler zamanında yapılmış gayrimüslimlerle olan vakıflara bile saygı göstermiş. Osmanlı, düşünün, vakıflarını devam ettirmişler. Şimdi, Türkiye Cumhuriyeti Rum vakıflarını İstanbul'da verdi mi? Verdi. Diğerlerini de veriyor. Siz, ATATÜRK'ün vasiyeti dediğiniz şey de vakıf gibi bir şeydir. Neden? Diyor ki orada, İş Bankası'nda yüzde 28,09'luk bir hissesi var ATATÜRK'ün. O hissenin nemasının kimlere verileceğini söylemiş. Onlar olmadığına göre şimdi yarı yarıya Tarih ve Dil kurumlarına veriliyor. Bunu niçin vermiş? Çünkü, Türk milletine bağışlamış. Dil nedir? Türk milletinin dili. Tarih nedir? Türk milletinin. Bakın, sadece Türkiye'deki Türk milleti demiyorum, Türk tarihi çünkü. Türk Tarih Kurumu, Türkiye Tarih Kurumu değil. Öyleyse bütün Türk tarihleri açısından nitekim ilk çıkan kitap nedir? Türk tarihinin anahtarıdır. Tarih kurumunda ilk çıkan kitap. Sonra dünya tarihi yazılmış Uzun çarşıdan Hint tarihine kadar. Dolayısıyla serbestçe araştırma yapsınlar devlete bağımlılığı olmadan ilmi çalışmalar yapsınlar diye bunu bağışlamış. Şimdi bunu yok ediyorsunuz bir defa."
CHP de alamadı
Yusuf Halaçoğlu, CHP'nin vasiyetteki yerine dikkat çekerken çarpıcı açıklamalar yaptı:
"Şimdi, bu vasiyette CHP kuru mülkiyetine sahiptir dikkat ederseniz. Ne demek kuru mülkiyet? Temsil hakkına sahiptir. Para, CHP'nin kasasına girmeden İş Bankası'nın kasasından Tarih ve Dil kurumlarına aktarılıyor. Bunu, ben şundan dolayı biliyorum; 1995 yılıydı veya 94'tü yanılmıyorsam CHP mahkemeye başvurarak Tarih ve Dil kurumlarının 80 ihtilali ile kapatıldığını dolayısıyla o kurumlar olmadığı için Atatürk Kültür Dil Tarih Yüksek kurumu kurulduğu için bunlara verilen paranın verilmemesi gerektiği için mahkeme başvurusunda bulundu. Ben de buna karşılık Tarih Kurumu olarak -Dil Kurumu girmedi ben girdim- ben de mahkemeye 80 ihtilalinde CHP'nin de kapatıldığını dolayısıyla şimdiki CHP'nin de o, ATATÜRK'ün kurduğu parti olmadığı konusunda bir dava açtım. Bunun üzerine mahkeme her iki davayı da birleştirdi ve birlikte karar verdi. Dedi ki; Tarih ve Dil kurumları ATATÜRK'ün kurduğu kurumlardır, CHP de ATATÜRK'ün kurduğu partinin devamıdır. Bunun üzerine Yargıtay'a gitti CHP. Bu arada da ben 400 küsur milyarlık -o zaman milyar vardı- sonra 400 küsur bin liralık bugünkü anlamda alacağımız parayı CHP vermediği için de mahkemeye başvurdum yine. Dava 2006 yılında Yargıtay'dan sonuçlandı. Ben o zaman 104 trilyon para aldım İş Bankası'ndan. Bu arada da 80 ihtilalinde CHP kapatıldığı için bütün mal ve mülklerine el konmuştu. Tabii bu arada kuru mülkiyeti olmasına rağmen hazineye şeye de el koydu hazineye devredemedi ATATÜRK'ün mirasını vasiyeti dolayısıyla. Elinde tuttu fakat İş Bankası'nın sermaye artırımlarına gitmesinde bunları kullanamadı, veremedi hazine karşılamadı. Çünkü veremez, hazine hangi fasıldan verecek bunu. Kendi malı değil çünkü. 2006 yılında kazandığımızda parayı ben tuttum Dil Kurumu'yla birlikte yarı yarıya olmak üzere bütün sermaye artırımlarının karşılığını verdik ve 28,09 olarak yeniden tescil ettirdik ATATÜRK'ün hisselerini. 2006'dan itibaren de doğrudan doğruya CHP hiçbir aksaklık yapmadan paralarımızı ödedi. Dil Kurumu'nun da Tarih Kurumu'nun da.
Cinci Hoca
Benim bu belgeyi koymaktaki maksadım asıl paraların alınıp alınamayacağı meselesi değil. Derler ki; şimdi Hazine de verir aynı şekilde yapar. Hayır, hazine yönetemez orayı. Hazine o zaman kendine irat kaydetmesi lazım onu. Onu yaptığı andan itibaren de vasiyete uygun yönetim olmaz orada. Temsil edemez İş Bankası'nı. Onun için CHP kuru mülkiyetine sahip olarak orayı yapmak zorunda çünkü orada açık ve net olarak gördüğün gibi yazıyor. Ayrıca noterde de şahitli tasdik edilmiş bir vasiyet. Yani bunu bozarlarsa hukuku tümden rezil ederler. Yazık olur. Ülkeye de yazık olur. Sizin malınıza da benim malıma da herkesin malına el koyabilirler. Tıpkı, Cinci Hoca vardı ya 4. Murat döneminde. Orada, Mere Hüseyin Paşa geliyor Cinci Hoca tabii herkesten rüşvet alıyor, Valilikleri bile rüşvetle satıyor adam. Diyelim, Ankara valisini tayin ediyor, adam daha Ankara'ya varmadan yeni bir vali tayin edebiliyor. Sonunda Cinci Hoca idam edildikten sonra sadrazam Mere Hüseyin Paşa geliyor. Mere Hüseyin Paşa bu türden kişilerin hepsini müsadere ediyor. Müsadere dönemi başlıyor. Rüşveti de devlet adına almaya başlıyor ondan sonra. Yalnız kendi cebine koymuyor, valilikleri parayla satıyor bu defa devlet adına. Yani yol açıldı mı çok kötü gider."