Muhammed Eyüp Han (14.05.1907-19.04.1974)
01 Ocak 1970
Rehana’da doğan Eyüp Han, Aligarh İslâm Üniversitesi’ne girdikten sonra zekâsı, spordaki yeteneği ve aile geçmişiyle Sandhurst Kraliyet Askerî Akademisi’ne alınan ilk Hindistanlılardan oldu. II. Dünya Savaşı’nda kumandan yardımcısı olarak savaştı ve savaş sonunda alay kumandanlığına getirildi. Pakistan ve Hindistan iki ayrı eyalet olunca İngilizlerce çeşitli birliklere dağıtılan Müslüman askerlerin toparlanmasında önemli katkıları olan Eyüp Han, tugay kumandanlığına ve Vezîristan ordusunun başına getirildi. General rütbesiyle Pakistan orduları genelkurmay başkanlığına tayin edilince Pakistan’ı birçok askerî ittifaka dahil etti. Organizasyona önem vererek bir planlama dairesi kurdu ve askerî okullar açtı. Pakistan’ın bağımsız bir İslâm cumhuriyeti olduğu ilân edildikten üç yıl sonra ülke tekrar krize girince Cumhurbaşkanı Mirza sıkıyönetim ilân etti ve Eyüp Han sıkıyönetim kumandanlığına tayin edildi. Daha sonra Mirza cumhurbaşkanlığından çekildi ve yerine Eyüp Han geçti. Basını kontrol altına alarak siyasî partileri dağıttı ve sorumlu siyasî liderleri mahkemeye çıkarıp hapse attırdı. İlk yıllarında popüler bir lider oldu. Hindistan’la anlaşmazlıklarda barışçıl tutum takındı, fiyat kontrolü ve toprak reformu gibi girişimlerde bulundu. Yeni başkent İslâmâbâd’ın kurulmasına öncülük etti.
Pakistan’ın ilk seçilmiş cumhurbaşkanı olarak göreve başladıktan sonra “temel demokrasi” adında mahallî idareleri güçlendirmek ve siyasî katılımı arttırmak üzere bir sistem geliştirdi. “Büyük on beş yıl”, özel sektör ve yabancı yatırımların teşvikiyle kalkınma planlarının uygulandığı döneme verilen addı. Zamanla Fâtıma Cinnah’ın başını çektiği muhalefet güçlense de 1965 seçimlerinde Eyüp Han yeniden seçildi. Aynı yıl Hindistan’ın Keşmir’i işgal etmek istemesi ve ABD’nin Hindistan yanlısı bir tutum sergilemesi karşısında Eyüp Han Hindistan’la antlaşma imzaladı. Bu gelişmelerde pasif davranmakla suçlanarak prestijini kaybetti. Alternatif ittifak arayışı içinde Rusya ve Çin’le dostluk kurması da işe yaramadı. Ülkede siyasî ortam kötüye gidiyor, hükümet yolsuzluklarla suçlanıyor, Doğu Pakistan Batı Pakistan’dan uzaklaşıyor ve bağımsızlık istiyordu. Kendisine yapılan suikast girişiminden sonra desteği kaybettiğini hisseden Eyüp Han, 1969’da görevinden istifa etti.