« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

17 Haz

2019

Muhammed Ahmed (12 Ağustos 1844 - 22 Haziran 1885)

01 Ocak 1970

Kızıldeniz'den Orta Afrika'ya kadar uzanan büyük bir İslam devletinin ve bir yüzyıl boyunca Sudan'da etkisini koruyan Mehdilik hareketinin kurucusu. 1881'de mehdiliğini ilan ederek Mısır ve İngiliz sömürge yönetimine karşı ayaklanmıştır. Günümüzde hâlâ takipçileri bulunmaktadır.

Babası, Nübye'nin Dungula bölgesinde gemi yapımı işinde çalışıyordu; Muhammed doğduktan sonra Hartum yakınlarındaki Kerari köyüne taşındılar. Küçük yaşta dinle ilgilenen Muhammed egemen İslami görüşü benimsemedi. Kahire'deki El-Ezher Üniversitesi gibi kurumlarda öğrenim görüp resmi hiyerarşi içinde görev almak yerine Sudan'da kalarak tasavvufa yöneldi. Semmaniye tarikatına katıldı ve yönetici sınıftan bilinçli olarak uzak durdu. Tümüyle Sudanlı bir dinsel çevrede yetişerek genç yaşta etrafında çok sayıda mürit topladı. 1870'te müritleriyle, Hartum'un 280 km güneyinde Beyaz Nil'deki Ebba Adasında bir tekkeye çekildi. Dinsel inançlarına coşkulu bağlılığı ve uzlaşmaz tavrı dünyevi olmakla eleştirdiği şeyhi ile çatışmasına yol açtı. Öfkelenen şeyhin çevresinden kovulduktan sonra bağışlanma isteği geri çevrilince aynı tarikat içindeki rakip bir şeyhin çevresine katıldı.

Sudan o dönemde Osmanlı Devleti'nin bir eyaleti olan Mısır'a bağımlıydı. Yönetici sınıfla Sudanlılar kültürel bakımdan birbirlerinden çok farklıydılar. Yönetici sınıfla işbirliği yapan yüksek görevlilerle yönetimden çıkar sağlayan bazı kabile şefleri dışında kimse yönetimden memnun değildi. Halk ağır vergiler altında eziliyor ve vergilerini ödeyemediği zaman şiddetle cezalandırılıyor, başta İngiltere olmak üzere Avrupa devletlerinin baskısıyla köle ticaretini yasaklamak isteyen yönetim köle tüccarlarıyla çatışıyordu; ayrıca dinine bağlı Müslümanlar yönetici Hıristiyanların sayısının artmasına ve onların içkiye düşkünlüğüne tepki duyuyor, Nil kıyısında yaşayan köylüler hükümet gemilerini çekmeye zorlanıyordu.

Muhammed Ahmed kabileler arası düşmanlıkları aşarak farklı sorunları olan kesimleri tek bir hareket içinde birleştirmeyi başardı. 1880'den 1881'in başlarına değin yönetici sınıfın tümüyle İslamdan ayrılmış olduğu, Mısır hidivinin kafirlerin elinde kukla haline geldiği ve dolaysıyla Müslümanları yönetemeyeceği görüşüne vardı. Mart 1881'de yakın çevresine Tanrı tarafından İslamı yeniden saflığına kavuşturmak ve onu yozlaştıran yönetimleri yıkmakla görevlendirildiğini açıkladı. 29 Haziran 1881'de mehdiliğini açıkladı. Bu açıklamadan sonra sopalı ve mızraklı bir avuç müridiyle Ebba Adasından harekete geçen Mehdi, dört yıldan kısa bir süre içinde çok miktarda para, altın, mücevher ve askeri malzemeyi ganimet olarak ele geçirerek Mısır'ın yönetimindeki toprakların hemen hemen tümünün hakimi oldu.

1883'ün sonuna değin Mehdi'nin ensar adı verilen izleyicileri üzerlerine gönderilen üç Mısır ordusunu yok etmişti; bunların sonuncusu Hicks Paşa'nın (William Hicks) komuta ettiği 8 bin kişilik bir kuvvetti. Kordofan bölgesinin merkezi el-Obeyd (el-Ubeyyid) ile önemli kentlerinden Bara da kuşatma sonunda düşmüştü. Mehdi bundan sonra yükselen bir din devletinin başı gibi davranmaya başladı. Vergiler Mısırlıların koyduğu değil, Kur'an'ın öngördüğü biçimde toplandı. Ünü Arabistan'dan, batıda Bornu'ya (Borno, Nijerya) kadar yayılan Mehdi davasını etkili biçimde savunarak genel vali Abdülkadir Hilmi Paşa ve Hartumlu ulemanın karşı propaganda çabalarını da etkisizleştirmeyi de başardı.

Mehdi'nin en önemli zaferi, 26 Ocak 1885'te Hartum'un ele geçirilmesi oldu. Kenti savunan Gordon Paşa (Charles George Gordon), Mehdi'nin kesin emrine karşın son saldırı sırasında öldürüldü. Mehdi, kente muzaffer bir komutan olarak girdi ve büyük camide namaz kıldırdı. Mısır 1881 ve 1882'de Ahmed Urabi Paşa'nın önderliğindeki milliyetçi ayaklanmalar sırasında askeri gücünü büyük ölçüde yitirmiş olmakla birlikte, bu zafer gene de beklenmeyen bir başarıydı.

Hartum'u korumayı başaramayan İngiliz birliği geri çekilince Mehdi yönetimini pekiştirme çalışmalarına yöneldi. Nil'in batı kıyısında, Hartum'un karşısında yer alan Omdurman'ı başkent yaptı. Bildirge, vaaz, uyarı ve yazılarıyla toplumsal ve kişisel yaşamın her alanına yön verdi; bu çabalarında sağlam olarak ele geçirilen hükümet matbaasından da yararlandı. Ama günlük işlerin çoğunu yardımcılarına bırakarak, yalnızca temel ilkelerin saptanmasını ve açıklanmasını üstlendi. Siyasi kurumların oluşturulmasında ve hükümet görevlilerin belirlenmesinde uygulamanın elverdiği ölçüde ilk İslam toplumları örnek alındı. Peygamber Muhammed gibi Mehdi de dört halife atadı. Mehdi'nin en güvenilir danışmanı ve kurmay başkanı olan Abdullah bin Muhammed'in de aralarında bulunduğu üç halife Sudanlıydı. Batı çölündeki Senusiye tarikatının önderi olan dördüncü halife Muhammed el-Mehdi bin Senusi ise Mehdi'nin çağrısına uymadı. Mehdi kendisini Tanrı'nın elçisinin ardılı (yani yalnızca onun görevlerini devam ettirme anlamında Muhammed'in ardılı) olarak görüyordu.

Mehdi'nin yönetimi kısa sürdü. Tifüse yakalanarak henüz 41 yaşındayken öldü. Vasiyeti üzerine yönetsel görevlerini Halife Abdullah üstlendi. Abdullah'ın Mehdi için yaptırdığı türbe Omdurman Çarpışması (1898) sırasında top atışlarıyla kısmen tahrip edildi; daha sonra Mehdi'nin oğlu Abdurrahman ve yandaşları tarafından yeniden yaptırıldı.

Ziyaret -> Toplam : 125,45 M - Bugn : 38832

ulkucudunya@ulkucudunya.com