Atilla İlhan 15.06.1925 – 11.10.2005
01 Ocak 1970
Attila İlhan, 15 Haziran 1925 tarihinde Menemen'de doğdu. Babası Muharrem Bedrettin İlhan, annesi Emine Memnune İlhan'dır. Çolpan İlhan isimli bir kardeşi vardı. Babası döneminin başarılı savcılarındandır. Attila İlhan‘ın babası şiire çok meraklı, okumayı seven, geniş bir roman ve şiir kitabı koleksiyonu olan, iyi derecede Osmanlıca bilen bir insandır.
Babası sayesinde küçük yaşlardan itibaren edebiyata ilgi duymaya başlayan İlhan, ilk ve orta öğreniminin büyük kısmını İzmir'de tamamladı. Öğrencilik yıllarında ilk şiirlerini yazmaya başlamıştır. İzmir Atatürk Lisesi’nde okuduğu sırada okulda tanışıp aşık olduğu bir kıza Nazım Hikmet’in şiirini mektup olarak yazmıştır. O dönemlerde Nazım Hikmet’in şiirlerini paylaşmak kesinlikle yasak olduğundan bu mektup öğretmenleri tarafında yakalandığında çok büyük bir yasal suç işlemiş olarak sayılmış ve okuldan atılmıştır.
Daha sonra bu olay hukuksal boyuta taşınmıştır. Attila İlhan 1941 yılında 3 hafta tutuklu kaldıktan sonra 2 ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Tutuklu kaldığı dönemde kendisi adına bir daha Türkiye’nin hiç bir yerinde eğitim göremez kararı çıkınca, babası duruma el atmış ve büyük uğraşlar sonucunda bu kararı 1944 yılında ortadan kaldırmıştır.
1946 yılında İstanbul Işık Lisesi’ne başladı. Lise eğitiminin ardından o dönemlerde yazdığı şiirlerden birini amcasının kendisinden habersiz CHP Şiir Armağanı yarışmasına yollamasıyla ikinciliğe layık görüldü. ”Cebbaroğlu Mehemmed” isimli şiiri birçok şairi geride bırakarak kendisine ikincilik ödülünü kazanmıştır. Bu başarı İlhan için bir dönüm noktası olmuştur.
Daha sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydolan Attila İlhan, bu dönemde ”Gün” ve ”Yığın” adlı dergilerde şair olarak çeşitli şiirler yazdı. 1948 yılında ilk şiir kitabı olan ”Duvar”ı yayımladı. Aynı yıl Paris'e gitmeye karar verdi. Bu kararı ”Nazım Hikmet’i Kurtarma Hareketi”ne katılmak için almıştır.
Paris'te aktif olarak çalışmalar yapan İlhan, burada kaldığı zaman boyunca sosyal ve siyasal gözlemler yaptı. Bu gözlemlerini ileride çıkaracağı romanlarında ve diğer eserlerinde kullanmıştır. Daha sonra Türkiye’ye dönen Attila İlhan’ın polislerle arasında bir çok problemler yaşanmıştır. 1951 yılında ”Gerçek” isimli gazetede yazdığı bir yazıdan dolayı hakkında soruşturma açılmış ve bu olaydan sonra İlhan yeniden Paris’e gitmiştir.
Hayatının 1950’li yıllardaki 6 yıllık sürecini sürekli İstanbul-Paris, İzmir-Paris arasında geçiren İlhan; tam olarak Türkiye’ye döndükten sonra üniversite eğitiminin son senesinde okuldan ayrılmış ve ”Vatan” gazetesinde sinema eleştirmenliği yapmaya başlamıştır.
MESLEK HAYATI
1957 yılında askerliğini yaptıktan sonra İstanbul’a dönen Attila İlhan, senaryo yazmaya başlamıştır. Bu dönemde yaptığı çalışmalardan yeterli verim alamamış ve yeniden Paris’e dönmüştür. Çok geçmeden babasının ölüm haberini alan İlhan, temelli İzmir’e dönmüştür. Burada ”Demokrat İzmir” gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yapmış ve aynı zamanda başyazarlığını üstlenmiştir.
1968 yılında eşi Biket İlhan’la evlendi. Çift, 15 yıl süren bir evliliğin ardından boşanmıştır. Daha sonra Ankara'ya yerleşen İlhan burada Bilgi Yayınevi’nin danışmanlığını yapmıştır. Bu dönemde ”Yaraya Tuz Basmak”, ”Sırtlan Payı” ve ”Fena Halde Leman” romanlarını yazmıştır.
Romanlarını yazmayı bitirdikten sonra İstanbul’a taşınmıştır. Burada Gelişim Yayınları, Milliyet, Güneş, Meydan Gazetesi ve Cumhuriyet gibi gazetelerde uzun yıllar köşe yazarlığı yaptı. Bunun yanında birçok senaryo kaleme aldı.
Yazdığı senaryolardan diziye uyarlanan ”Kartallar Yüksek Uçar”, ”Yarın Artık Bugündür” ve ”Sekiz Sütuna Manşet” çok fazla izlenen diziler arasında yer aldı.
Ölümü
Attila İlhan ilk kalp krizini 1985 yılında geçirdi. Bu tarihten sonra kardiyolojik sorunları devam eden İlhan'ın 2004'ten itibaren sağlık durumu daha da bozuldu. Attila İlhan, 11 Ekim 2005 tarihinde İstanbul‘daki evinde 80 yaşında hayatını kaybetti.