Nail Çakırhan 14.07.1910 – 10.10.2008
01 Ocak 1970
1910 yılında Ula'da doğdu. Muğla idadisi'ndeki ilk ve orta öğreniminin ardından Konya Lisesi'ne yatılı olarak girdi. Ahmet Hamdi Tanpınar, Saadettin Nüzhet Ergun gibi öğretmenlerin öğrencisi oldu.
Lisedeyken şiirler yazmaya başladı ve 17 yaşında Konya'da "Kervan" dergisini çıkardı. Lisenin son sınıfında yazdığı bir şiir yüzünden gözaltına alınması sonrasında Atatürk'ün telefon talimatıyla serbest bırakıldı. Ancak aynı şiir yüzünde İstanbul'da hakkında dava açıldı. Şiiri çok beğenen Nâzım Hikmet, onu İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinin yayımlamakta olduğu Hareket dergisinde tarafından yayımlanmıştı. Bu dava vesilesiyle ünlü şairle tanıştı. Temyiz sonucu bu davadan da beraat etti.
Liseyi başarıyla tamamlayıp parasız yatılı olarak yüksek öğrenim yapma hakkı kazanan Çakırhan İstanbul Tıp Fakültesi'nde başladığı öğrenimi yarıda bırakıp Hukuk Fakültesi'nde eğitimine devam etti ancak bu mesleğe de ısınamayınca Edebiyat Fakültesi'ne girdi ve Nâzım Hikmet'in önerisi ile, onun yayınladığı Resimli Ay dergisinde çalışmaya başladı. Bir yandan da Cumhuriyet gazetesinde düzeltmenlik yaptı, şiirler yazmaya devam etti. 1930'da Nazım Hikmet ile birlikte 1+1=Bir adlı ortak şiir kitabını çıkardılar. Bir süre Nazım'ın babasının evinde birlikte yaşadılar, komünist teşkilat kurmak suçundan birlikte gözaltına alındılar.
Çakırhan, 1932-1933'te cezaevinde kaldı. 1934 yılında kimseye haber vermeden Sovyetler Birliği'ne gitti ve Moskova Doğu Halkları Üniversitesi'nde iki buçuk yıl sosyalist ekonomi derslerine devam etti. Bir Rus kızı ile ilk evliliğini yaptı. 1937 yılında yaklaşmakta olan dünya savaşı tehlikesinden ötürü SSCB yönetiminin öğrencilerin ülkelerine dönmesi talimatı üzerine, 8 aylık eşinden boşanıp yurda dönmek zorunda kaldı. Oğlunu ancak 42 yıl sonra görebilmiştir [2].
Çakırhan, yurda dönüşünün ilk ayında askere alındı. Aynı yılın sonlarında çürüğe çıkarak askerden ayrıldı ve 1938'de Tan Gazetesi'nde çalışmaya başladı, bu arada başka çeşitli işler de yaptı. Aynı yıl, arkeolog profesör Halet Çambel ile tanıştı ve ailelerinin karşı çıkmasına rağmen evlendiler.
1946'da Sabiha Sertel ve Zekeriya Sertel tarafından çıkarılan Görüşler dergisinin sekreterliğini yaptı. İlk sayısından sonra kapatılan bu dergi süreci sonrasında 1946- 1950 dönemini hapiste geçirdi. 1950- 1951'de Halet Çambel ile birlikte İtalya, Fransa, İsviçre, Avusturya'da kaldılar.
Mimarlık kariyeri
Akyaka'daki uluslararası Ağa Han ödüllü Nail Çakırhan evi
Mimarlık kariyerine ilk adımını, yine Halet Çambel'in Profesör Bossert ile birlikte kazılarını yürütmekte olduğu Karatepe'de attı. Karatepe çıplak beton açık hava müzesini, kazı evini ve diğer binaları inşa etti.
1963'te Ankara'da, projesi Turgut Cansever'e ait Türk Tarih Kurumu binasının inşaatını gerçekleştirdi. Almanya Büyükelçiliği'ne bağlı Alman Lisesi'nin yapımını üstlendi. Halet Çambel'in Chicago Üniversitesi ile işbirliği içinde kazılara başladığı Ergani'de bir kazı evi yaptı.
Halet Çambel - Nail Çakırhan çifti, Nail Çakırhan'ın bozulan sağlığı nedeniyle doktorların tavsiyesi üzerine 1970'te Akyaka'ya yerleşti. Nail Çakırhan burada geleneksel mimari özelliklerini günümüz şartlarıyla buluşturan ve çevre ve doğayla bütünleştiren bir ev inşaatı gerçekleştirdi. Ardından arkadaşlarından, özel kişilerden ve turizm işletmelerinden benzer evler yapması için teklifler aldı ve alanında bugün Akyaka Evleri diye bilinen ekolü oluşturdu.
Beton yerine ahşap evler inşa ederek çevreye saygılı mimariye öncülük etmesi kendisine 1983'te, dünyanın en saygın mimarlık ödüllerinden Ağa Han Mimarlık Ödülünü getirdi [3]. Mimarlık eğitimi almamış bir kimse olarak bu ödülü alması mimarlık dünyasında alaylı-mektepli tartışması başlattı.
Çakırhan, ödülden sağladığı kaynakla Muğla'daki Konakaltı Hanı'nı Kültür Evi olarak restore etti. Ardından yörede çeşitli evler, oteller, tatil köyleri inşa etti. Ona ödül getiren evi, 1998 yılında kültür ve sanat merkezi olarak hizmete girdi. Sanatçı, 11 Ekim 2008'de Muğla'da kolon kanseri nedeniyle hayatını kaybetti