« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Eki

2019

FEHÎM -İ KADİM

01 Ocak 1970

Fehîm-i Kadim, 17. yüzyılın birinci yarısında yaşamış Sebk-i Hindî?nin gazel üstadı şairlerinden biridir. Gazellerinden başka en önemli şiiri ““rûz u şeb” redifli naat türündeki kasidesidir

Doğum tarihinin bilinenden biraz daha eski olabileceğine rağmen Fehim genç ve yetnekli bir şairdir. İran edebiyatını yakından takip etmiş, Lirik ve karamsar bir şairdir. Şiirlerinde yaşadığı yılların sosyal hayatının izleri gözükmektedir. Şirlerinde beşeri konulara değinmiş tasavvufa meyletmemiştir. Genç yaşta olmasına ve yazmasına rağmen “Rûzu Şeb” redifli naatı, divan şairleri arasında şöhret kazanmıştır.

Fehîm'in en büyük özelliği kendine has bir üslûba sahip olmasıdır. Divan şiirinde kalıplaşmış biçimde tasvir edilen çevre, onun gazellerinde resimleşen gündelik manzaralar şeklinde tasvir edilir. Şiirlerinde gündelik olaylar ve durumlara değinmiştir. Onun bu yaklaşımı bile divan şiiri için özgün bir yaklaşımdır. Sebk-i Hindî’nin tesirinde olduğu anlaşılan Fehim’in şiirlerinde yeni bir anlatım şekli arama gayesi vardır. Şiirlerinde halkın yaşantısından izlenimler gözükür. Halk söyleyişini şiire sokan bir ifade tarzı vardır.

“Pek çok şiirinde görülen ıstırap terennümleri, divan şiirinin genel olarak benimsediği bir tutum veya sebk-i Hindî'ye has bir özellik değil mizacının ve kendi hayatının şiire aksetmesi şeklinde görülmektedir. Ayrıca şiirlerinde esas olarak kendi iç dünyasını anlatan şair düşünce yerine muhayyileyi, dış dünyadan çok insanın heyecan ve kederlerini esas temalar tarzında benimseyen Fehim, Sebk-i Hindinin divan şiirindeki İlk büyük temsilcilerindendir. “[2]

Şiirlerinde kişisel sorunlara değinmiş olması dikkat çeken bir özelliktir. Onun şiirlerinde tasavvuf konusu çok fazla üzerinde durulmayan bir konudur. Belki de çok genç bir yaşta iken şiirler yazmış olması ve “dünyadan genç yaşında ayrılmış olması, onun tasavvuf yoluna fiilen girmesine ve bu yolda aşama kaydetmesine engel olmuştur.”[3]

Söz sanatlarının yerine mâna sanatlarını tercih eden anlam oyunlarına sık sık baş vuran bir şair özelliği gösterir. “Fehîm şiirinde fazla sözden kaçınıp kısa ve dolgun söyleyişi tercih etmiş, aynı zamanda kafiye ve rediflerde de yenilikler ortaya koymuştur.”[4]

“Fehîm’in belirli bir amaca dayanmayan ve âdeta kendinden kaçmak için yaptığı seyahatleri, sürekli olarak bir yerde yaşamaya tahammül edemeyen mizacı, dünya ve ahiret hayatına karşı kayıtsızlığı da şiirlerinde “delilik”le ilgili kavramları sık sık tekrarlamasının, bu kavramlara karşı hissettiği özel bir yakınlıktan kaynaklandığını düşündürmektedir.”[5]

Fehîm-i Kadîm’in yazdığı şiirleri küçük bir Dîvân’da toplanmıştır. Eserin 20’ye yakın nüshası vardır. Bazı yazmaları karşılaştırılarak 1934’te yeni harflerle bir Fehîm Dîvânı neşredilmiştir.

İran edebiyatını yoldukça iyi bilen Fehim genç yaşta ölmesine rağmen iyi bir şairdir. Lirik bir söyleyişi olan şairin şiirlerinde yaşadığı hayattan ve talihsizliklerinden kaynaklanan karamsar bir yapısı vardır. Leskofçalı Galib, Namık Kemal, Hersekli Arif Hikmet, Kazım Paşa, Avni Bey, Üsküdarlı Hakkı Bey, Fehim-i Kadim’in takipçileri olmuşlar, onun şiirlerinin tesirinde kalmışlardır.

GENİŞ BİLGİ İÇİN :

* Fehim-i Kadim Hayatı ve Eserleri
* Fehim Kadim Şehrengizi ve Diğer Eserleri
* Fehim-i Kadim Divanı


Divanı:

21 yaşında henüz çok genç yaşta vefat etmesine karşın Küçük bir Türkçe Divân’ı vardır. Şiirleri İzzet Molla, Nazîm ve Şeyh Gâfib tarafından beğenilmiş, nazireler yazılmıştır. Hersekli Arif Hikmet, Namık Kemal, Leskofçalı Galib üzerinde tesiri vardır. Şiirinde ses güzelliği anlam inceliği vardır.

Fazla hacimli olmayan eserde on yedi kaside, biri terciibend, üçü terkibibend, biri tazmin olmak üzere beş musammat. on altı kıta, 293 gazel, elli altı rubâî ile Farsça üç gazel, iki kıta ve üç rubâî vardır. İlk şiiri olan "rüz u şeb" redifli elli İki beyitlik na'tı sözün ilk kısmında "mihr ü meh" kelimelerini, son kısmında da "rûz u şeb" redifini ihtiva eden ve Mehmed Çavuşoğlu'nun "çâr ender çâr" diye adlandırdığı bir teknikle yazılmıştır.

Fehîm-i Kadîm’in divanından İran edebiyatını yakından takip ettiği ve Sebk-i Hindî şairlerinden etkilendiği görülmektedir. ‘Rûz u Şeb’ redifli na’tı, pek çok şair tarafından tanzîr edilmiştir. Bu şairler arasında Nazîm, Şeyh Gâlib ve Keçeçizâde İzzet Molla da vardır.

İran şiirine meyletmiş Şirazlı Urfî'yi kendisine örnek almış, şiirlerinde de Urfî-yi Rum diye söz etmiştir.

Bir hayât için kazâ bilmem ne sâz eyler bana
Nen şehîd-i gamzeyim İsâ niyâz eyler bana

Dîvanı (S.N. Ergun tarafından, 1934'te yayımlan­dı),Divanında Kasideler, Musammatlar, Kıt'alar, Gazeller, Rubailer bulunmaktadır.
Farsça Şiirler ve Tercümeleri 2. Şehrengiz (Dîvan ile birlikte basıldı). Fehim Dîvanı Üzerinde Tahir Uzgör’ün doktora çalışması vardır (İstanbul, 1986).

Elli altıncı rubâîsi, Türk edebiyatında müstezad rubâînin nâdir örneklerinden biridir. Divanın İstanbul kütüphanelerinde otuzdan fazla nüshası bulunmaktadır [489]. İlk olarak Sadettin Nüzhet Ergun tarafından neşredilen divan üzerinde [490] Tahir Üzgör doktora çalışması yapmıştır. Fehîm'in hayatı ve şahsiyetinin ele alındığı bir incelemeyle birlikte divanın tenkitli metnini ortaya koyan Üzgör, şiirleri de günümüz Türkçe'siyle nesre çevirmiştir.

Ziyaret -> Toplam : 125,55 M - Bugn : 135340

ulkucudunya@ulkucudunya.com