« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

16 Şub

2020

İBN HACER el-ASKALÂNÎ

01 Ocak 1970

Tam adı Ahmed b. Ali b. Muh. b. Muh. b. Ali b. Mahmûd b. Ahmed b. Hacer el-Kinânî el-Askalânî eş-Şâfiî el-Mısrî’dir. Kinânî nisbesi Kinâne kabilesine mensup oluşundan; Askalânî ise soyunun Filistin sahillerindeki Askalân kasabasından –Kinâne kabilesi bu kasabada yaşamıştır– gelişinden dolayıdır. Hicri 773 yılında Eski Mısır da denilen, Arapların kurduğu Kahire’de Nil kıyısında dünyaya geldi. Doğumu miladi olarak 1373 yılının 18-28 Şubat tarihleri arasında bir güne denk gelir. Henüz 4 yaşında iken annesini kaybetti. Babası da 777 yılında vefat etti. Mısır’da oldukça zengin bir tacir olan Zekiyyüddin Ebû Bekir b. Nûreddîn Ali el-Harûbî’nin vesayetinde yetim olarak büyüdü. 5 yaşında iken Kur’ân öğrenimine başladı ve henüz dokuz yaşında iken hafız oldu. 12 yaşında iken vasisi ile gittiği hacda, Kâbe’de Müslümanlara imamlık yaptı. Asıl ilmî eğitimine 786 yılında Mısır’a dönüşü ile başladı. Büyük hocalardan temel kitapları okudu. Pek çok müsnidden defalarca Sahih-i Buhârî’yi dinledi. 793 senesinde Yüce Allah hadis ilminin sevgisini onun kalbine yerleştirdi. Bu tarihten sonra kendisini tamamıyla bu yola kanalize etti. Kaynaklar “ilim talebi” hareketine 793 yılında başladığını göstermektedir. Hadisteki şeyhi Zeynüddîn el-Irâkî’ye 10 sene devam etti; ilm-i hadisten sened, metin, illetler ve ıstılahlar olarak yüklü bir ilim aldı. Nil kıyısındaki Fil adasında el-Irâkî’nin evinde ona pek çok hadis kitaplarını okumak suretiyle arz etti. Nihayet 797 yılında hadis eğitimi vermek konusunda hocasından izin aldı.

İbn Hacer’in ailesi ve akrabaları, ticaret ile ilmi birleştiren insanlardı. Babası Nûreddîn Ali, ticaretle meşgul olmasının yanı sıra Şâfiî mezhebine oldukça hakim bir kişi idi, pek çok kitap okumuştu. İbn Hacer’in tüm amcaları tüccar idiler. Babasının amcası İskenderiye müftüsü, dedesi Kutbuddîn Mahmûd b. Muh. b. Ali tacir olmasının yanında pek çok ilimden icazet almış bir insandı. İbn Hacer’in İbn Hacer 25 yaşına gelince, Kadı Kerîmüddîn b. Abdülazîz’in kızı Enes ile evlendi (798). İbn Hacer’in bunun dışında başka evlilikleri de olmuştur. İbn Hacer, Zeynüddîn Ebû Bekr el-Emşâtî’nin vefatından sonra onun dul eşiyle evlendi (834). 836 yılında ise Mahmûd b. Tav’an’ın kızı Leyla ile evlendi.

İbn Hacer’in 5 kızı yanında bir erkek çocuğu vardı: Zeyn Hatun, Ferha, Âliye, Râbia, Fâtime ve Bedrüddîn Muhammed. Erkek çocuğunun eğitimi ve öğretimi üzerinde titizlikle durmuştur. Babasının hadis ilmi meclislerine katılmış ve ondan hem dinlemiş, hem de yazmıştır. Babasının hayatta olduğu süre içinde bazı vazifeler yüklenmiştir ki, Baybarsiyye Medresesi’nde meşihatlık, Hüseyniye Medresesi’nde hadis muhaddisliği, Tulun Camii’nde imamlık bunların göze çarpanlarıdır. Fakat Tulun Camii’ndeki bazı yolsuzluk olaylarına adı karışmış ve bu durum babasını bir hayli üzmüştür.

İbn Hacer hicri 11 Zilhicce 852 tarihinde rahatsızlanıp tedavi altına alındı. Hastalığı muhtemelen dizanteri idi. Durumunu öğrenen emir ve kadılar ziyaretine akın ettiler. Aynı ayın sonlarında Hakk’ın rahmetine kavuştu. Cenazesinde bütün devlet erkânı hazır bulundu. 50.000 kişinin nâşını teşyi ettiği söylenmektedir. Hatta cenaze namazına Hızır Aleyhisselam’ın da katıldığı ve evliyaullahtan bazı kimselerin onu gördüğü dahi söylenir. Deylemî’nin karşısına, İmam Şâfiî’nin türbesine 1500 metre mesafede bir yere gömüldü. Bu bölgenin adı el-Karâfetu’s-Suğrâ’dır. Defin sırasında nâşının hafif bir yağmurla ıslandığı söylenir.

MUHADDİSLİĞİ VE HATİPLİĞİ; İbn Hacer, Kahire’nin Ezher ve Amr b. el-Âs gibi büyük camilerinde hatiplik görevini ifa etmiştir. Hadis sahasında çok önemli bir kaynak olduğu için kendisine “hadiste müminlerin emiri” lakabı dahi verildi. Bu lakap öyle her kişi için kullanılmamıştır. Hadis ilmine girişi 793 yılı ile başladı. 796 senesinde Hafız Zeynüddin el-Irâkî’nin derslerine katıldı. Ondan çok fazla istifade etmiştir. Daha sonra Mısır’ın diğer yöreleri, Şam ve Hicaz beldelerine girerek sayısız şeyhten fetva ve ders verme konularında icazetler aldı.

Kitap yazıp neşretme safhasına girdiğinde ise çoğu hadis dalında olmak üzere sayısı 150’yi geçen eserler telif etmiştir. Hadis onun yaktığı en büyük kandili idi. Bunun yanında başka ilim dallarında da yeteneği ve bilgisi vardı. Örneğin Şeyhûniyye Medresesi’nde fıkıh, Yeni Müeyyede Medresesi’nde Şâfiî fıkhı, İmam Şâfiî’nin türbesinin bitişiğindeki Salâhiyye Medresesi’nde fıkıh dersleri verdi. Ezher Camii’ndeki vaazları yanında fetvalar da veriyordu. Nihayet kadılık görevine tayın edildi. 827 senesinin 27 Muharrem’inde bu göreve getirildi. İlmî çalışmalarına zaman ayıramadığı için daha sonra bu vazifeyi yüklendiğine pişman olmuştur. Defalarca istifa ettiği halde yine aynı göreve getirildi. Nihayet 852 senesinin 25 Cemâziyülahir’inde kadılığı tamamıyla bıraktı.

HOCALARI; İlim dinleme, icazet (diploma) almak ve çeşitli şekillerde yararlanmak tarzında ele alırsak kendi yazısıyla ifade ettiği gibi üstatlarının sayısı 450 kişidir. el-Mecmau’l-müesses’te kendi akranlarını da katarak bu sayıyı 600’e çıkarmıştır. Hocalarından bazıları kendi sahalarında birer dev şahsiyetlerdi. Örneğin; ilmî verileri ezberinde bulundurmakla ünlenmiş Bulkînî, çok sayıda eser veren İbnü’l-Mulakkin, hadis ilimlerinde bir derya olan Irâkî, hadis metinlerine hakimetiyle bilinen Heysemî, Arap diline hâkim Mecdüddîn eş-Şîrâzî ve Gumârî. Diğer taraftan İbn Cemâa onun pek çok ilim dalına girmesine vesile olmuştur ki İbn Hacer bunu, “Zamanındaki âlimlerin isimlerinden dahi bihaber oldukları 15 ilim dalını bana okuttu,” sözleriyle ifade etmiştir.

Kıraat Şeyhleri: İbrahim b. Abdülvâhid b. Abdülmümin et-Tenûhî Burhânüddîn eş-Şâmî (h. 709-800); Muh. b. Muh. b. Muh. ed-Dimaşkî el-Cezerî (h. 751-833).

Hadis Şeyleri: Abdullah b. Muh. b. Muh. b. Süleyman en-Nîsâbûrî en-Neşâverî (h. 705-790); Muh. b. Abdullah b. Zahîra el-Mahzûmî el-Mekkî Cemâlüddîn (h. 751-817); Abdürrahîm b. el-Hüseyn b. Abdurrahman el-İrâkî Zeynüddîn (h. 725-806); Ali b. Ebî Bekr Süleyman Ebû’l-Hasan el-Heysemî (h. 735-807).

Fıkıh Şeyhleri: İbrâhîm b. Mûsa b. Eyyûb Burhânüddîn el-Enbâsî; Ömer b. Ali b. Ahmed b. el-Mulakkin (h. 723-804); Ömer b. Raslân b. Nusayr b. Sâlih el-Bulkînî (h. 724-805); Muh. b. Ali b. Abdullah el-Kattân (h. 737-813); Ali b. Ahmed b. Ubeyy el-Ademî Nureddin.

Arapçada Şeyhleri: Muh. b. Muh. b. Ali b. Abdürrezzâk el-Ğumârî (h. 720-802); Muh. b. İbrahim b. Muh. ed-Dimaşkî Bedrüddîn el-Beştekî (h. 748-830); Muh. b. Ya’kûb b. Muh. Mecdüddîn el-Fîrûzabâdî (h. 729-812).

Ziyaret -> Toplam : 125,25 M - Bugn : 11220

ulkucudunya@ulkucudunya.com