ABD Merkez Bankası, Türkiye’yi neden geri çevirdi!
Ömür Çelikdönmez 01 Ocak 1970
Covit-19 salgınını hangi küresel güç kurgulamış olabilir? Zarar görmeyen yok gibi. Dünya Sağlık Örgütü, virüsün doğal ortamda kendiliğinden türediğine inanmamızı istiyor. Oysa laboratuvar farelerinin ne dolaplar çevirdiğini gayet iyi biliyoruz.
Kapitalizm rüyasının sonuna gelindi mi? Corona virüsünün yarattığı krizden en kötü etkilenen sektörlerin başında enerji geliyor. Petrole olan arzın hızla azalması, enerji sektörünü Şubat ayından bu yana yüzde 39,54 oranında geriletti. Bu gidişle Petrol fiyatlarının düşüşü devam ederken, enerji sektöründe de gerileme sürebilir. Corona salgınının yol açtığı işsizlik ve ekonomik faaliyetlerdeki durgunluk, kapitalizmin can damarı finans sektörünü de sekteye uğrattı. Kapitalizmin hantal gövdesini taşıyan ABD’nin durumu hiç de iç açıcı değil. Trump yönetimi bir taraftan Amerikan toplumunun omurgasını oluşturan orta sınıfının kanını emen banker sülüklerle diğer taraftan Coronavirüsün çökerttiği ekonomik krizle savaşıyor. İşsiz sayısı 30 milyona merdiven dayamış, evsiz sayısı üç milyon civarında. Sağlık güvencesi olmayan yüzbinlerce yurttaşı var.
Harç bitti yapı paydos!.. Mesela halka açık en büyük 500 ABD şirketinin pazar kapitalizasyon ağırlıklı endeksi, geniş kapsamlı ABD hisse senetlerinin en iyi göstergesi olarak kabul edilen “S&P 500” veya Standard & Poor's 500 endeksinde işlem gören finans sektörü hisseleri, yüzde 26,2 oranında gerilemiş durumda. Enerji ve finans dışında endüstriyel imalat sektörü yüzde 21, emlak sektörü ise yüzde 9 oranında küçüldü. Özellikle emlak sektöründeki bu düşüş, finans sektörünü de olumsuz etkiliyor. Büyük şehirlerde inşaatların durması, Amerikan ekonomisinin en önemli sektörlerinden biri olan emlak sektörüne olumsuz yansıdı. Çok sayıda Amerikalı'nın işlerini kaybetmesi veya işten çıkarılması da yaşanan olumsuzluklar arasında.
Arz ve talebin küresel ölçekte olumsuz etkilendiği bir dönem yaşanıyor ve Koronavirüsün yol açtığı gelişmeler, neoliberalizm ve serbest piyasa ekonomisini sorgulatıyor. Sonuçta tüketim yoksa üretim yok. Satış yok. Artıdeğer yok. Ekonomik büyüme yok. Kapitalizmin ilerlemesinin sanki sonuna gelindi gibi. Ama yerine aday küresel ölçekli başka bir ekonomik model var mı? Türkiye’nin koronavirüs ekonomisi ne durumda? Merkez Bankası yetkililerine göre, Türkiye'nin nakit sıkıntısı yok. Döviz rezervleri ağzına kadar dolu. Enflasyon kontrol altında, ekonomik büyüme dahi öngörülüyor. Mart ayının ikinci yarısından itibaren, salgına bağlı gelişmeler, iktisadi faaliyeti dış ticaret, turizm ve iç talep kanallarıyla sınırlamaya başladı. Doğal olarak yüksek frekanslı veriler, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ikinci çeyrek için belirgin bir yavaşlamaya işaret ediyor. “Bu yavaşlama neye yol açar?” derseniz, en kestirmeden cevap vereyim, mal ve hizmet ihracatında beklenen bir düşüş kapıda.
Eee boşuna dememişler; hesapsız kasap ne bıçak kor masat! Betona para gömen zihniyet, ekonomiye can suyu arıyor! Ekonomi bürokratlarının gerçekleştirdiği bir dizi görüşmelerden sonra Dünya Bankası, corona virüsü salgınının sağlıkla ilgili etkilerine karşı aldığı önlemleri desteklemek için Türkiye'ye 100 milyon dolar (695 milyon TL) tutarında krediyi onayladı. İlk 5 yılı geri ödemesiz olan şartlı kredi, 10.5 yıl vadeli. Dünya Bankası kredi projesinden, dolaylı olarak 20 milyon vatandaş yararlanabilecek. Dünya Bankası, Türkiye'ye tahsis ettiği kredinin, tıbbi cihaz, malzeme ve eğitim hizmetlerinin sağlanması, test ve takip sistemlerinin güçlendirilmesi, yoğun bakım hizmetleri ve virüse karşı bilgilendirme faaliyetleri için kullanılmasını şart koştu. Kredinin 2 milyon dolarlık kısmı ise projeler için gereken insan kaynakları ve idari kaynakları destekleyecek.
Dünya Bankası’nın özel şartlı kredisi, Türkiye'deki iktidarın çok da hoşuna gitmemiş ki, kriz alarmı veren ekonominin ayakta kalması, en azından nefes almasını sağlayabilmek için sıcak para arayışı sürüyor.
Altın endeksli Türk Ekonomisi, dolara boyun mu eğiyor? Öyle ki TCMB, dolardaki artışı dahi kontrol edebilecek mali denetim fonuna sahip değil. Anlaşılması güç bir şekilde ABD doları, koronavirüs sürecinde güvenli liman görülüyor ve tüm olumsuzluklara karşı güvenli para birimi niteliğini koruyor. TL kurundaki ABD dolarının hızlı yükselişin, TCMB'nin rezervlerindeki erime kaynaklı olabileceği maalesef endişe konusu. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) kurun 7 seviyesinin üzerine çıkmasını engelleyememesi, dolar rezervlerinin erimiş olmasıyla açıklanabilir. Türkiye'nin bu yıl ödemek durumunda olduğu 170 milyar dolar döviz borcu var. Ancak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın genel rezerv seviyesi kısa vadeli yükümlülükler açısından bir sıkıntı olmaktan uzak profil çiziyor.
Merkez Bankaları Sistemi Federal Reserve “FED” Türkiye’yi kapıdan çevirdi… Etimesgut Askeri Havaalanı'ndan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait, A400M tipi, Koca Yusuf isimli kargo uçağına yüklenen sağlık ekipmanları, N95 maske ve tulumdan oluşan yardım malzemesi, Amerika Birleşik Devletleri’ne iki sefer yaptı. Türkiye’den başka, yardım malzemesi gönderen ülke var mı bilmiyorum. Bu yardım malzemesi Amerikalıların vicdanını çok yumuşatmış sayılmaz. Türkiye’nin nakit sıkıntısına çözüm bulmaya niyetli değiller. Bu durumu ABD’nin Türkiye Büyükelçisi David Satterfield açıklamasa haberimiz olmayacaktı.
Büyükelçi David Satterfield ne açıkladı? Satterfield, ABD Merkez Bankası’nın (FED) Türkiye’nin takas hattına (SWAP line) dahil edilmesi için gereken koşulların finans ve para konuları temel alınarak oluşturulduğunu, bu koşulların siyasi olmadığını söyledi. Durup dururken bu bu koşullar da nereden çıktı? FED, salgının yol açtığı kriz dolayısıyla, merkez bankalarıyla kurulan, dolar karşılığında başka para birimlerini kabul ettiği takas hatlarının sayısını arttırmıştır. Türkiye de takas hattına başını uzattı ama içeri giremedi.
FED’in Corona virüsü salgını karşısında artan küresel dolar talebini karşılamak üzere 14 ülke ile takas hattı (swap line) kurduğu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mart’ta ABD Başkanı Donald Trump’la yaptığı görüşmede Türkiye’nin de FED’in takas hattına dahil edilmesini istediğini ABD medyasında yer almıştı. Reuters haber ajansı Türkiye’nin takas hattına girmek için yaptığı görüşmeleri sonlandırdığını ve başka kaynak arayışına gittiği bilgisini, abonelerine geçmişti. İşte Dünya Bankası’ndan alınan kredi, Türk yetkililerin FED ile görüşmeleri sonrasında temin edilmiş, Ankara, FED ile anlaşma yolunu ararken Uluslararası Para Fonu’na (IMF) iç siyasetteki olumsuz algıyı önlemek için başvurmayı tercih etmemişti.
Corona virüsü nedeniyle alınan önlemlerin Türkiye’de iki yıldan kısa sürede, ikinci kez ekonomik resesyona neden olmasından endişe ediliyor.
Size bir sır vereyim mi? Ağız alışkanlığı ile “Amerikan Merkez Bankası” dediğimiz FED, hiç de Amerikan toplumunun veya devletinin kontrolünde değil. Trump elinden gelse FED simsarlarını bir kaşık suda boğacak. ABD Başkanı Donald Trump, Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gönderdiği bürokratlara olumsuz cevap veren FED oligarşisine bozulduğunu saklamıyor. Dünya Bankası’ndan (World Bank Group) Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu krediyi çıkartmak için araya girdiği söyleniyor.