Yunus'u anlamak kendini anlamak
Arslan TEKİN 01 Ocak 1970
Bugün kitap günümüzde daha önce bahsettiğim "Yûnus Emre'nin Risâletü'n-Nushiyye'si ve Dîvân'ı" (Doruk Yayıncılık) üzerinde duracağım. Bu eser Yunus Emre üzerine yapılan en son akademik çalışmadır. Eseri ortaya koyan Vasfi Babacan, önceki çalışmaların hepsini göz önünde tutmuş, eksiklikleri ve yanlışlıkları da göstermiştir.
Ahmet Yesevî'nin ruhunu Anadolu'ya taşıyan Yunus bizim kültür hayatımızın mihenk taşıdır. Ne kadar çalışma yapılsa yine eksiktir. Belki hiç umulmayan zamanda bilmediğimiz bir eseri daha ortaya çıkacaktır. Kaşgarlı Mahmut'un Divanu Lügati't-Türk'ü, Ali Emirî (Allah ondan razı olsun) sayesinde bulundu. Kaynaklarda geçen bir eseri ise kayıp ve araştırıcılar büyük bir umutla bir yerden gelecek haberi bekliyor.
Daha yeni Dede Korkut'un yedi hikâyesi ortaya çıkarılmadı mı!
Vasfi Babacan eserin önsözünde kitabı hazırlarken takip ettiği yolu şöyle açıklıyor:
"Yûnus Emre ve eserleri ile ilgili ilk çalışmalar XX. yüzyılın başlarında E. J. W. Gibb ve Fuat Köprülü ile başlamış, günümüze kadarki süreçte bu konuda birçok çalışma yapılmıştır. Bunların içinde günümüze en yakın ve en ciddi olan son iki çalışmadan biri Faruk Kadri Timurtaş, biri de Mustafa Tatcı tarafından yapılmıştır. Faruk Kadri Timurtaş çalışmasını dil açısından değerlendirmiş, Mustafa Tatcı da birçok nüshadan yola çıkarak önce tenkitli bir metin ortaya koymuş ve ardından bu metni edebiyat açısından incelemiştir.
Her iki çalışmanın da şüphesiz birtakım eksiklikleri görülmektedir. Ayrıca şimdiye kadarki hiçbir çalışmada Yûnus Emre'nin eserlerinin grameri yeterince incelenmemiş ve bunların gramatikal dizinleri tam olarak ortaya konulmamıştır. Biz, Faruk Kadri Timurtaş ve Mustafa Tatcı'nın çalışmalarını göz önünde bulundurarak Yûnus Emre'nin Risâletü'n-Nushiyye'si ve Dîvân'ını bir dilci gözüyle tekrar inceleyip gramatikal dizinini ortaya koymak istedik. Buna binâen, bu eserlerin en eski, en doğru ve en bilinen nüshalarının başında gelen Fatih nüshasını göz önünde bulundurarak metni yeni baştan kurup arkasından da metnin gramatikal dizinini yaptık. Genel olarak değerlendirildiğinde çalışmamız giriş ve üç bölümden oluşmaktadır:
Giriş bölümüne genel olarak tasavvuf düşüncesi ve bu düşünceyi şekillendiren unsurları vermekle başladık. Devamında ise Yûnus'un yaşadığı çağın siyasal, sosyal ve kültürel yaşamı ile XIII-XIV. yüzyıl tasavvuf akımlarını ele aldık. Daha sonra Yûnus'un hayatını, eserlerini, eserlerinin nüshalarını ve sanatını inceledik. Ayrıca bu bölümün sonunda Yûnus Emre üzerine yapılmış belli başlı çalışmalardan söz ettik."
Kitabın birinci bölümü, Yunus'un eserlerindeki imla ve ses özellikleri ve şekil bilgisi inceleniyor.
İkinci bölüm, Yûnus'un eserlerinin metinleridir. Eski Anadolu Türkçesi özelikleri dikkate alınarak traskripize edilmiştir.
Üçüncü bölüm, metnin gramatikal indeksidir. Bu bölümün bir önemi, bütün kelimeler devrinde ne anlama geldiği gösterilecek şekilde açıklanmıştır.
Yazıyı Yunus'un mısralarıyla bitirelim:
Eğer ışkı seversen can olasın
Gönüller tahtına sultan olasın
Diken olma gül ol eren yolında
Diken olursan oda yanasın"