BİR KAZAK OZANI: JAMBIL BABAYEV
Kadir Özdamarlar 01 Ocak 1970
Kazakların dünya çapında halk ozanı ve Kazak sözlü edebiyatının en önemli temsilcisi Jambıl Babayev’dir. Bir Kazak Bakan’ın anlatımıyla Jambıl:”Kazak Halkının da ortak mirası sayılan Kırgız’ın “Manas” ile Türkmen’in “Köroğlu” gibi destanlarını ezberleyerek tüm halkına yaymıştır. Onun Kazak halkının bağımsızlığı uğrunda mücadele eden Suranşı, Savrık, Ötegen Batur, hakkında söylediği destanları, özünde Türk destan motiflerini işlemiştir. Bununla birlikte Kurtuluş Savaşı’nın kahramanları Abılay Han, Kenesarı ve onun torunu Sadık Töre hakkında ki şiir ve deyişleri, doğduğu halkının arzu ve menfaatleri ile özdeşleşmiştir… Atışma sanatını zirveye çıkaran en büyük ozandır.”Kabul edilir ki yaşadığı dönemde hiçbir ozan Jambıl’ı geçememiştir. Jambıl’ı diğer ozanlardan ayıran taraf ta burasıdır.
İşte Jambıl Anadolu Türklüğüne Sovyet rejimine karşı verdiği mücadele, şiirleri ve gerçek edebî yönü ile tanıtılması gereken bir ozandır. Bu amaçla Türkiye’nin büyük desteğiyle 1996 yılında ve Uluslararası Türk Kültür Teşkilatı (TÜRKSOY), T. Jurgenov Kazak Ulusal Sanat Akademisi, Almatı Valiliği ve Kazak Kitap Müzesi ile işbirliğinde Jambıl Jabayev’in doğumunun 165. yıldönümü ve Kazakistan Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığının 20. Yıldönümüne ithaf edilen 11-12 Nisan 2011 tarihlerinde Uluslararası “Jambıl ve Türk Halklarının Epik Mirası” Bilimsel ve Uygulama Konferansları düzenlenmişti
1996 yılında doktoramı tamamlamak üzere iken, MEB’nın emirleriyle Jambıl hakkında konferanslar verilmesi, tanıtılması, şiirlerinden örnekler sunulması ve milli hassasiyetleri vs. anlatılması istendiğinde maalesef elimizde Jambıl v’ın hayatı ve şiirleri hakkında elimize sadece 16 sayfalık bir broşür geçmişti! Allah nasip etti, Ahmet Yesevi Üniversitesi’nde görev alınca hem büyük ozanın coğrafyası ve hem de edebi değeri hakkında birçok malzeme elde etmiştik. Şüphesiz yukarda andığımız sempozyumlar yanında Ahmet Yesevi Vakfı’nın büyük bir vefası ile Jambıl hakkında çıkarttığı kitap ve Bilig Dergisi’ndeki yazılar da büyük birer hizmettir. Bilhassa bu konuda Vakıf Başkanı, Avrasya dünyasını çok iyi bilen Namık Kemal Zeybek’in hayırlı hizmetlerini de büyük bir saygıyla anmalıyız!
Kimdir Jambıl? Bazı derleme bilgiler şunları kaydeder:
Kazakistan’da Jambıl Vilayeti’nin Şu nehri kenarındaki Jambıl Dağı’nın eteğinde, 1846 yılında doğmuştur. Kazakistan sosyal açıdan üçe ayrılır ve buna “Cüz” denir: Büyük, orta ve küçük cüz. Büyük cüz, şehirliler ve elitler ki bunların çoğu yöneticidir. Orta cüz kasabalılar. Ticaretle meşgul olurlar. Küçük cüz ise köyde yaşayanlardır. Tarımla meşgul olurlar. Soyu Ulu Cüz’ün Şapırastı boyunun Ekey kolundandır. Babası Japa, annesi ise Uldan’dır. İşte Jambıl elit bir ailenin çocuğu olarak ve özellikle babası Japa’nın etkisinde büyümüştür.
Evlenmek istediği kızı başlık parası bahane edilerek zenginler tarafından elinden alınmıştır. Daha sonra bir başkasıyla evlenmiştir. Jambıl’ın altı oğlu vardır. Kocamberdi, Kocaş, Akkulı, İztileu, Algaday ve Tezekbay. Bunlardan ilk ikisi çocuk yaşlarda vefat etmiştir. Iztileu ve Algaday orduya alınmıştır. Algaday’ın askeri başarıları Jambıl’ın mutluluk kaynağı olmuştur. Cepheye gönderdiği bir mektubunun sonunu şöyle bağlar:
Ey oğul tut aklında,
Ömründür vatan senin,
Çekinme düşmandan durma ilerle
Selam söyle dostlarına,
Düşmanını yen, dön vatanına.
Dombıra çalmak, türkü söylemek ona daha ilginç gelir ve mutluluk verir. Yanık ve güçlü sesi sanatçıya ayrı bir güç kazandırır. Geniş bozkırlar, onun sesini en iyi şekilde tabiat ile yoğurmasına da etken olur. Dombıraya sevgisini kanıtlamakla eş tutar:
Taktı kanat yeniden
Geniş obamdan dombıram,
Tekrar duyuldu köyümde,
Söylendi türküler Jambıl’dan
Jambıl iki dünya savaşını yaşamış biridir. Sovyetler'in Almanlara karşı vermiş olduğu direniş savaşını ele alan “Leningrad” başlıklı şiiri bütün Sovyetlere ününün yayılmasını sağlayan etkenlerin başında yer alır. Jambıl için Sovyetler Kazakistan demekti veya Kazakistan’ın gücü, kudreti demekti. Çünkü Kazakistan’da birliğe üye ülkelerden biriydi ve Almanlara karşı savaşan erlerin başında, içinde Kazakların da yer aldığı Türk kavimlerinin evlatları yer alıyordu. Jambıl, Ulu Vatan Savaşı (“Ulu Otan Sogısı”) olarak nitelendirilen 2.Dünya Savaşı’nı konu alan pek çok şiir yazmıştır. Bunların 3000 dizeden fazla olduğu bildirilmektedir. Şiirlerin tamamı kahramanlık, toprağın kutsallığı, yurdun namusu üzerindedir. Bu şiirler savaş boyunca gazeteler aracılığı ile cepheye ulaşır. Almanlara karşı savaşan Sovyetler Birliği ordusu içinde yer alan Türk kavimleri askerlerine önemli moral kaynağı olur. Özellikle Leningrad savunması üzerine söylediği “Leningrattık Ölenderim” başlıklı şiirleri bunların en ünlüsü olarak Kabul edilir. O, en büyük gerçekliğin kişinin yüreği olduğunu savunur. Lirik şiirler, epik eserler meydana getirirken bu gerçekliği hep göz önüne alır.
Jambıl’ın sanat anlayışında ustası Süyimby’ın büyük izlerinin olduğu araştırmacıların vardığı sonuçlardan birisidir. Jambıl sadece şiirleriyle değil, yetiştirdiği pek çok kadın ve erkek çıraklarıyla büyük bir ekol yaratmıştır. Günümüz Kazakistan’ında özellikle Güney Kazakistan’da yer alan Şımkent, Jambıl, Türkistan, Otırar vb. önemli yerleşim alanarında Jambıl ekolu varlığını yoğun bir biçimde sürdürmektedir. Ömirzak, Orınbay, Estay, Kenen, Erip, Ospantay, Ötep, Sayadil adlı ünlü aşıklar Jambıl’ın çıraklarıdır.
Jambıl halk müziğini düzenleyen veya halk müziğinden en iyi biçimde yararlanan şairlerin başında yer alır. Dombırayı ustaca çalar. Jambıl’ın dombıra çalmadaki ustalığı ülke çapında “Jambıl Dombırası” adı ile bilinen üçgen biçimindeki dombıranın Jambıl adıyla anılmasını sağlamıştır.
Kazak Türkleri araştırmacıları Jambıl’ın çağımızın Homeros’u sayarlar. Araştırmacı Muhtar Auezov da bu nitelendiröeyi paylaşanların başında yer almaktadır. Jambıl bir asırlık ömrün sanatını icra etmekle geçirmiştir. Kazak geleneğini, tarihini, töre töre kurallarını şiirlerinde yansıtması, destanları dile getirmekteki başarısı onun Homeros’la karşılaştırılmasının başlıca sebebi olmuştur.
Jambıl şiirlerini dile getirirken kendinden önce yaşamış halk şairlerinin şiirlerini ve sanat dünyalarını yakından yanır, onları kendine örnek alır. Jambıl’ın Ötegen batır, Surayşı, Savrık ve Japar adlı epik telif destanları onun sanat gücünü gösteren en önemli delillerdir. Bu özellikleri sebebiyle Kazak araştırmacılar Jambıl’ın iki kez doğduğunu söylerler. Bunlardan biri annesinden, ikincisi vatanın bağrından dünyaya geliş olarak nitelendirilir. 90 ile 97 yaşı arasında meydana getirdiği binlerce dizelik şiir şaşırtıcı gelir, insanlık âleminin yüz akı olarak nitelendirilir.
Kırgızların büyük sanatçısı Cengiz Aytmatof Jambıl hakkında şöyle der:”Jambıl’ı alp âşık “alp akın” olarak niteler. Jambıl’ın destan ata, alp âşık, Homeros olarak nitelendirilmesi onun sadece sistemi övmesine bağlanamaz. Şairin başarısı Kazak yöneticilerle Birlik yönetimine sürekli olarak iletilmiştir. Sovyet yönetiminin Jambıl’a bu kadar değer vermesinin çeşitli nedenleri vardır. Bunlardan biri onun güçlü sanatçı kişiliği, ikincisi sanatının ikinci döneminde yönetimin hoşuna gidecek şiirler söylemesi, Ücüncüsü ise halk arasında kendini kabul ettirme, halka şirin görünme peşinde olan Sovyet yönetiminin değişik millet ve halklara ait değerlere sahip çıkarak prestijini sağlama, propaganda aracı olarak kullanma eğiliminden kaynaklanmaktadır.”
Bu değerli ozanımızı rahmetle analım ve şiirlerini mutlaka okuyalım. Zira düşünceleri Türk’ün ortak duygularıdır.