Ootgeer Giselijn Van Busbeke
Semavi Eyice 01 Ocak 1970
Bugün Belçika-Fransa sınırında bulunan Lille şehri yakınındaki Komen’de doğdu. Adı Fransız imlâsına uydurularak Ogier (Augier) Ghislanin (Ghislen) de Busbecq şeklinde yazılmış ve daha çok Fransızca şekliyle tanınmıştır; Türkçe’de sadece Busbeke olarak bilinir. Babası Busbeke mâlikânesinin sahibi olan çok eski bir soylu aileye mensup Joris (George) van Busbeke’dir. Annesi ise büyük bir ihtimalle şatonun hizmet personelinden Catharina Hespiel adında bir kadındı. Meşrû bir çocuk olmamasına rağmen babası onu öz oğullarından ayırmamış ve iyi bir tahsil görmesini sağlamıştır. Çocukluğu babasının şatosunda geçti. On sekiz yaşına kadar Louvain’de öğrenim gördükten sonra Avrupa’nın çeşitli ülkelerini dolaştı. Önce Paris’e, sonra İtalya’ya gitti ve uzun süre Venedik’te kaldı. Çağının ünlü hümanist ilim adamlarıyla tanışarak eski Yunan ve Roma dilleriyle medeniyetleri hakkındaki bilgilerini tamamladı. Babasının yakın dostu Joris van Halewijn zaten onun bu konuda yetişmesini sağlamıştı.
Busbeke 1554’te Alman İmparatoru I. Ferdinand tarafından İngiltere Kraliçesi Mary Tudor ile Charles-Quint’in oğlu İspanya Kralı II. Philippe’in evlenme töreni için İngiltere’ye gönderildi ve dönüşünde acele Viyana’ya çağrılarak kendisine elçilik göreviyle Osmanlı Devleti’ne gönderileceği bildirildi. Busbeke’in İstanbul’daki elçiliği 1562’ye kadar sekiz yıl sürmüştür. Busbeke, Alman İmparatorluğu’nun 1551’de Osmanlı Devleti ile anlaşmayı bozarak Transilvanya’yı işgal etmesi üzerine Rumelihisarı’na kapatılan ve buradan iki yıl sonra hasta bir halde çıkabilen elçi Malvezzi’nin yerine bozuk siyasî durumu yoluna koymak düşüncesiyle gönderilmişti. Çok hassas bir dönemde devletinin çıkarlarına en uygun çözümleri getiren yeni elçi, o sırada Anadolu’da bulunan padişahı görmek için Amasya’ya kadar yaptığı seyahatte ve İstanbul’da gördüklerini çok süslü bir üslûpla yazdığı dört Latince mektupta anlatmıştır. Sekiz yıl içinde bir taraftan da bazı bitkilerle eski sikke ve özellikle nâdir el yazması kitapları toplamıştır.
Busbeke 1562 yılı sonlarında Viyana’ya döndü. Bir süre sonra İmparator II. Maximilian’ın oğulları Arşidük Rodolphe ve Ernest’i İspanya’ya götürdü, geri geldiğinde de Maximilian’ın küçük yaştaki diğer oğullarının yetiştirilmeleriyle görevlendirildi. 1570’te Arşidüşes Isabella Fransa Kralı IX. Charles ile evlendiğinde onunla birlikte Fransa’ya gitti, 1574’te kralın ölümü üzerine genç kraliçeyi geri getirdi. Fakat sonra tekrar Paris’e dönerek burada 1592 yılına kadar kaldı ve resmen kraliçenin işleriyle meşgul olmakla beraber Fransa’dan derlediği bilgileri imparatora bildiren bir ajan gibi çalıştı. Paris’ten II. Maximilian (ö. 1576) ile halefi II. Rodolphe’a (ö. 1612) yazdığı mektuplar o yılların dünya ve Osmanlı tarihleri için önemli belgelerdir.
Hayatının son yıllarında baba ocağına dönmeyi arzu eden Busbeke imparatorun izniyle 1592’de yola çıktı. Ancak başına gelen bazı olaylar yüzünden memleketine ulaşamadan Saint Germain kasabası yakınındaki Maillot şatosunda 28 Kasım 1592’de öldü. Cenazesi Saint Germain Kilisesi’nin hazîresine gömüldü; sadece kalbi çıkarılarak kendi mâlikânesindeki aile mezarlığına konulabildi.
Busbeke’in Türkiye tarihi bakımından en değerli eseri, Venedik’te bulunduğu sırada dost olduğu Nikolaus Michault’ya yazdığı dört uzun Latince mektuptur. İlk olarak bu mektuplardan sadece ikisi 1581 yılında Itinera Constantinopolitanum et Amasianum ab Augerio Gislenio Busbequii ve D. ad Solimannum Turcarum Imperatorem... başlığı ile Antwerpen’de Ch. Plantini tarafından yayımlanmış, bunu 1590’dan itibaren Paris, Leipzig, Rostock, Prag, Frankfurt ve daha başka Avrupa şehirlerinde yapılan ve dört mektubu da içine alan başka baskılar takip etmiştir. Yaşayan dillere ilk tercümesi ise Almanca olarak Vier Sendschreiben der türkischen Bottschaft... başlığı ile J. Fr. Endters tarafından yapılıp Nürnberg’de 1664’te basılmış, İngilizce’si de The Four Epistles of A. G. Busbequius Concerning his Embassy into Turkey... adıyla J. Taylor ve J. Wyat tarafından yayımlanmıştır (London 1694). İkinci İngilizce tercümesi Travels into Turkey... başlığı ile J. Robinson ve W. Payne tarafından bastırılmıştır (London 1744). Abbé de Foy’un yaptığı Fransızca tercüme ise Lettres du Baron de Busbec Ambassadeur de Ferdinand I... auprès de Soliman II... adıyla yayımlanmıştır (Paris 1748). Notlarla zenginleştirilmiş çok iyi bir İngilizce tercüme 1881’de Londra’da Ch. T. Forster ile F. H. Daniell, Almanca yeni bir tercüme de W. von der Steinen tarafından 1926’da Erlangen’de yayımlanmıştır. Çek, Flaman, İspanyol dillerinde de tercümeleri olan ve yalnız yirmiden fazla Latince baskısı bulunan bu kitap 1936 yıllarına doğru Hüseyin Cahit Yalçın tarafından İngilizce’den Türkçe’ye çevrilerek Fikir Hareketleri dergisinde kısmen basılmış, sonra Türk Mektupları adıyla Remzi Kitabevi tarafından kitap halinde yayımlanmıştır (İstanbul 1939). İngilizce’den Türkçe’ye ikinci tercümesi Osman Yüksel Serdengeçti tarafından Kanunî Devrinde Bir Sefirin Hâtıratı başlığı ile (Ankara 1953), üçüncü tercümesi ise Aysel Kurutluoğlu tarafından Türkiye’yi Böyle Gördüm (İstanbul, ts.), adıyla yayımlanmıştır.
Busbeke İstanbul’da kaldığı süre boyunca Çemberlitaş civarındaki Atik Ali Paşa evkafından olan Elçi Hanı’nda oturmuştur. Mektuplarında bu han hakkında hayli ayrıntılı bilgi verir. Osmanlı topraklarına ilk olarak Macaristan’ın Gran (Estergon) şehrinde giren Busbeke Rumeli’nin Türkler’e ait kısmını boydan boya geçerek 20 Ocak 1555’te İstanbul’a ulaşır. İstanbul, Türkler’in örf ve âdetleri, devlet ileri gelenleri, saray ahvali hakkında gördüklerini ve duyduklarını anlatır, özellikle Şehzade Mustafa’nın öldürülmesi olayı üzerinde durur. Busbeke ve beraberindekiler 9 Mart’ta Amasya’ya gitmek üzere Üsküdar’a geçerler. Yol üzerinde gördükleri şeylere, köy ve kasabalara dair değerli bilgiler veren Busbeke, Ankara’da Hacı Bayram Camii’nin yanındaki Augustus Mâbedi’nin duvarlarının iç yüzünde Latince, dış yüzünde Grekçe olarak yer alan Roma İmparatoru Augustus’un vasiyetnâmesini (Monumentum Ancyranum) ilk defa kopya ederek ilim âlemine tanıtır. 7 Nisan’da Amasya’ya varan heyet burada Kanûnî Sultan Süleyman tarafından kabul edilir. Haziran başlarında İstanbul’a dönen Busbeke raporunu vermek üzere Viyana’ya hareket eder. Daha sonra tekrar İstanbul’a dönen elçi diğer mektuplarında o devirdeki Türk hayatı hakkında birçok bilgi verir. Bu arada saray entrikaları üzerinde de durur ve özellikle Sadrazam Rüstem Paşa’nın yaptıklarını anlatır. Elçiliği sırasında İstanbul’da çıkan büyük bir veba salgını sırasında Büyükada’ya kaçan Busbeke, heyetin hekimi olan W. Quacquelbe’nin salgın sırasında hastalanarak öldüğünü de açıklar.
Türkler’in savaş usulleri hakkındaki bir yazısı ile çeşitli konularda Osmanlı Devleti’ne dair bilgi verdiği başka yazıları ve padişaha, Rüstem Paşa’ya yolladığı mektuplar vb. ise henüz Türkçe’ye çevrilmemiştir. Avrupa’da özellikle Türkiye seyahatnâmesi çok ilgi uyandırdığından bu kitap üzerine birçok araştırma ve hatta tez yapılmıştır. Busbeke aynı zamanda lâle soğanlarının Hollanda’ya götürülmesini ve orada yetiştirilmesini de sağlamıştır. Ayrıca, 200’den fazla elyazma kitap toplayarak, bunları Viyana’ya imparatorluk kütüphanesine vermiştir.