Mehmet Fatin Gökmen
1877 – 06.12.1955 01 Ocak 1970
Astronom, meteorolog, İstanbul Rasathanesinin kurucusu (D. 1877, Akseki / Antalya - Ö. 1955, İstanbul). Daha çok Fatin Hoca olarak tanındı. Abdülgaffar Efendinin oğlu, Sitare Gökmen ile astronom Tarık Gökmen’in babasıdır. İlköğrenimini Akseki ve Alanya’da , ortaöğrenimini İzmir’in Bayındır ilçesinde yaptı. Medrese hazırlık sınıflarını İstanbul’da Fatih Medresesinde tamamladı. Sultan Selim Camisi Muvakkithanesi’nde dönemin başmüneccimi Hüseyin Hilmi Efendi’nin yanında çalışırken, astronomi ve matematiğe olan büyük merakı nedeniyle, tanınmış bilim adamlarından Salih Zeki Beyin dikkatini çekti ve onun yüreklendirmesiyle, yeni açılan Riyaziye Medresesi’ne (Matematik Bilimleri Fakültesi) girdi (1901). Burayı 1904 yılında birincilikle bitirerek çeşitli okullarda matematik öğretmenliği yaptı. Bir süre de bitirdiği medresede astronomi ve hesab-ı ihtimali (olasılık hesabı) dersleri verdi. Bir süre de bu medresenin yöneticiliğini yaptı.
Siyasetle de ilgilenen Fatin Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı ve bu yüzden bir süre tutuklandı. II. Meşrutiyet (1908)’in ilanından sonra ilgisini tamamen bilime yöneltti. İttihat ve Terakki döneminin Maarif Nazırı (Eğitim Bakanı) Emrullah Efendi tarafından Rasathâne-i Âmire’nin müdürlüğüne (1910) atandı. Kandilli Rasathanesi’nin kurucusu ve ilk müdürü oldu. Rasathane, aslında 1868’den itibaren görev yapmaktaydı, ancak 31 Mart Olayları (13-14 Nisan 1909) sırasında binası ve aletleri tahrip edilmişti.
Kandilli Rasathanesi, Fransız Hükümetinin önerileri ile İstanbul’da Rasathane-i Amire adı ile kurulmuş ve bu kuruluşun ilk sorumlusu da Aristide Coumbary olmuştu. Mehmet Fatin Bey, Rasathâne-i Âmire’nin müdürlüğüne atandıktan sonra yaptığı incelemeler sonunda, rasathane yeri olarak, o zamanlar üzerinde Boğazlar Komutanlığı’na bağlı bir topçu birliğiyle İstanbul Belediyesi’ne ait yangın haber verme memurlarının oturduğu bir kâgir kule ve iki küçük odadan ibaret bir binanın bulunduğu bugünkü İcadiye Tepesi’ni seçti. Maarif Nâzırı’nın verdiği beş yüz altın lira ile derhal mevcut binaların düzenleme işine başladı. Arkasından da Fransız Meteoroloji Birliği Müdürü Angot ile ilişkiye geçerek, birinci sınıf bir meteoroloji istasyonu için gerekli aletlerin siparişini verdi. Kısa sürede sağladığı aletlerle 1 Temmuz 1911 tarihinden itibaren sürekli ve sistematik meteoroloji faktörlerinin ölçüm ve kayıtlarını başlattı.
Cumhuriyet kurulduğunda meteoroloji alanında sadece Kandilli Rasathanesi miras olarak kalmıştır. Maarif Vekâleti Müdürler Encümeni 19 Ağustos 1924 tarihinde aldığı bir kararla Kandilli Rasathanesi’nin bir genel müdürlüğe dönüştürülerek İstanbul Darülfünunu (Üniversite)’na bağlanmasını kararlaştırmıştı. Ancak Fatin Hoca, bir rasat merkezi konumunda olan Kandilli Rasathanesi’nin üniversiteye bağlanmasına karşı çıkarak, ayrı bir rasathane müdürlüğü kurulmasını önermiştir. Bundan sonra Millî Savunma Bakanlığı ile Tarım ve Bayındırlık bakanlıkları ayrı ayrı meteoroloji kuruluşları oluşturma yoluna gittiler.
Mehmet Fatin Bey, 1923 yılında Cumhuriyet kurulur kurulmaz hükümete yaptığı bir öneriyle rasathaneden ayrı bir meteoroloji teşkilatı oluşturulmasının gereğine işaret etti. Daha sonra da bu konu üzerinde ısrarla durup rasathanenin meteoroloji çalışmalarının dışında, Belçika’daki Uccle Kraliyet Gözlemevi gibi bir astronomi ve jeofizik gözlemevi olması için çaba harcayarak, bina yapımını ve ilgili aletlerin satın alınmasını sağladı.
On beş yıllık bir çabayla Almanya’dan getirterek 1935 yılında yerine monte ettirdiği 20 milimetrelik Zeiss marka teleskop ile ömrü boyunca topladığı matematik ve astronomiyle ilgili yazma ve basma eserlerden oluşan kitaplık, bugün de büyük bir önem taşımakta ve araştırmacılar tarafından yoğun bir biçimde kullanılmaktadır. Fatin Bey kitaplarını Süleymaniye Kitaplığı’na armağan etti. 1926 yılına kadar Türkiye’de resmen kullanılan Hicrî-Kamerî takvimin ay başlangıçlarını bilimsel yöntemlerle saptayarak, bu konuya açıklık getirdi.
Bilim tarihi ve özellikle de astronomi tarihi ile de ilgilenen Fatin Gökmen’in takvim konusundaki araştırmaları “Türk Takvimi”,“Eski Hitay Takvimi” ve “Eski Türklerde Hey’et ve Takvim” adlı kitaplarında toplamıştır. Ayrıca eskiden beri kullanılan bir gözlem ve hesap aleti olan rubu tahtasını tanıtan “Rubu Tahtası, Nazariyâtı ve Tersimi” adlı bir eseri daha bulunmaktadır.
İstanbul Üniversitesi’nde dersler de veren Fatin Bey, 1933 yılında yapılan üniversite reformu sırasında (medrese kökenli olduğu için) öğretim üyesi kadrosuna alınmayınca kendini tamamen rasathanedeki çalışmalara adadı. İdealindeki Batılı anlamda bir rasathane kurmak için güç koşullar altında yoğun bir çalışma ortamına girdi ve sonuçta bugünkü Kandilli Rasathanesi’nin sağlam temellere oturmasını sağladı. 1943 yılında emekli olarak hayatını adadığı Kandilli Rasathanesi’nden ayrıldı. Emekli olduktan sonra siyasi hayata tekrar döndü ve 1943-50 yılları arasında Konya milletvekilliği görevinde bulundu.
Mehmet Fatin Gökmen, 1955 yılında İstanbul’da vefat etti. 1973'te anısına TÜBİTAK Hizmet Ödülü düzenlemiş, Beykoz’da bir ilköğretim okuluna da onun adı verilmiştir (Beykoz Fatinhoca İlköğretim Okulu).
ESERLERİ:
Türk Takvimi (1936), Eski Hitay Takvimi (1936), 19 Haziran 1936 Küsûf-i Küllîsi (1936), Eski Türklerde Heyet ve Takvim (1937), Rubu Tahtası Nazariyatı ve Tersimi (1948).