Ukrayna gerilimi, ABD’nin niyeti ve Montrö
Barış Doster 01 Ocak 1970
ABD ve Rusya arasında Ukrayna kaynaklı gerilim sürüyor. Pentagon’dan bir yetkili, CNN televizyonuna, önümüzdeki haftalarda Karadeniz’e savaş gemileri göndermeyi düşündüklerini açıkladı. Konuya, ABD emperyalizminin saldırı ve işgal aygıtı NATO da dahil oldu. Ukrayna’ya destek verdi. Tek çözüm yolunun, Ukrayna’nın NATO üyeliği olduğunu belirtti. Rusya ise ABD’nin ilişkileri gerdiğini, sonuçsuz ve aptalca adımlar attığını söyledi. Ukrayna sınırına asker yığdı. Gerilim, Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Çünkü Montrö Boğazlar Sözleşmesi, tam da sorunun merkezinde.
Savaş uçaklarıyla Karadeniz üzerindeki hava sahasında Rusya’yı gözetleyen ABD, Ukrayna’yı Rusya’ya karşı kışkırtıyor. Gerilimi tırmandırıyor. Donanmasını, bir bahane bulup, bir gerekçe üretip, sık sık Karadeniz’e çıkarıyor. Bununla da yetinmiyor. Karadeniz’de kalıcı olmak, üs edinmek, sürekli bayrak göstermek istiyor. Halen Karadeniz’de NATO üyesi üç devlet varken (Türkiye, Romanya, Bulgaristan), Gürcistan ve Ukrayna’yı da NATO’ya almaya çalışıyor. Hedefi; dünyanın en huzurlu, istikrarlı, güvenli denizlerinden olan Karadeniz’i, NATO denizi yapmak. Rusya’yı güneyinden, Türkiye’yi kuzeyinden kuşatmak. Ankara - Moskova ilişkilerini bozmak. Türkiye’nin Kafkasya’yla, Orta Asya’yla, Avrasya’yla arasına set çekmek.
ABD’nin Montrö karşıtlığının, İstanbul kanalı ısrarının, Atatürkçü, Cumhuriyetçi aydınlarımıza, bilim insanlarımıza, diplomatlarımıza, subaylarımıza düşmanlığının sebeplerinden biri de bu. Çünkü Montrö Lozan’ı tamamlıyor, bütünlüyor. Türkiye’nin bağımsızlığı, bütünlüğü ve egemenliğini pekiştiriyor. ABD’nin Karadeniz’e yönelik hesaplarını engelliyor. Çünkü ABD; Karadeniz’e savaş gemilerini yollamak isterse, Montrö hükümlerine göre, 15 gün önceden Türkiye’ye bildirmesi gerekiyor. Bulunduracağı gemilerin toplam ağırlığı 45 bin tonu geçemiyor. Boğazlardan 15 bin tondan fazla gemi geçiremiyor. Karadeniz’de 21 günden fazla kalamıyor. Bu nedenle Montrö’yü devre dışı bırakmak, delmek için çabalıyor.
UKRAYNA İÇİN, GÜRCİSTAN DERSLERİ
Rusya ise ABD’nin tahriklerine kapılmıyor. Soğukkanlı. Geri adım atmıyor. Alttan almıyor. Hiç kimse iki devlet arasında sıcak çatışma beklemese de Rusya; ABD’nin bölgede Ukrayna’yı vekil güç olarak kullandığını, Rusya’ya karşı teşvik ve tahrik ederek, Karadeniz’e yerleşmek istediğini biliyor.
Peki, ABD’nin Ukrayna hesabı tutar mı? Tutmaz. Çünkü Moskova; ABD’nin Rusya’yı, Balkanlar’dan, Doğu Avrupa’dan, Baltık Denizi’nden çevrelediğini görüyor. O nedenle Karadeniz’de yeni bir adım atmasını kabul etmez. Kabul etmeyeceğini de 2008’in ağustos ayında Rusya- Gürcistan savaşında gösterdi. Gürcistan; Abhazya ve Güney Osetya üzerindeki sınırlı otoritesini de yitirdi. Savaşı kaybetti. Rusya, bu iki devletin bağımsızlığını tanıdı. İkisi üzerindeki nüfuzu daha da güçlendi. Coğrafyayı ve güç dengesini dikkate almayıp, ABD’ye fazla güvenen Gürcistan lideri Şaakaşvili ise savaş sırasında Batılı bir liderle (basına göre, ABD Başkanı Bush) telefonda konuşurken, sinirden kırmızı kravatını yerken görüntülendi.
Bu görüntüler, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski’nin de hafızasındadır mutlaka.