I. Muaviye
602 – 680 01 Ocak 1970
Hz. Muhammed’e tanıklık eden Emevi Devleti kurucusu Muaviye bin Ebu Süfyan Mekke’de doğdu. Hz. Muhammed’in peygamberliğini ilan etmesinin ardından Kureyş’in ileri gelenleriyle birlikte İslam’a cephe alan ve Bedir Savaşı’nın ardından üstlendiği Mekke liderliğini şehrin fethine kadar sürdüren babasının gözetiminde bir şehzade gibi büyüdü ve onunla birlikte fetih sırasında Müslüman oldu. Müellefe-i kulûbdan(parayla gönlü İslam’a ısındırılan) sayıldığı için Huneyn ganimetlerinin dağıtımında payına fazla miktarda para ve mal ayrıldı. Müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber’e kâtiplik ve onun vefatının ardından Suriye üzerine gönderilen dört ordudan birinde kumandan yardımcılığı yapan Muaviye, 638 Hz. Ömer tarafından önce Ürdün, ertesi yıl Dımaşk valiliğine tayin edildi. 640 yılından sonra halifenin emriyle Filistin’in sahil şehirlerinden Kaysâriye, Askalân ve Trablusşam’ı aldı, sahillere karakollar kurup asker yerleştirdi. Bu arada Bizans’tan kalma tersanelerden yararlanarak İslam donanmasında ilk deniz birliklerini teşkil etti. Hz. Osman döneminde Filistin, el-Cezîre, Humus ve Kınnesrîn’in de uhdesine verilmesiyle Suriye genel valiliğine getirilen Muaviye yeni halife ile olan akrabalığı sayesinde daha rahat hareket etmeye başladı. 648 yılında Kıbrıs’a bir donanma gönderilmesi hususunda Hz. Osman’ı ikna eden Muaviye, yolladığı filo ile Kıbrıs’ı kan dökmeden haraca bağladı, ikinci seferinde ise bölgeye yüklü bir ordu yerleştirdi.
Muaviye, Hz. Osman’ın ardından Medine’de halife seçilen Hz. Ali’ye, Hz. Osman’ın öldürülmesi konusunda ilgisiz kaldığını ve suç ortağı olduğu isyancıları ordusunda barındırdığını ileri sürerek biat etmedi. Cemel Vak‘ası’nda galip gelen Hz. Ali’nin kendisini tekrar itaate davet etmesi karşısında ona, Hz. Osman’ın katillerini kendisine teslim etmesini ve halifeliği bırakarak şûra tarafından yeni bir halife seçilmesi işini sağlamasını teklif etti. Onun bu tavrı iki tarafı Sıffîn’de karşı karşıya getirdi. Bu savaşta yenilmek üzere olan Muaviye, maiyetinde savaşan Amr b. Âs ona, mızrak uçlarına Kur’ân-ı Kerîm sayfaları taktırarak karşı tarafı anlaşmazlığı Allah’ın kitabının hakemliğinde çözmeye çağırmasını önerdi. Bu taktik işe yaradı ve Muaviye ağır bir mağlûbiyetten kurtuldu. Muaviye, böylece Hz. Ali’nin ordusunun parçalanmasına ve aralarında savaş çıkmasına da zemin hazırlamış oldu. Haricilerle uğraşan Hz. Ali’ye karşı savaş başlattı ve Hz. Ali’nin şehit edilmesi üzerine halife seçilen oğlu Hasan’la savaşmak için Irak’ın üzerin yürüdü. Karşılıklı yazışmalar neticesinde rakibinin bazı şartlarla halifeliği bırakmayı kabul etmesi üzerine Kûfe’ye giderek ondan ve halktan biat aldı. Böylece Emevi Devleti kurulmuş oldu. Hükümdarlığı süresince İstanbul dahil farklı yerlere akın düzenledi. Halifeliği kabile asabiyeti temeline dayanan bir mücadeleyle ele geçiren Muaviye’nin en kalıcı icraatı oğlu Yezîd’i veliaht tayin etmesi, böylece devleti veraset kuralını esas alan bir hânedana dönüştürmesidir. Sonuç olarak hilafeti verasete dayalı mutlak bir saltanata dönüştüren Muaviye Dımaşk’ta vefat etti.