9 dakikalık toplantının sırrı
Müyesser Yıldız 01 Ocak 1970
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias 15 Nisan'da Ankara'ya geldi. Mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile düzenlediği basın toplantısında, Ege'den Kıbrıs'a, adaların silahlandırılmasından azınlık haklarına kadar Yunanistan'ın değişmez tezlerini bir bir sıralayıp, Türkiye'yi AB yaptırımlarıyla tehdit etti. Haliyle gerginlik yaşandı. Çavuşoğlu da Erdoğan'ın ifadesiyle Dendias'a “haddini bildirdi”!..
Çavuşoğlu'nun, Dendias'ın açıklamalarından rahatsız olmasının sebebi ilginçti; “Kendi aramızda mutabık kaldığımız halde buraya gelip Türkiye'yi suçlarsanız, bunların cevabını vermek durumunda kalırım.” izahatında bulundu.
Yani asıl mesele o sözler değil, bunların medyanın önünde söylenmesiydi.
1.5 AYDA BUNLAR OLDU
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun iki gün önceki iade-i ziyaretinde yaşananları aktarmadan önce, 15 Nisan'dan bu yana Yunanistan cephesinde neler olduğunu özetleyelim.
Başbakan Miçotakis 18 Mayıs'ta İskeçe'ye bağlı Paşevik'teki öğrenci ve öğretmenlere video konferansla seslenirken, Türk Köyü Paşevik için “Pomak köyü”, Türk çocukları için de “Yunan çocukları” ifadesini kullandı.
Miçotakis'e sadece Dışişleri Bakanlığı ve Cumhur İttifakı'nın ortağı MHP'nin Lideri Devlet Bahçeli tepki gösterdi.
Aynı günlerde Savunma Bakanı Nikos Panagiotopulos, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Yunan Cumhurbaşkanı ve yetkililerinin Ege adalarına yaptığı ziyaretlere ilişkin eleştirisine, “Hiçbir Türk yetkili, bir Yunan yetkilinin Yunanistan'da nereye seyahat edeceğini öneremez. Bu tür önerileri kabul etmiyoruz.” karşılığını verirken, Türkiye'yi kast ederek, “Tehdit altında olduğumuz sürece adaları askerden arındırmayacağız. Şu anda ulusal egemenliğimiz tehdit ediliyor, adaları silahlandırmaya devam edeceğiz.” dedi.
Başka?
Yunanistan Savunma ve Dışişleri Bakanlıklarının, ülkedeki askeri varlığını sürdürmeyi kararlaştıran ABD'ye daimi üs kurması için 22 bölge önerdiği ortaya çıktı.
26 Mayıs'ta Yunan ve ABD ordusu, Türk nüfusun yoğun olduğu İskeçe'de ortak tatbikat yaptı. Ortodoks din adamları da tatbikat alanına giderek, askerleri kutsadı.
Bu arada 24 Mayıs'ta Konya'da Genelkurmay Başkanlığı'mızın ev sahipliğinde “Uluslararası Anadolu Ankası-2021 Tatbikatı” başladı. 4 Haziran'da sona erecek tatbikata ABD, Azerbaycan, Katar, KKTC ve Slovakya unsurlarının katılacağı duyuruldu. ABD son anda katılmaktan vazgeçti.
Slovakya'nın çekildiğini ise 3 gün sonra, Yunan ve Slovakya Dışişleri Bakanlarının Lizbon'daki AB toplantısında yaptığı görüşmede öğrendik. Slovakya Dışişleri Bakanı Ivan Korcok, ülkesinin uluslararası hukuka ve Avrupa dayanışmasına olan bağlılığını vurguladıktan sonra “Kıbrıs'ın işgâl altındaki kısmının katılımı nedeniyle” tatbikattan çekildiklerini söyledi. Dendias da Slovak mevkidaşına hızlı tepkisi için teşekkür etti.
Son olarak; AB Konseyi Başkanı Charles Michel'le görüşen Yunanistan Başbakanı Miçotakis, “Ankara ile elzem yakınlaşmanın gerçekleşebilmesinin tek yolu provokasyonların, yasadışı eylemlerin ve saldırgan söylemlerin sona ermesidir. Türkiye'nin ölçülü adımları, Avrupa tarafından gelecek adımları da hızlandıracaktır.” açıklamasını yaptı.
Başkan Michel de, “AB, Türkiye’nin davranışını değiştirmek için elindeki tüm araçları kullanmaya hazır.” deyip şunları söyledi:
“[Türkiye'ye] Açık bir mesaj gönderdik: Daha olumlu bir gündeme hazırız; ama ruh halimiz şartlı, orantılı ve tersine çevrilebilir. Özellikle Yunan-Türk ilişkilerinde, Kıbrıs sorunu ve insan hakları konusu gibi farklı alanlarda ilerleme olursa, bu gerçekleşebilir... Geçmişte doğru yönde bir kez, sonra yanlış yönde iki kez adım gördük.”
Tablo bu iken; Milli Savunma Bakanlığı, Türk ve Yunan heyetleri arasındaki 4'üncü Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı'nın 26-27 Mayıs tarihlerinde video konferans yöntemiyle icra edildiğini ve önlemler konusundaki görüşmelerin devamı hususunda mutabık kalındığını duyurdu.
Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu da “pozitif gündemle” Yunanistan'a gitti, 1.5 ay önce “haddini bildirdiği” Dendias'la kucaklaştı!..
NEDEN SORU ALINMADI
Çavuşoğlu'nun ziyaretinden hemen önce Yunan basını, 15 Nisan'da kameralar önünde yaşanan tartışmaları hatırlatarak, “Benzeri bir tartışmanın Atina'da tekrarlanmamasına özen gösterileceğini ve her türlü önlemin alınması için gerekli hazırlıkların yapıldığını”, “ortak basın toplantısı sonrasında gazetecilerden soru kabul edilmeyeceğini” öne sürdü.
Gerçekten de öyle oldu. Çavuşoğlu ve Dendias'ın basın toplantısı sadece 9 dakika sürdü, soru alınmadı.
Medyamız, çok sevindi.
Örneğin Çavuşoğlu'nun ziyaretine de katılan Yeni Şafak Yazarı Mehmet Acet, Dendias'ın Nisan'daki ziyareti sırasında yaşanan söz düellosunun yerini bu defa kucaklaşma görüntülerinin aldığını, soru alınmamasının da “sancılı konular üzerinden gelebilecek sorulara karşı pozitif atmosferi koruma amaçlı” olduğunu kaydederken, şu izlenimlerini aktardı:
“Gümülcine’ye vardığımızda, Türkiye’den giden ‘gazeteci ordusu’ olarak karşımızda Yunan medyasından kalabalık bir grup bulduk... Yunan medyasının reflekslerine baktığınızda, geziyi takip etme yerine ‘tarassut altında tutma’ yani ‘gözetleme’ niyetiyle hareket ettikleri her hallerinden anlaşılabiliyordu... İskeçe’da yaşayan, Çavuşoğlu’nu görmek için Gümülcine’ye gelen bir Türk gazeteci anlattı. Çavuşoğlu Türk toplumundan yaşlı bir kadına Türkçe selam verip, birkaç kelam ettikten sonra Yunanistan medyasından bir muhabir hemen atılmış, 'Bakın işte Türkçe konuşuyorlar, acaba Çavuşoğlu bu kadına ne dedi, niye Türkçe konuştu' gibisinden anonslar yapmış... Batı Trakya’daki Türklerin uzun yıllardır devam eden bir kimlik problemi var malum... 4,5 sene önce dönemin Yunan Cumhurbaşkanı, 'Batı Trakya’da yaşayan Batı Trakya azınlığı Yunan Müslümanlardır ve bu, hiçbir zaman değişmeyecektir.' demişti ve şimdiye kadar gerçekten de bu tutumda bir değişiklik olmadı.”
Şuraya geleceğiz. Basın toplantısının kısa sürmesi, soru alınmaması tesadüf değildi; çok önceden planlanmıştı. Nereden mi biliyoruz?
Miltiadis Varviçyotis diye bir Yunan Dışişleri Bakan Yardımcısı var. Dendias'ın Ankara ziyaretinden bir hafta önce, “Türkiye bir kargaşa ve dış politikasında kimliği konusunda kafa karışıklığı içinde. Türk Cumhurbaşkanı hem yurt içinde hem de yurt dışında dengesiz hamleler yapıyor” demişti.
İşte bu isim, Dendias'ın Ankara ziyaretinden 13 gün sonra bir radyoya konuştu. Gazeteci, “Ankara'nın iletişim düzeyinde bir misilleme yapıp yapmayacağını” sordu. Varviçyotis'in cevabı ne mi oldu?
İletişim boyutunun Yunanistan'ın endişelerinin en küçüğü olduğunu belirtip, “Türkiye'nin Aralık ayından bu yana gösterdiği -en azından sahada- gerilimi azaltma işaretlerini göstermeye devam edip etmeyeceği konusunda daha fazla endişeliyiz.” dedi. Bunu söylerken de yine Nisan'da AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in Ankara ziyaretinde Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yaşanan “koltuk krizine” atıfta bulunup, “Türkiye'nin Avrupa müktesebatına saygılı, Avrupa kurumlarına karşı ciddi, sorumlu ve samimi olduğunu göstermesi gereken bir dönem olduğunu düşündüğünü” bildirdi.
Aynı isim iki gün önce yani Çavuşoğlu daha Atina'dayken de bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, “Ekonomik ve diplomatik baskı altında olan Türkiye'nin, Yunanistan kararlı savlarından geri adım atmadan müzakere masasına geldiğini” öne sürdü.
10 milyonluk Yunanistan karşısındaki durumumuz işte böyle... Ama tüm bunlar “ilişkilerde normalleşme” diye sunuluyor!..
Ayasofya'da ülkemizin kurucusu ve önderi Atatürk'e lanet okutmak da şu “normalleşmenin” işaretlerinden biri olmasın?!