« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

12 Tem

2021

Hz. Âişe

01 Ocak 1970

Hz. Âişe ra, Resulullah'ın sav mübârek zevcelerindendir. İsmi, Aişe binti Ebû Bekir’dir. Yani Hz. Ebû Bekir'in kızıdır. Hz. Aişe vâlidemiz küçük yaşta iken okuma yazma öğrenmiş olup, çok zekî ve kabiliyetli idi. Her bir hâdise üzerine hemen bir şiir söylemesi onun zekâsına bir delîldir. Öğrendiği ve ezberlediği bir şeyi unutmazdı. Çok akıllı, zekî, âlime, edibe ve afife ve sâliha idi. Hâfızası pek kuvvetli olduğu için, Eshâb-ı kiram, birçok şeyleri ondan sorup öğrenirdi. Âyet-i kerîme ile medh edilmiştir.

Hz. Âişe vâlidemiz Medine’de Resûlullah’ın sav, gazâlarına katılmış diğer sahabe hatunları gibi yaralıların tedavisi ve onların bakımıyla meşgûl olmuş, büyük hizmetler görmüştür. Uhud günü, Hz. Âişe vâlidemiz de sırtında yiyecek ve içecek su taşıyarak Uhud’a gelmişti. Hz. Âişe ve Ümmü Süleym kırba ile su taşıyorlar, Hamne ra ise susuzlara su veriyordu. Enes bin Mâlik ra diyor ki, “Uhud gazâsında müslümanlar bozulup, Resûlullahın yanından dağıldıkları zaman, Hazreti Âişe ile Ümmü Süleym bint-i Milhân’ı gördüm. Arkalarında kırbalarla koşa koşa su taşıyorlar, yaralıların ağızlarına boşaltıyorlardı. Kırbaları boşaldıkça koşarak gidiyor doldurunca koşarak geliyor yine yaralılara su veriyorlardı.”

Hz. Âişe validemiz iftiraya uğramış, bunun için çok gözyaşı dökmüş, Allah bunun üzerine kendisi için ayet indirmiş ve kendisini temize çıkarmıştır. O, ra, ayet-i kerîme ile medh ve sena olundu.

Peygamberimiz sav, vefat ettiğinde, o an bulunduğu yere yere, yani Hz. Âişe’nin odasına defn edilmişti. Resûlullah’ın vefâtından sonra da Eshâb-ı kiramın “aleyhimürrıdvan” Hz. Âişe vâlidemize Ümm-ül-mü’minîn; mü’minlerin annesi olarak hürmetleri, ikramları ve izzetleri çok fazla idi. Resûlullahın vefâtından sonra Hz. Ömer, Âişe vâlidemize çok iyilik etti. Hz. Âişe Resûlullah’ın kabr-i şerîfi yanında kendisi için ayırmış olduğu yeri, Hz. Ömer’e verdi. Hz. Ömer’de peygamberimizin yanına defnedildi. Hz. Âişe, Hz. Osman zamanında da islâmı öğretmekle meşgûl oldu.

Hz. Âişe'nin bütün İslâm ilimlerinde çok büyük derecesi vardı. Bilhassa kadınlara mahsûs hallere dair fıkhî hükümler kendisinden sorulurdu. Çünkü Âişe, hem mü’minlerin annesi, hem de dinlerini öğrenecekleri bir müftî müctehide idi. Âlim, edîb, çok akıllı ve üstâd idi. Çok fasîh ve belîğ konuşurdu. Onun fazîletleri, üstünlükleri, sayılamıyacak kadar çoktur. Eshâb-ı kirama fetvâ verirdi. Âlimlerin çoğuna göre, fıkh bilgilerinin dörtte birini Hz. Âişe haber vermiştir. Hadîs-i şerîfte; “Dîninizin üçde birini Humeyrâdan öğreniniz!” buyuruldu. Resûlullah sav, Hz.Aişe'yi çok sevdiği için, ona “Humeyrâ” derdi. Eshâb-ı kiramdan ve Tabiînden çok kimse, Hz. Âişe’den işittikleri hadîs-i şerîfleri haber vermişlerdir. Urvetübni Zübeyr hazretleri buyuruyor ki; “Kur’ân-ı kerîmin ma’nâlarını ve halâl ve haramları ve Arab şiirlerini ve neseb ilmini Hz. Âişe’den daha çok bilen kimse görmedim.”

Resûlullah’ın sav vefâtından sonra Hz. Âişe’ye yemek yeyip yemediğini sordular. “Hiç bir zaman doyasıya yemedim” buyurdular ve ağladılar. Daima oruç tutarlardı. Teheccüd namazını hiç terk etmezlerdi. Çoğu zaman Hz. Peygamberle sav kılarlardı. (Tirmizî-Zühd)

Âişe validemizin çocuğu yoktu. O, ra, Ramazan ayında Medine-i Münevvere’de vefât etti. Namazını Medine vâlisi olan Ebû Hureyre ra kıldırdı.Vasiyeti üzerine geceleyin Bâki Kabristanına defn edildi.

Ziyaret -> Toplam : 132,90 M - Bugn : 103187

ulkucudunya@ulkucudunya.com