Sedat Umran
Tuğba Sivri 01 Ocak 1970
Doğum tarihi bazı kaynaklarda 1925, bazılarında 1926 olarak geçen Sedat Umran’ın asıl adı Osman Sedat Öcal'dır. İstanbul’da doğdu. Annesi Emine Sadiye Hanım, babası ise öğretmen Mehmet Kâzım Öcal’dır (2001: 1024). İlkokulu Erenköy 38. İlkokulu’nda; ortaokulu Kadıköy 1. Ortaokulu’nda; liseyiyse Haydarpaşa Lisesi’nde 1942’de tamamladı. Ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden 1948’de mezun oldu. 1951-56 yılları arasında Merkez Bankası İstanbul Şubesi'nde ve Maliye Enstitüsü’nde memurluk yaptı (Işık 2002: 955). 1956’da İzmir’e taşındı ve çeşitli şirket ve fabrikalarda çevirmen olarak çalıştı (2002: 955). 1974’te emekli oldu (Altınkaynak, 2007: 702). İlk şiiri 1943’te Yedigün dergisinde yayımlanan Umran, ilk şiir kitabı Meşaleler’i 1949’da kendisi yayımladı. Wilhelm Weischedel’in düşünce kitabı Felsefenin Arka Penceresi çevirisiyle, 1993 Türkiye Yazarlar Birliği Tercüme Ödülü’nü aldı (www.tyb.org.tr). 1970’te yayımlanan Leke isimli ikinci şiir kitabı, üzerine en çok konuşulup yazılan eseri oldu. On iki şiir kitabı, on altı çeviri, dört antoloji ve bir deneme kitabı yayımladı. 7 Ağustos 2013'te, Kayışdağı Huzurevi’nde hayatını kaybetti.
Henüz 17 yaşındayken Yedigün dergisinde çıkan ilk şiiriyle edebiyat çevrelerine giren Sedat Umran, 1970'te yayımlanan Leke isimli şiir kitabında bir tür eşya sembolizmi geliştirmiş, metafizik unsurlarla modern içerikleri bir araya getirerek farklı bir şiir dili oluşturmuştur. Hasan Akay, Umran'ın şiir dilini şöyle betimler: "Umran, dili yaratıcı biçimde kullanmayı tecrübe ediyor, daha önce denenmemiş, yoğrulmamış, ham bir dil kullanıyor, adeta umrânî bir dil." (Akay 1996: 15). Şiirinde Ahmet Haşim ve Necip Fazıl etkisi görülür; öyle ki kendisi bu durumu, Şiirde Metafizik Gerçek adlı deneme kitabında "Necip Fazıl olmasaydı, ben de olmazdım." (2004: 291) diyerek belirtmiştir. Edebiyat çevrelerinde "Yedigün Şairleri" arasında anılmasının yanı sıra "Leke'nin şairi" ya da "eşyanın şairi" olarak da tanındı ((Işık 2002: 955). Kendisiyle beraber Şaheserler Antolojisi'ni hazırladığı Hasan Akay, onu "son modern şair" olarak tanımlarken Mustafa Nuri Şirin'e göre Umran, sembolist şiirin belki de son örneğiydi (akt. Yardım, 2013). Osman Serhat Erkekli, Necip Fazıl'la Ahmet Haşim'in bir bileşkesi olarak tanımladığı Sedat Umran şiirlerinin "(...) onların el atmadığı konulara el atarak Türk şiirini birkaç adım ileriye götür[düğünü]" (2002: 956) belirtmiştir. Her ne kadar Ahmet Haşim ve Necip Fazıl etkisinde olduğu bilinse de Umran, kendine has şiir diliyle bütün edebiyat çevrelerince değeri bilinmiş bir şairdir. Örneğin İlhan Berk, Leke için şunları söylemiştir: "Yeni bir duyarlığı deniyor Leke, bu da yetmeli. Ham bir dili kullanıyor Sedat Umran, bu dil şiirin yapısına da uzanıyor, şiire karşı bir şiir deneyine giriyor bile denebilir. Başkalarını bilmem, bu beni korkunç ilgilendiriyor." (1970). 87 yaşında vefat eden şair, Türk şiirine ve düşünce dünyasına sayısız katkıları dolayısıyla pek çok makalenin ve yazının konusu olmuştur.