« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

09 Ağu

2021

Ahmed Cevad Paşa

1851 – 10.08.1900 01 Ocak 1970

Ahmed Cevad Paşa 1851 yılında Şam'da dünyaya geldi. Şûra-yı Askeri üyesi Afyonlu Kabaağaçlızade Mustafa Asım Bey ile Suriye Türkmenlerinin ileri gelen ailelerinden Hattatzade Huseyin Efendi'nin kızı Zehra Hanım'ın oğludur. Anne ve babasını 12 yaşındayken kaybetti. Aile dostları olan Rumeli kazaskeri Atıfzade Ömer Hüsamettin Efendi tarafından himaye edildi. İlk öğrenimini Bursa ve İstanbul'da bitirdikten sonra Mekteb-i Harbiye'ye girdi. Buradan 1869 yılında mezun oldu. Daha sonra Mekteb-i Erkân-ı Harbiye'ye girdi. Okuldan 1871 yılında birincilikle mezun oldu ve Kolağası rütbesine terfi etti. Askeri görevlerinin yanı sıra "El-Ma'lûmâtü'l-Kâfiye fî Ahvâl-il-Memâlik-il-Osmâniyye" adlı bir eser yazarak Sultan Abdülaziz'e sundu. Bu çalışmasından dolayı binbaşı rütbesine terfi ettirildi.

93 Harbi sırasında Tuna ordusunda görev yaptı. Cephedeki başarıları nedeniyle çeşitli nişanlarla ödüllendirildi. Şubat 1878'de miralay rütbesine yükseltildi. 1880 yılında Erkan-ı Harbiye Dairesi Altıncı Muhaberat-ı Umumiye şubesinde göreve başladı. Resmi ordu gazetesi olan Ceride-i Askeriye'nin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Ayrıca dergide kendi yazıları da yayımlandı.

Diğer yandan Ekim 1879 tarihinden itibaren "Yadigâr" isimli bir dergiyi yayınlamaya başladı. 15 günde bir çıkarılan bu dergi; fen, sanayi, coğrafya, tarih, ahlak gibi konularda yazılar yayımlamaktaydı.

1881 yılında yazı işleri müdürlüğü vazifesine ek olarak; 93 Harbi sonrasında imzalanan Berlin Antlaşması gereği Osmanlı Devleti ile Yunanistan, Sırbistan, Rusya arasındaki sınırları belirlemek için oluşturulan komisyonlarda görev aldı.

93 Harbi'nden sonra Berlin Antlaşması ile bağımsızlığını elde eden Karadağ'a 1884 yılında elçi olarak tayin edildi. Bu göreve giderken Mirliva rütbesine terfi etti ve paşa oldu. Burada iki yıl kalan Ahmed Cevad Paşa, ülke içinde çeşitli seyahatler yaptı. Görevi sırasında rahatsızlanması nedeniyle Viyana'ya gitmek için izin istediyse de yeni bir vazifeye atanmak üzere İstanbul'a çağrıldı.

Bu dönemde Sultan II. Abdülhamid'in dikkatini çekti ve takdirini kazandı. İstanbul'da Teftiş-i Askeri Komisyonu üyeliğine getirilen Ahmed Cevad Paşa, Girit'te karışıklıkların çıkması üzerine bölgeye kumandan ve vali vekili olarak atandı.

Göreve geldiğinde adanın tarihi, coğrafi, sosyal durumu hakkında bir yazı hazırlayarak Sultan II. Abdülhamid'e sundu. İsyanın sebebi olarak Hristiyan halka aşırı imtiyazlar tanınmasını gösterdi. İki yıl süren valiliği sırasında adadaki Müslüman ve Hristiyan halk arasında huzur ortamı oluşturmak için yoğun çaba harcadı. Buradaki başarısına karşılık Müşir rütbesine yükseltildi.

1891 yılında da sadrazam olarak atandı. Bu vazifesini 4 yıl boyunca devam etti. Sadrazamlığı sırasında takip ettiği siyaset, iç ve dış barışı korumak oldu. Görevi boyunca daha çok Ermeni olayları ve bu olayların oluşturduğu diplomatik sorunlar ile uğraştı. Kendi kararlarının kabul edilmesi konusunda aşırı ısrarcı olan Ahmed Cevad Paşa, 1894 yılında sadrazamlıktan azledilerek Nişantaşı'ndaki evinde ikamete mecbur edildi.

Girit'te yeniden karışıklıkların çıkması üzerine, ''Girit Fırka-i Askeriye'' kumandanlığına atanarak 1897 yılında adaya gönderildi. Bu dönemde Almanya İmparatoru Kayzer II. Wilhelm'in Suriye ve Filistin'e seyahat yapması kesinleşince, Ahmed Cevad Paşa, Kayzer'in mihmandarlığına getirildi. Yerine ise Ferik Osman Nuri Paşa tayin edildi.

Ahmed Cevad Paşa, İmparator II. Wilhelm'im seyahatinin güvenliği için gerekli önlemleri almakla vazifelendirildi. Bu görevi başarılı bir şekilde yerine getirdi. İmparator 16 Kasım 1898 tarihinde seyahatini tamamladı. Görevinin ardından Ahmed Cevad Paşa'nın İstanbul'a dönmesine izin verilmedi ve 5. Ordu Komutanı olarak atandı.

5. Ordu Komutanı olarak görev yaptığı Şam'da rahatsızlandı. Doktorların verdiği raporla İstanbul'a geldi ve 10 Ağustos 1900 tarihinde hayatını kaybetti. Fatih'te anne ve babasının mezarlarının bulunduğu Emir Buhari Camii haziresine defnedildi. 1901 yılında Mimar Kemaleddin tarafından mezarının bulunduğu yere bir türbe inşa edildi.

Halim Kaya

26 Kas 2024

Süleyman Eryiğit’in yazdıklarından daha önce hiçbir yazısını okumadım. Mümtaz Turhan, Sabri F. Ülgener, Ömer Lütfü Barkan, Mehmet Genç gibi hocaları okuyup Osmanlının geri kalışının sebepleriyle ilgilenmeye başladığımdan ve özellikle de Mehmet Genç’in iki ciltlik “Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi” adlı kitabını okuduktan sonra “Osmanlı ve Kapitalizm” konusu daha dikkatimi çekmeye başladı.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

26 Kas 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 127,57 M - Bugn : 216182

ulkucudunya@ulkucudunya.com