Sürat Kargo ve Dava!
İbrahim Kahveci 01 Ocak 1970
Aman davamıza zarar gelmesin. Davamız için yurtlar yapalım, kurslar açalım, dava insanları yetiştirelim.
İyi ama dava ne?
Ensar Vakfından tanıdık İbrahim Bacacı 27 Haziran’da TMSF’nin satılığa çıkardığı Sürat Kargo için 7 Temmuz günü bir şirket kurmuş. Dün Çiğdem Toker detaylı yazdı.
Hatırlarsanız KARAR Gazetesi “Bu ne Sürat” diye haber yapmıştı. TMSF 27 Haziran’da satışa çıkarmış ve 27 Temmuz’da da son teklif süresi demişti.
İşin rengi aslında kendini göstermişti. Paket halinde satılacağı anlaşılıyordu. Hatta herkes kimin alacağını da biliyormuş... Nitekim bunları da 30 Temmuz günü “Yangından mal kaçırma” başlığı ile vermiştim.
***
Ve beklenen oldu. Yeni kurulan bir şirketi vasıtası ile İbrahim Bacacı bir anda yıllık 120 milyon kâr eden şirketi 335 milyon liraya TMSF ihalesinden satın aldı.
Hayırlı uğurlu olsun...
Bir ülke varlığı daha davaya hizmet edecektir.
Mesela, bu şirket bir süre sonra zaten ederi olan 1,0-1,2 milyar liraya satılarak aradaki farkla dava hizmetleri-giderleri karşılanabilir mi?
Dava uğruna imarı değişecek arazileri imar öncesi toplayıp davaya harcamak hak değil miydi? İmarında çıkan aksaklıkları cami-kuran kursu gibi yapıları yaparak temizlemediler mi?
Acaba bu işlemlerin bir yerinde ‘günah’ diye bir şey oluyor mu? Ya da dava uğruna günahlar sevaplaşıyor mu?
Biz bunları bir yerden biliyoruz ama... neyse!
***
Ayla’nın 1 saç teline takanlar her nedense bu tür ihalelerin peşine hiç takılmıyorlar. Hatta görmemek, duymamak için ellerinden geleni de yapıyorlar belki de...
Evet, Leyla’nın yürüyüşüne takanlar da Cengiz’in yürüyüşüne hiç bakamıyor mesela. Aldığı ihaleleri, ihaleler sonrası geçilen kıyakları hiç göremiyorlar.
Sürat Kargo satıldı ama kime?
Mesela eskiden beri sermaye birikimi ve iş tecrübesi olan birine mi? Yoksa TÜRGEV, TÜGVA, TÜRKEN gibi kurumlarla ilişkiler ağından dolayı mı? Elbette bilemiyoruz ama Zekeriya Temizel’in “Nereden buldun” yasası olsaydı hepsini görebilirdik.
Meğer ne kadar da önemliymiş... Şeffaflık ve temizlik.